Diyanet İşleri Başkanı Sn. Ali Erbaş’ın söylediği iddia edilen ve Sn. Erbaş’a asla yakıştıramadığım: “Eğitim insanları dinden ediyor.” açıklamasına cevabımdır.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; “Eğitim seviyesi artıkça dinden uzaklaşılıyor.” diyen her kimse şayet Sn. Erbaş’da böyle bir söz ettiyse O’nu da bir Müslüman olarak kınıyorum. Böylesi bir sokak sözü, önce insanlığa sonra da çalışın, akıl edin, düşünün diyen İslam’a hakarettir, düşmanlıktır.
Bu sakat sözün doğrusu: “İnsanlar okudukça, öğreniyor. Eğitim seviyesi artıkça da dinden değil hurafeden, bidattan uzaklaşıyor”. Eğitimli insanlar dinin ritüeller değil, şekil değil dinin özünü, aslını ne dediğini ve ne istediğini kavrıyorlar.” Olmalıdır.
Siz ne yapıyorsunuz? Kutsal dini namaz, sakal, sarık, cübbe, fes, tesettür, umre, şeyh, şıh, gavs gibi ritüellerle şova dönüştürmüyor musunuz?
Neden dinin ne dediğinin anlaşılmasından rahatsızsınız? Neden gariban halkın kandırılmasına, sömürülmesine hayır diyemiyorsunuz? Niçin dinin manasının ortaya çıkmasından korkuyorsunuz?
DİB ve mensupları, eğitimi eleştirme yerine yukarıda saydıklarıma karşı çıkmak ve gerçekleri açıklamak zorundadır. Sn. Erbaş, Prof. kariyerini bakkaldan mı almış acaba?
Evvela,” İki günü birbirine eşit olan mümin zarardadır.” sözünü baz alın ve BİLİM ile İLİM kavramlarını önce mensuplarınıza öğretin ki; BİLİM ve ilmin dine karşı olmadığını bilakis dini desteklediğini ve yardımcı olduğunu kavrayın. Çalışmanın, araştırmanın önemini bilin.
Sonra da gerçekleri korkmadan, hurafe batağına soktuğunuz, her vaaz ve hutbede CEHENNEM ile korkuttuğunuz gariban Müslümanlara anlatınız.
Nakil ve malumat ile yürüdüğünüz sürece gerçeği değil de işinize geleni anlama ve anlatma hatasına düşersiniz. Bugün düştüğünüz gibi.
İlime ulaşmak artık çok kolay!. Bunu unutmayınız. Pek çok Müslüman artık Cuma hutbelerinizi de vaazlarınızı da gülerek dinliyor.
Siz bilmiyor musunuz? İlim aklın eseri, akıl da Allah’ın insanlara lütfudur. Yani ilim sahibi olan zaten Tanrı tealadır.
Siz bunlardan neden uzaksınız. Sizin ilim diye anlattıklarınız, aklın eseri değil nakil ve malumattan ibarettir. Şöyle dünyaya bir bakın. Dünya eski dünya mı, dünya nereye gidiyor bir düşünün!..
Sahih olan hadis diye başlamayın da artık. Hadisler zan’dır. Kuran’a göre de, “Zannın çoğu günahtır.” Yani ilim Allah’ın emridir. O da okumakla olur.
Neden ilimden kaçırıyorsunuz bu asil milleti? Bırakın Müslüman düşünsün, akıl etsin, yargılasın, sorgulasın ki, gerçeğe ulaşsın.
İlim, aklın yani Tanrı’nın bağışıdır. Allah’ın hikmeti nakil ile değil aklı yani bilimle-ilimle anlaşılır. Bilim mürekkebi, matbaayı, aşıyı, ilacı vs. bulmasa idi ne olacaktı hiç düşündünüz mü?
Ne olur artık, karanlık da ısrarcı olmayın. Bilimin ışığı sayenizde de karanlıkların üzerine doğsun artık. DİB, bunu; sorgulamalı geç olmadan da anlamalı ve anlatmalıdır. Bilimden uzak beyinler, anlamadığı şeyi inkâr eder. “Yaratılmışların en şereflisi” sıfatıyla tarif edilen insana ne olur bilimi çok görmeyin.
Tehdit ve korku karanlığına mahkûm ettiğiniz İslam, Kuran’a düşmanlıktır. İslam’ın önünü kesmektir. İslam dışında herkese gönüllü taşeronluktur. “Türküm” diyenleri ırkçılık yapmayın anlayışından da vaz geçin. Ne yani bu millet: Hucurat 13’de anlatılan tanıma uymuyor mu?
DİB’in ilk görevi, dinin üstünü örten cehaletten, şekillerden dini kurtarmaktır. Bu insanlar, dini anlamalı ve ne istediğini bilmelidir..
Onun için, ihtimal vermiyorum ama Sn. Erbaş böyle düşük bir söz etti ise önce tövbe etmeli, sonra da istifa. O sözü etti ise bir kez daha sade bir Müslüman olarak kendisini kınıyorum. Dememiş ise de özür diliyorum.
Esen kalınız.
Not: Ben ilahiyatçı değilim. Araştıran, soran, soruşturan bir Müslümanım.