Dinî ıskat ve devir

Nurettin BÖLÜK

Bugün Türkiye’de bazı bölgelerde vazgeçilse de ıskat ve devir yapılan yerler halâ var. Unutulmaya başlanmış olan bu uygulamaları hatırlatmak; varsa, batıl olan inanç ve uygulamalardan yazıyı okuyanlar ve çevresi istifade eder diye yazıyorum.

Çocukluğumda babaannemin, ıskatını tam hazırlayamadığını, çocuklarından ıskatının çok yapılmasını tembihlediğini hatırlarım. Yine ıskat diye cenazeye gelenlere, cenaze sahibinin mali durumuna göre; 5-10-20 lira gibi paralar dağıtıldığını görmüştüm. Sonradan öğrendiğime göre bu ıskat adıyla verilse bile ıskat olmadığını, cenazeye gelenlere günlük yevmiye verildiği kanaatına vardım. Sebebi ise: Bir zamanlar cenaze kaldıracak insan bulunamamış, herkes birileri gider cenaze kalkar (Farz-ı kifâye olduğu için) düşüncesiyle işlerini tamamlamaya gitmişler. Neticede cenazeler ortada kalmış. Cenaze sahipleri de gelenlere o günün yevmiyelerini vererek cenazelere katılımı sağlamışlardır. Ama bu uygulama ıskat değildir.

Öyleyse ıskat nedir?

Iskat, düşürmek, atmak, ayırmak anlamında bir kelimedir. Dinî terim olarak, ölen kişinin yaşadığı sürede tutamadığı oruç, kılamadığı namazlar için verilen sadaka, kefarettir.

Ölen kişinin ölmeden önce borçlarını vasiyet etmesi gerekir. Vasiyet etmediyse, varisler ıskat yapmak zorunda değildir. Vasiyet olmasa bile varisler, gelenek olarak; ölenin bıraktığı mal ve paranın üçte biri ıskat olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılır. Kalan üçte ikisi varislere geçim için kalır. Dağıtılacak bir şeyi olmayan fakirler, verasetle düşen az maldan da ıskat yapamazlar. Iskat yapacak kişinin alan değil veren durumda olması gerekir.

Oruç ve namaz için yapılan ıskatın Dinî hükmü nedir?

Bakara suresi 184. Ayet: O sayılı günlerdedir; içinizden kim hasta ya da yolcu olursa, tutamadığı gün sayısınca diğer günlerde tutar. Günün sonunda takati kesilip bitkin düşecek kimselerin, tutamadıkları oruca karşılık bir yoksulu doyuracak kadar fidye ödemeleri gerekir. Kim, gönülden daha fazla iyilik yaparsa, bu onun için çok iyi olur! Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha iyidir.

Sayılı günler, Ramazan ayıdır. Farz olan ıskat gerektiren oruç bu ayda tutulandır. Diğer oruçlar için ıskat gerekmez. Ayetten de anlaşılacağı gibi mazeret halinde tutulamayan oruçların sonradan mazeret ortadan kalkınca tutulması isteniyor. Tutulmadı veya ömrü tutmaya yetmedi veya mazereti bitmeden öldü ise, o kişi için tutamadığı günler hesaplanır; ölenin varisleri tutamadığı her gün için bir kişiyi günlük doyuracak kadar yiyeceği veya parayı ihtiyaç sahibi fakirlere dağıtır. İstenilen ve eftal olan ölen kişi mezara inmeden önce ıskatının dağıtılmasıdır. Sonradan da dağıtılabilir. Bu konuda Ulema arasında bir ihtilaf yoktur.

Namazda ise ıskat verilebilir diye dinî bir hüküm bir ayet veya hadis yoktur. Çünkü, namazın kazası yoktur. Mazeret dolayısıyla kılınamayan namaz "daha sonra kılınabilir" hükmü de yoktur. Kadınlar için özel günlerinde tutamadığı oruçları için, sonradan tutmaları emredilirken; kılamadığı namazları için sonradan kaza yapmaları istenmemiştir. Farz olan namaz vaktinde kılınandır. Kazası olmayan bir ibadetin de ıskatı olmaz. Buna rağmen namaz için de oruç gibi ıskat yapma adeti vardır. Umulur ki ölen namaz borcundan kurtulur.

Namaz ıskatı, insan ömründeki namaz vakit sayısı kadar hesap edilir. Ölen kişinin kıldığı namaz vakitleri çıktıktan sonra 12-13 yaşından ölünceye kadar geçen sürede kılamadığı vakitler hesaplanır. Her vakit için bir para miktarı tespit edilir. Ve o miktar toplam vakitle çarpılarak ıskat miktarı belirlenir. Belirlenen ıskat miktarı ölenin yakınları tarafından ödeme imkânı bulunamazsa, devir denilen uygulama ile ıskat verilmiş olur.

Namaz Iskatı Devri nasıl yapılır?

Diyelim ki kişi, yaşadığı süre içinde 10 yıl namaz kılmamış olsun. Günde beş vakitten ayda 5 x 30 = 150 vakit, 12 ayda 150 x 12 = 1.800 vakit, on yılda da 1.800 x 10 = 18.000 vakit namaz borcu vardır. Her bir vakit için belli bir miktar para tespit edilir. Mesela: her vakit için 10 lira verilmesi karar verilmiş olsun.

18000 x 10 = 180.000 (yüz seksen bin lira) ıskat yapılması gerekir. Yüz seksen bin lirayı ailenin ödeme gücü yoksa devir denilen işlem yapılır.

Devir işlemi: Aile namaz ıskatı için 10.000,- (on bin) lira ayırmışsa, para bir bez veya cüzdana konur. Parayı verecek kişi veya vekili, verilecek olan kişiye "Bu parayı sana ölen falancanın namaz borcuna karşı kefaret olarak veriyorum", der. Alan kişi "aldım kabul ettim" dedikten sonra parayı verene, "Ben de size hediye ettim" diyerek geri verir. Bu işleme bir devir denir ve on bin lira ıskat yapılmış olur. Parayı geri alan ile karşısındaki kişi arasında bu işlem borç sıfırlanıncaya kadar devam eder. Verdiğimiz örnekte işlemin 18 defa tekrar etmesi (devir) gerekmektedir ki 180.000.- (yüz seksen bin) lira sıfırlansın. Devir sırasında farklı kişilere de devir yapılabilir. En son devir işlemi kimde kaldı ise, -örnekte 18. kişi- para (ıskat) onda kalır. O parayı istediği gibi harcar. Verilecek para miktarı bölünerek, daha çok devirle, farklı kişiler arasında paylaşılır. On bin lira, beşer bin lira olarak devir yapılacak ve iki kişiye verilecekse, her biri arasında 18 devir, iki kişiyle toplam 36 devir yapılması gerekir.

Yukarıda bahsettiğim gibi, İslami hiçbir kaynakta karşılığı olmayan namazın devir yoluyla ıskatı, zamanımızda çoğu yerde kalkmıştır. Ki, doğrusu da kalkmasıdır...