Ekonomi 'zikzak' sevmez

Nazım PEKER

Ekonomi, hükümetin de, Sn. Erdoğan’ın da yumuşak karnı olmaya devam ediyor. TUİK’in onca gayretine karşın bir türlü düşürülemeyen yüksek enflasyon, dövizin tırmanışı, yoksulluğun yayılması, asgari ücretli ve emeklilerin geçinemiyoruz "AÇIZ AÇ" feryatları hükümeti oldukça rahatsız ediyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Sn. N. Nebati ile M.B. Başkanı Sn. Şahap Kavcıoğlu’nun da desteklediği: "Faiz sebep, enflasyon netice" ekonomi uygulaması ne yazık ki acı bir sonla bitti. Ülke ekonomik kriz yaşamakta.

Çıkış yolu arayan Sn. Erdoğan, Hem Hazine ve Maliye’nin hem de MB’nın başına yeni yüzler getirme ihtiyacını hissetti. Bu tercihi neden yaptığına gelince; bu konunun uzmanlarının ifadesiyle AKP’nin içinde mevcut görevleri götürecek birilerinin olmaması imiş.

Sn. Erdoğan, bu kaostan çıkışı, daha önceleri suçladığı Sn. Mehmet Şimşek’i İngiltere’den çağırarak; Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturturken, Merkez Bankası’nın koltuğuna da ABD’den Hafize Gaye Erkan’ı atayarak buldu ya da bulduğunu sandı.

Ekonomiden sorumlu her iki saygın isim de, koltuklarına oturur oturmaz ortak görüş olarak: "Bundan sonra ekonomi RASYONEL, ayakları yere basan şekilde yönetilecek" açıklamasında bulundular.

Bunun ekonomik anlamı da, sıradan vatandaşın anlayacağı şekliyle, "Ekonomi bu güne kadar gerektiği gibi iyi yönetilmedi, aksine çok kötü yönetildi" demektir.

Bu tez doğru ise ki, doğrudur öyleyse:

Sn. Nebati ile Sn. Kavcıoğlu, ekonomiyi kötü yönettikleri, ülkeyi ekonomik çıkmaza soktukları için bir kovuşturmaya tabi tutuldular mı?

Bu sorunun yanıtını öğrenmek için, bu iki muhteremin şimdi nerelerde olduğuna bakmak gerekiyor.

Bildiğiniz gibi Sn. N. Nebati milletvekilliği ile ödüllendirildi, bol maaşlı vekil yapıldı.

Sn. Ş. Kavcıoğlu ise bol maaş ve ödenekli BDDK’nın başkanlığına atanarak bir nevi onurlandırıldı.

Bu iki bürokrat, görevlerini hakkı ile yaptılarsa; neden görevlerinden alındılar?

Eğer başarısız idi iseler; neden ödüllendirildiler?

Şimdi gelelim ekonomide zikzaklara:

“Ben ekonomistim, bunların kafası basmaz” iddiasında bulunup, "Faiz sebep, enflasyon neticedir" tezini savunarak: "Bu kardeşinizden faizin artmasını beklemeyin. Ben burada durduğum sürece faiz hep düşecek, asla artırılmayacak" büyük iddiasında bulunup, ülkeye de, dünyaya da bu mesajı verdikten sonra, hiçbir gerekçe söylemeden:

Faizi yüzde 8.5 tan alıp yüzde 42,5’lara çıkarmak

Nasıl ve hangi gerekçe ile izah edilecek?

Faiz yükseldi:

Enflasyon düştü mü? Bilakis artmaya devam ediyor. Mevsiminde Konya’da bile Ispanak 35 lira, dört yaprak maydanoz 10 lira olur mu? Bunun sonuna birde altı sıfır ekleyin de görün fiyatı!? (İyi ki altı sıfır silinmiş)

Döviz düştü mü?

Ne yazık ki hayır! Faiz yükseldiğinde 27 liralarda olan Dolar, bu günlerde 30 liraları zorlamakta!

Buna ekonomide zikzaklar denir. Ekonomi de, devlet politikası da asla zikzakları sevmez.

Sevmediği ortada ki, sizin bütün önlem ve ülke ülke gezip döviz talebinize olumlu cevap veren olmuyor.

Bunlara bir de hukukun siyasallaştığını ve uluslararası hukuku görmezden gelmeniz eklenince, ANAYASA kararlarını askıya alınca; ekonomi açmazlara girmekte.

Para bulamayınca MTV’de artış, harç ve vergilerde artışlarla, emekliye, memura maaşı kısmakla da ekonomi yönetilmiyor.

Halk, geçinememekten kiracılar, kira ödeyememekten ihracatçı, döviz bulamamaktan hastalar, randevu alamamaktan ve gereği gibi tedavi olamamaktan dertli.

Umarım ülkeyi yönetenler, bu dertlere rasyonel çözümler üretirler. Bay bay Kemal’le bu işlerin gitmediğini inşallah öğrenmişizdir.

Esen kalınız.