İslami literatürde ENSAR: Mekke’den Medine’ye hicret eden, Hz. Muhammed ve ona inananlara, yardımda bulunan, koruyan zümreye verilen isim.
MUHACİR: HZ. Peygamber ile, Medine’ye göç eden Müslümanlara verilen ad.
Ülkemizde, özellikle Suriyeli göçmenler söz konusu olduğunda, bazı çevrelerce Ensar/Muhacir meselesi gündeme getiriliyor.
Böylece, meseleye İslami bir çeşni verilmek isteniyor.
Mütedeyyin insanların, hislerine hitap ederek, birtakım gerçekler perdelenmiş oluyor.
Öncelikle belirtmek isterim ki, her Türk vatandaşı gibi, bu satırların yazarı da, ırkçılığa, yabancı düşmanlığına, sonuna kadar karşıdır.
Düşene yardım, aman dileyene merhamet, hem inancımızın, hem insanlığımızın, hem de Kadim Türk töresinin gereğidir.
Fakat ülke gerçeklerini de elbet göz ardı edemeyiz.
Yapılan birtakım yanlışları, sebep ne olursa olsun, yok farz edemeyiz.
Meselenin özü şu:
Esat, 'Zalim Eset' olduktan sonra, rejimden kaçan Suriyeliler, Nisan 2011 tarihinde Cilvegözü sınır kapısından giriş yaptılar.
Böylece Suriye’den göçmen akını fiilen başlamış oldu.
O yılları şöyle bir hatırlarsak, binlerce sığınmacı geliyor; çeşitli ülkelerden ve bizden de İslam görüntüsünde birçok militan da Suriye'ye geçiş yapıyor. Güya rejime karşı savaşacaklar.
Sınırlarımız adeta kevgire dönmüş. IŞİD militanlarının tekbir getirerek kelle uçurduklarını görünce, aklımız başımıza geldi.
Sınırlarımıza dayanan göçmenleri, insani duygularımız galebe çaldı kabul ettik.
Artık şu rakamlara bir göz atalım:
2019 İtibarıyla ülkemizde kayıtlı, Suriyeli göçme sayısı, 3 milyon 700 bin civarında.
Kayıtsız olanlarla bu sayının, 5 milyonun üzerinde olduğu söyleniyor.
Göçmenlerden, sadece 220 bini geçici kamplarda barınıyor.
Şimdi ise bu sayı, yarıya düşmüş, kardeşlerimiz sıkıya gelemiyor galiba…!
Demek ki ülke genelinde yaklaşık 5 milyon kişi, vatanın dört köşesine dağılmış durumda.
Bazı il ve ilçelerde, Suriyeli sayısı Türk nüfusuna yaklaşmış durumda.
Son bilgilere göre 79 bin Suriyeli de Türk vatandaşlığına geçmiş.
Hayırlı olsun… Herhalde ülkemize büyük, hem de çok büyük katkıları olacak (!)
Bugüne değin , ülkemizde doğan çocuk sayısı, 500 bin civarında… Taze güç !...
Ve sıkı durun…doğum istatistikleri de göz önüne alındığında 10 yıl sonra her 10 /13 kişiden biri Suriyeli olacak…
Sayısal rakamlar şimdilik bunlar…
Gelelim bugünden yarına olabileceklere…
Şimdiye kadar, hiçbir ülke böyle bir yabancı akımına izin vermemiş.
Dili, kültürü, adetleri farklı bu insanlar, gettolar oluşturuyorlar, Mafya tipi oluşumlar artmaya başlamış… Vurgun, soygun, hırsızlık, ona keza.
Ekonomik durum içler acısı. 35-40 milyar dolar harcamışız bütçemizden. Batı, ’Aman bize göndermeyin size katkı sağlayalım’ dediler. Fakat bu gavurlar yine bizi kandırdılar…
Son günlerin güncel haberini bir öğrencim telefonda söyledi.’ Hocam , üniversiteyi bitirdim, askerliği yaptım, müracaat etmediğim neredeyse kurum kalmadı, KPSS puanım da yüksek, ama ben iş bulamıyorum. Babamdan harçlık alıyorum, insanlığımdan utanıyorum Hocam, öğrendim ki benim devletim 7400 Suriyeliyi işe alacakmış, çıldıracağım Hocam’ dedi. Ağlamaklı bir dille…
Elimden geldiğinde teselli ettim, ama ne fayda…dilinden Akif’in dizeleri dökülüyordur herhalde.:
Teselliden nasibim yok, hazan ağlar baharımda
Bugün bir hanümansız serseriyim ÖZ DİYARIMDA’
Ve en büyük olgu… Ülkenin demografik yapısı bozuluyor. İşte en büyük ‘’beka ‘’ bu..
Bütün bu durumları ENSAR/MUHACİR meselesine teşbih ettik… Yuh ki yuh…
Hz. Peygamber Efendimiz, Mekke’den gelen her aileyi Medineli bir Ensar'a zimmetlemiş.
İşte örnek , ne güzel değil mi?
Büyük devlet olmak kolay değil, 5 milyon kişiyi kabul ettik.
Ama hem bütçemizi sarsıyor hem de kontrol edilemiyor kardeşlerimiz !...
Çözüm, Devletimiz kendini ENSAR kabul eden kişilere her SURİYELİ AİLEYİ ZİMMETLESİN.
Anlı şanlı vakıflar, cemaatler de seve seve bu sevaba ortak olmak isterler.
Söylemeden geçemeyeceğim.
Bu bayramda binlerce Suriyeli ülkelerine geçiş yaptı… Aklıma takılıyor.
Suriye toprakları tehlikeli ise nasıl gittiniz, tehlike geçti ise ülkenize niye dönüş yapmıyorsunuz?
Gidin ülkenize barış mı yapıyorsunuz savaş mı sizin takdiriniz.
Hem belki bizi Emevi Camii’nde bir gün Cuma namazına davet edersiniz!.
Son söz… Bu önemli konuya parmak basan, ilmi, istatistiki ve sosyolojik olarak inceleyen, olayları olacakları tahlil ve tesbit eden İYİ Parti Milletvekili Değerli Bilim İnsanı Prof. Ümit Özdağ partili partisiz, Türk insanının sesi ve nefesi oluyor.
Darısı diğer vekillere
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…