Bu gün 18 Mart!.. Yani Çanakkale Şehitleri Günü!.. Uzun zamandır genel olarak "Şehitler Günü" olarak kutlanıyor. Öncelikle binlerce yıllık Türk Tarihi boyunca vatan, millet, din ve devlet için kutlu kanlarını sebil eden aziz şehitlerimizi hürmet, minnet ve saygı ile anmak istiyorum.
Pek çoğunuzun şahit olduğu ve yine pek çok arkadaşında çeşitli platformlarda tepki verdiği bir "cuma hutbesi" dinledik evvelki gün.
Çanakkale Savaşı'nın kaderini değiştiren Mustafa Kemal Paşa'yı yok sayan o talihsiz o tarih şuurundan yoksun; o Türk'e yabancı, o pespaye hutbeyi kaleme alan, utanmadan sıkılmadan minberde okuyan zevat bilmelidir ki kim ne yaparsa yapsın Mustafa Kemal Atatürk Yüce Türk Milleti'nin gönlündeki müstesna yerindedir ve ilelebet de öyle kalacaktır!..
Bizim vergi ve yardımlarımızla yapılan camileri kendi sapkın dini ve siyasi görüşlerinin propaganda mahfili gibi kullananlar görünen odur ki kendilerine idol olarak Ümeyye Soyu'nu , Emevi uygulamalarını , Muaviye ve Yezid'i seçmişlerdir.
Hz.Hasan ve bilahare Kerbela'da Hz. Hüseyin'in şehid edilmesinden sonra Emeviler yıllarca mimberlerden Hz. Ali ve Ehli Beyt'e hakaret etmiş, ettirmişlerdir. Bu gün kendini "Alevi" olarak niteleyen bir kısım kardeşlerimizin camiye gitmemesinin arka planında bu tarihi travma yatar.
Özellikle son günlerde yapılan açıklamalar, meydana gelen bazı olaylar ve nihayet bahsi geçen hutbe hadisesi insanımızı İslâm İnancı'ndan onun gereklerinden soğutmaya yönelik gibi adeta!.. Önce Suriyeliler'i Medine'ye hicret eden Sahabe ile bir tutan hutbe, ardından "İslâm güncellenmeli " çıkışı; ketçaptan şehvet duyan, kadının eşinden dayak yemesini nimet sayan ilahiyatçılar; uzay mekiği düşüren(!), depremi önleyen, CAHİLLİĞİ ile övünen, elini öpenin cennete gideceğini, sattığı kefeni alanın yanmayacağını söyleyen ve dinsel rant yüzünden birbirine giren tarikat şeyhleri; binlerce insanı dolandıran İmam Hatip mezunu ve bir cemaat mensubu tosuncuk ve nihayet Atatürksüz Çanakkale Hutbesi!..
Sahi ne yapmak istiyor bunlar? Bir yandan Türklük bir yandan İslâm'a saldırarak neyi amaçlıyorlar? Yoksa meşhur "şark meselesi" mi yine?
Bu işleri bilerek yapanlar ya da bir şekilde alet olanlar unutmasın ki Azîz Türk Milleti artık her şeyin farkında! Birilerinin içinde olduğu gafleti, dalaleti ve ihaneti görüyor! Bu gün birşey yapmıyorsa müdahil olmuyorsa, kanuna, nizama, demokrasiye olan bağlılığından. Ama Yüce Türk Milleti "Yeniden Aydınlanıyor" ve "İYİ" bir geleceğin hayali ile yaşıyor!..