Dincilere karşı birleşmek

Nazım PEKER

Bizim güzel ve mükemmel din İslam’la bir alıp-veremediğimiz yoktur. Bizim kavgamız bu güzel, akıl ve mantık dini İslam’ı; kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda HADİS ve SÜNNET dayatmasıyla: Arap-BEDEVİ kültürü haline getirenlerledir.

Bunlara DİNCİLER ya da SİYASAL İSLAMCILAR denir.

Dincilik, iki cihan Peygamberi Hz. Muhammed’in zamanında da vardı. Dincilik, Müslümanları tek yönlü okumaya mahkûm eden görüştür. Buna, dini manipülasyon denir.

Dincilik en açık tabirle: İslam öncesi CAHİLİYE dönemine dönmektir. Çünkü orada akıl yoktur, düşünce yoktur, eleştirme yoktur: bidat, itaat vardır.

Dincilik medeniyeti, kalkınmışlığı, düşünmeyi, akıl erdirmeyi, eleştirmeyi erteleyen ve Müslümanları geriye döndürme, cahiliye dönemine gitme gayret ve çabasıdır.

Özetle dincilik; putçuluk, kölecilik, tefecilik, emeği sömürme iktidarını tekrar ele geçirme harekâtıdır.

Aklınız alabiliyor mu? Koskoca Hâkimler, savcılar, generaller, doktorlar, işadamları, yazar ve çizerlerin bir salya sümüklüye bidat etmelerini, itaat etmelerini ve onu yücelterek insanüstü bir varlığa dönüştürmelerini?

Hz. Muhammed, bu işin farkındaydı. Tehlike, BEDEVİ/Cahiliye kültürüydü.

Kuran, bu kültürü ve sahibi Bedeviler'i sert biçimde eleştirdi: "Bedeviler inkâr ve nifak bakımından daha ileri ve Allah’ın Peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını tanımamaya daha yatkındırlar. Allah hakkıyla bilendir, hüküm sahibidir.  Bedevilerden öylesi vardır ki; (Allah yolunda) harcayacağını zarar sayar ve bundan kurtulmak için size belalar gelmesini beklerler. Kötü belalar kendi başlarına olsun. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." (Tevbe: 97-98)

İslam’ın ilk yıllarında "zekât vermemek" gibi karşı çıkışlarla kendini gösteren "Bedevizm", Hz. Muhammed’in ölümünden sonra hayat biçimini İslam’a dayattı. Sünnet adı altında Bedevi kültür ve adetleri İslam’a dolduruldu da dolduruldu. Siyasi sahtekârlıkta sınır tanımadılar. Ölmüş Hz. Muhammed devamlı konuşturularak: "Hadis patlaması" yaşatıldı: iş öyle ileri götürüldü ki: iktidarın bedenine göre İslam’a "Yeni elbise" giydirildi.

Böylece DİNCİLİK gerçek dinin, Hadis-Sünnet de Kuran ve ayetlerin yerini aldı.

Emeviler dönemine gelince iş çığırından çıktı; akıl ötelendi ve İslam "Saltanat dinine" dönüştürüldü.

Günümüz dincileri, fakire şükretmeyi öğretirlerken kendileri son model araba, akıllı telefon kullanıp, akıllı rezidanslarda keyif çatmakta, beş-altı yerden maaş alıp lüks otellerde iftar açmaktalar.

Bunun tek alternatifi; Hz. Muhammed gibi yaşamak ve yeryüzü sofralarında iftar açmaktır.

Siz hiç dincilerin ilim ve irfanla, medeniyet ve gelişmişlikle uğraştığını, çağı yakalamak için akıl ve düşünceyi öne çıkardıklarına şahit oldunuz mu?

İşleri güçleri, tecavüz, küçük yaşta kızlara nikâh kıyma, cinle ilişkiye girme, başörtüsü ve sakalla uğraşmak. faso-fiso işlerle insanları oyalamaktır.

Onun için DİNCİLER'den uzak durmak. Dini şunun, bunun yazdıklarından değil, kaynağından Kur'an’dan öğrenmekle bu iş ancak çözülebilir, din yeniden mecrasına oturtulabilir.

Bir de utanmadan sıkılmadan: "Kur’an Müslümanlığı" çıkardılar diye, samimi ve gerçek Müslümanları suçlamaktalar. Elbette Kur’an Müslümanlığı olacak. Çünkü dinin kitabıdır Kur’an.

Dincilik, İslam’ı basitleştirmek ve bayağılaştırmaktır.

Onun için gerçek dindarlar, samimi Müslümanlar, akıllı solcular, vatansever milliyetçiler sahte DİNCİLERE karşı birleşmeli ve güç birliği yapmalıdırlar.

Ancak bu sayede geri kalmışlığı ve cehaleti yıkabiliriz.

Türkler'in en büyük zaafı: Arap kültürünü İSLAM, Batı kültürünü MEDENİYET sanmasıdır.

Birinin dediği gibi: "Dini yobazlardan ve dincilerden kurtarın. Eğer kurtaramıyorsanız kendinizi dinden kurtarın”

Esen kalınız.