Özgür olarak eleştirel yazılar yazmak, geçicide olsa artık hayal dünyasında kaldı. Diğer taraftan yazma yürekliliğini gösterenler ise her an takibe uğrama riskini taşıyor. Hal böyle iken gel de yaz... Ekonomik sıkıntılar, gelecek endişesi, umutsuzluk, güvensizlik, yarın ne olacağım düşüncesi içine hapsedilmiş insanlar. Diğer taraftan mutlu azınlık Lale Devrini yaşıyor... Bu böyle sürecek mi?
Tarihimize baktığımızda millet olarak her yıkılışta, yeniden hayat bulmuş ve Dünya devleti olmuşuzdur. Fazla da umutsuzluğa kapılmamak gerekir. Gün doğmadan neler doğar. Sabır, dayanışma, birbirimize kenetlenme ve güvenme bütün sorunların çözümünde başta gelir. Birbirimizi sevelim, ayrışmayalım. Dürüst ve çağdaş liderin arkasında duralım. Bunu beceremezsek işte felaket o zaman başlayacak. Halk İşid örneğinde olduğu gibi radikal örgütler tarafından yok edilecek. Bunun örneğini Suriye’de gördük.
Biz kelaynakların iyi kötü bir yaşamları oldu ama hiçbir zaman bugünkü gibi zorluk ve sıkıntıları yaşamadık. Yaşarken öldük. Umutlarımız vardı, hayallerimiz vardı, birbirimize güvenimiz vardı. Hepsi yok oldu gitti. Gün doğmadan neler doğar, gene de umudumuzu kaybetmedik. Genç nesil gerçekleri görür ve doğruyu seçerlerse kendilerine yeni ve çağdaş bir düzen yaratabilirler. Yeter ki gerçekleri görsünler ve yönlerini özgürlük, çağdaşlık, adalet ... yönlerinde tayin etsinler.
Hoşça kalın...