Deloitte’un her sene merakla beklediğimiz çalışması sonuçlandı. Perakendenin Küresel Güçleri Raporu 2020 yılında yayınlansa da, 2018 mali yıl sonuçlarını kapsıyor. Bu rapora büyük emek harcayanların perakende dünyasına katkıları her türlü takdire değerdir. Çıkan sonuçların önemli faydalar üreteceği kesindir. İş geliştirme açısından yönlendirici olmasını diliyorum.
- İlk 250’de iki indirim market zincirimizin (BİM ve A101) yer alması Türkiye gerçeğidir. Türk tüketicisinin orta ve alt gelir grubu ağırlıklı profili bu formata yönelmenin esas sebebidir. Özellikle sınırlı sayıdaki temel tüketim ürünlerinin zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yetmesi, küçük satış alanında güçlü perakendeciler yaratmıştır. Dikkat edilmesi gereken nokta; gelir seviyesi düzeyi ile fiyat düzeyi arasındaki ilişkinin gittikçe kuvvetlenmesi ve bu sebeple her sene bu formatın ağırlığını biraz daha artırmasıdır.
- Bu konunun daha da açıklığa kavuşması için bir kıyaslama yapmak isterim. Hemen hemen aynı nüfusa sahip olduğumuz Almanya’nın da 19 perakendecisi bu listededir. 4 Adet kişisel bakım ve eczane, 3 adet indirim market, 3 adet süpermarket/ hipermarket, 3 adet yapı market, 2 adet spor giyim/ayakkabı, 2 adet e-ticaret, 1 adet elektronik ve 1 adet toptan market zinciri dengeli şekilde ilk 250’de yer bulmuşlardır. Neredeyse eksik olan format yoktur.
Sebep gelir düzeyi farklılığıdır.
- İlk 250’nin ortalama perakende geliri 19 milyar dolar iken, Alman şirketlerinin ortalama geliri 26 milyar dolar olmuştur. Güçlü ABD şirketlerinin ortalama geliri bile 28 milyar dolardır.
- Listenin ilk 10 sırasındaki şirketler yerlerini korusalar da, aralarındaki sıralamada değişimler yaşanmaktadır. En ilginç olan; 2015 yılında 10. sırada olan Amazon, 2016 yılında 6. sıraya, 2017 yılında 4. sıraya, 2018 yılında ise 3. sıraya yükselmiştir. Büyük ihtimalle 2019’da 2. sıraya yükselecek ve 5-6 yıl içinde de Wal-Mart’ı cirosal anlamda zorlamaya başlayacaktır. Bunun bir kısmı kendi enerjisinden, bir kısmı da e-ticaret formatının avantajlarından kaynaklanacaktır. On yıl önce böyle bir tahminde bulunan kişi alay konusu olabilirdi. Zira Wal-Mart 514 milyar dolarlık cirosuyla birçok Avrupa ülkesini geçmektedir. On sene önce de böyleydi. Ancak yakında yalnız kalmayacaktır.
- Toplam perakende satış gelirinin yüzde 32,2’si ilk 10 perakendeciye aittir. Yani İlk 250’nin 4,74 trilyon dolarlık gelirinin üçte birini 10 perakendeci gerçekleştiriyor. Ve bu şirketlerin 8’i ABD’li, 2’si de Almanya merkezli…
- Aynı perakendecilerin bileşik net kâr marjı bir önceki yıla göre 0,5 puan artmıştır. İlk 250’nin bileşik net kâr marjının yüzde 3 olduğu düşünülürse, bu 10 şirketin yarım puanlık net kâr artışının çok değerli olduğu anlaşılır.
- 250 perakende şirketin 88’i Avrupa’dan listeye girerken, tek başına ABD’den 77 şirket listede yer bulmuştur.
- Japonya, ABD’nin arkasından listeye en fazla şirket (29 adet) sokan ülkedir.
Dünyanın üretim üssü olan Çin’in listede 13 şirketi bulunmaktadır. Dünya ekonomisinin yüzde 18’ine sahip olduğu düşünülürse, bu sonuç yetersizdir. 1,4 milyar nüfusunu da yanına ilave edersek netice iyice şaşırtıcı gözükebilir. Çünkü Japonya’nın nüfusu 127 milyon ve Çin’in sadece yüzde 9’udur. Ancak Çin’in 9.600 dolar olan kişibaşı geliri yanında, Japonya'nın kişi başı geliri 39.300 dolardır. Demek ki sorun üretim hattında değil tüketici gelirindedir.
- İlk 250’de, hızlı tüketim sektöründe faaliyet gösteren 136 şirket bulunmaktadır. Bunlar da toplam gelirin yüzde 66,5’ini oluşturuyor. Görüldüğü gibi şirket sayısıyla gelir payı arasında paralellik vardır. Bu kategori küresel anlamda krizlerden en son etkilenecek grup görüntüsünü sürdürüyor.
- Bu kategori içinde yer alan A101’in en hızlı büyüyen 50 perakendeci arasında 5. sırada yer alması her türlü övgüyü hakediyor. Zira bu sayede 2018’de yaşanan ekonomik yavaşlama ve TL’de değer kaybına rağmen listede tutunmayı başarmıştır. İlk 250’de yer alabilmek için minumum perakende gelirinin 3,9 milyar dolar olduğu düşünülürse (asgari 23 milyar lira) genç bir şirketin bu atılımı daha da anlam kazanabilir. Ancak 4,1 milyar dolarlık ciroyla 241. basamaktan geri adım atmamak ve bu listede kalıcı olmak için bu indirim marketimizin hem yurtdışına açılması hem de metrekare verimliliğini artırması gerekiyor. Zira yeni mağaza imkanları iyice daralmıştır.
BİM ise 157. sıradaki yeriyle, uzun seneler İlk 250 içinde istikrarlı şekilde kalan tek şirketimizdir. Başarısının arkasında verimlilik birinci sıradadır.
- İlk 250’deki perakendecilerden yabancı operasyonu olanların oranı yüzde 64,8'dir. Bu perakendecilerin yabancı operasyonlardan toplam perakende geliri payı yüzde 22,8 dir. Aynı perakendeci şirketlerin operasyonlarını yürüttükleri ortalama ülke sayısı 11 dir. İşte bizi küresel standartlardan ayıran en önemli özellik budur. Eğer moda perakendecilerimizin yurtdışı girişimlerini gıda perakendecilerimiz de tercih etselerdi bu listede daha fazla sayıda şirketimiz yer alabilirdi.
Avrupada bireysel yatırımlarla başarılı olmuş Türk Süpermarketleri vardır. Bunlara bakarak ulusal zincirlerimizin o noktalarda ulaşabilecekleri ciroları tahmin etmek hiç zor değildir. Migros’un Ramstor ile başlattığı hamleden vazgeçmesi, BİM’in 1-2 ülke ile sınırlı kalması bence büyük kayıptır.
Oysa, Balkanlar, Orta Avrupa ve İslam coğrafyası için hâlâ geç değildir.
Neticeye gelecek olursak ;
- Önemli olan tüketicinin fiili gelir düzeyidir. Yapay olarak yaratılmış ‘satınalma gücü paritesi’ temelli gelir düzeyi değildir.
- Gelir düzeyi farklılığı, fiyatlar genel seviyesinde de farklar yaratıyor. Dolayısıyla bizim perakendecilerimiz diğer ülkelerle eşit şartlarda yarışmıyorlar.
Hem gelir düzeyi yüksek ülkelerin lüks ve pahalı ürün kategorilerinden aldıkları paya yaklaşılamıyor, hem de düşük fiyat sebebiyle benzer cirolara ulaşılamıyor.
- İşte bu sebeplere dayanarak diyorum ki; bizim perakendecilerimizin sınırların ötesinde çok daha iyi işler çıkartmaları mümkündür. Bunu söylerken de sadece o coğrafyalarda yaşayan yurttaşlarımızı referans almıyorum. Örneğin İsveç’te bulunan başarılı Türk market zincirinin her milletten müşterisi olduğunu, hatta vatandaşlarımızın bazen azınlıkta bile kaldığını duyuyoruz.