Türk Milli Eğitim sistemiyle bu kadar hiç oynanmamıştı. Eğitim sistemi, yıllar içinde süzüle süzüle, denene denene oluşturulur. Kalkınmış ve çağa damga vurmuş ülkelerin eğitim sistemleri de örnek alınır. Fakat hiçbir ülkenin eğitim sistemi bire bir uygulanmaz. Çünkü her ülkenin şartları farklı farklıdır.
Ama ortak nokta; insanı ve insanlığı merkeze alan, üretken, sorgulayan, akıl yürüten bir gençlik yetiştirmek olmalıdır.
Kopyacı, neme lazımcı, okumaya değil de yaprak testi çözmeye dayalı bir sistem asla olmamalı.
Türkiye son 16 yılda altı Milli Eğitim bakanı değiştirdi. Her gelen bakan, sistemin yanlış ve başarısız olduğunu söyleyerek ”Yeni bir sistem” getirdiklerini söyledi ama, gelinen nokta matematikte dökülen, fen bilimlerinde geriye giden bir sistemle baş başa kalmış durumdayız.
AKP ilk iktidara geldiğinde ilk iş Milli Eğitim bakanlığı olmuştu ve ilk bakan da, Anap’tan gelme Erkan Mumcu idi: yıl 2002-2003 Erkan bey işe: “ Sistemi sil baştan değiştiriyoruz” la başladı. Ama sistem rayından çıktı ve bir yıllık görevine son verildi.
2002-2009 yılları Hüseyin Çelik dönemidir. Sn. Çelik: “Öncelikle sistem problemli, tamamen değiştiriyoruz” diyerek işe başladı. Türk çocukları epey bir süre sistemle boğuştu.
2009-2011 yılları Nimet Çubukçu-Baş’ın dönemidir. Nimet Hanım işe başlarken; “ Sistem eski, değiştiriyoruz” parolası ile başladı ve Sn. Erdoğan’ın ağzının içine bakan bir sistemi devreye aldı. Fakat olmadı.
2011-2013 Ömer Dinçer dönemi: “ Böyle sistem olmaz, sistemi değiştiriyoruz” vizyonu ile işe başladı. Geldiği nokta kocaman bir çıkmaz sokak oldu.
2013-2016 dönemi hızlı bir solcu olan Nabi Avcı dönemi başladı, ilke yine: “ Sistem çok sıkıntılı, değiştiriyoruz.” oldu. Türk Milli Eğitimi içinden çıkılmaz bir Arap saçına döndürüldü.
2016- ? İsmet Yılmaz dönemi başladı. İsmet Bey de: “ Böyle sistem mi olur? Sistemi değiştiriyoruz” diye öncekilerden geri kalmadı. Arkadaşlarının sisteminin işe yaramaz olduğunu deklere etti.
O, çok şansızdı. Devreye Sn. Erdoğan girdi, sisteme müdahale etti ve “Ben TEOG’u sevmiyorum. Bizim zamanımızda TEOG mu vardı? “dedi ve Sn. Yılmaz’ın hayallerini bozdu. Eğitim sistemi şimdi öyle bir rayına oturdu ki; parası olanlar yavrularını sistemden ÖZELOKULLARA alarak kurtardılar.
Diğerleri mi? Onlar, bindiler bir alamete gidiyorlar kıyamete!
Ne çağdaşlık var ne asrı yakalamak. Organik hoşaflı, Arapça katkılı, çin-şeytan karışımı ezberci ve biat kültürlü bir sisteme günaydın.
Bakalım yarın kim gelip, “Sistem tıkandı, sistemi kökten değiştiriyoruz” diyecek, meçhul?!
Bir Allah’ın kulu da çıkıp, “Arkadaş daha önceki bakanlarda AKP’li idi; hem YERLİ hem de MİLLİ idiler, siz kimin sistemini yetersiz bulup da değiştiriyorsunuz?” demedi/diyemediler.
Ücretli öğretmen sistemi, gelecek kuşaklara yeni ve çağdaş(!) sistem olarak kalacak.
Demek ki AKP’nin bugüne kadar uyguladığı Eğitim Sistemi hem yetersiz hem de başarısızmış.
Esen kalınız. Nazım PEKER