Bir memlekette iktidarın meşruiyet hududu içinde kalmasının yegane teminatı, halkın ve hususiyle iktidar adamlarının kültür ve medeniyet seviyesinde, ahlaki terbiyelerindedir. İktidar insan eli ve iradesiyle işleyen bir kuvvettir. Herhangi bir kuvvetin değeri, onu kullanan insanların değerine tabidir. Ne kadar tekrar etsek azdır ki devlet yalnız pozitif hukuk ile değil hem de ahlak ve adalet hatta edep ve nezaket kaideleri ile bağlıdır der Ali Fuat Başgil.
Ülkelerin güçlü veya zayıf, halkların gelişmiş veya geri kalmış olmasının altında yatan tek neden yöneticilerinin adil veya yetersiz olması değildir. Yönetici nasıl biri olursa olsun her zaman kendi halkının canından bir candır, onun parçası, ruhunun yansımasıdır. Halk nasılsa, onu yönetenlerde öyledir. Bu yüzdende her halkın hak ettiği iktidarla ve yöneticilere sahip olduğu eskiden beri söylenegelmektedir. Bu nedenle toplumları toptan kalkınması her alanda ilerlemesi ile mümkündür. Öncelikle beşeri sermayemiz olan insan kalitemizi yükseltmeliyiz onun yolu da eğitimden geçmektedir.
Toplumlar, bu üç bilgiyi, bilimsel bilgi, haddini bilmek ve kıymetini bilmek bilgisini bir arada ve birbiriyle dengeli ve orantılı bir şekilde mezc ettikleri zaman “ideal toplum” olurlar. Eskilerin deyimiyle “cemm-i gafîr” yani “kuru tesadüfî kalabalık” gerçek bir toplum veya cemiyet olmadığı gibi, ideal toplum ve cemiyet de olmaz. Mârifet; milleti çözerek 'halk yığınları' meydana getirmekte değil, halkı yoğurarak güçlü bir millet olmaktadır der Ahmet Arvasi hocamız. Millet kalitemiz için birey kalitesini yükseltip donanımlı birer şahsiyet haline getirmeliyiz.
Bilimsel çağdaş bilgi, yani deneme yanılma deney sebep sonuç ile ilgilenen nesnel bilgi, bilim adamlarınca üretilip kamuoyuna sunulması gereken bilgidir. Buna batılılar “knowledge” diyor. Toplumların dünyayı algılayıp yönetmesi için bu bilginin üretilmesi şarttır. Geleneksel yapılar, bu tür bilgileri daha çok toplumsal tecrübelerle oluşturdukları “irfan” ile karşılarlar ve dünyayı bu irfan ile yönetirlerdi. Modernite, buna bilimsel bilgiyi de ekleyince, bilgi skalası genişledi. Artık günümüzde, “irfan”ın yanı sıra bilimsel bilginiz yoksa siz geri kalmış bir toplum olarak addediliyorsunuz. Çift kanatlı olmayan kuş uçamaz maddi ve manevi değerleri dengede olmayan insan da yol alamaz. Toplumsal dinamikleri verimli kullanılması ve sağlıklı toplum yönetimi için, bilimsel bilgi kadar, haddini bilmek de önemlidir. Vicdan olmadan ve yüksek ahlaki idealler olmadan bilim insanlığın yararına kullanılmaz yıkımına sebep olur. İlimle gidilmeyen yolu karanlıktır der hünkâr Hacı Bektaşi Veli. Yunusumuz ilim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir, sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır diyerek gönülle aklın ahenkli olmasını önermiştir.
Dünya''nın her yerinde insanın misyonu: Yaşanabilir, eğitim seviyesi sürekli yükselen, barış içinde bir dünya inşa etmektir. Bu bağlamda, insanlar arasındaki eğitim farkı gelir farkından çok daha önemli ve çok daha etkilidir. Bu yüzden, dünyanın hiçbir yerinde, eğitim seviyesi yüksek, gelir seviyesi düşük toplum yoktur. Bir ülkenin üretim gücünü artırmak için, eğitim seviyesini büyütmek gerekir. Eğitime yapılan yatırım, dünya barışına yapılan yatırımdır aynı zamanda. Her insan eğitimle kazandığı zenginliği, değerlendirmesini bilir. Üretici olmak bir sermaye işi değil, bir eğitim, bir bilgi ve bir birikim işidir.
Bu millet ve memleket ilme, irfana çok muhtaç; tahsil yapmış, diploma almış gelmiş, olanları korumak kadar doğal ve lüzumlu bir şey olmaktan başka, eğitim ve öğretim görmek için ilim ve fen almak için Avrupa'ya, Amerika'ya ve her tarafa çocuklarımızı göndermeye mecburuz ve göndereceğiz. İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip, öğrenmeye mecburuz demiş. Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder demiş büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Eğitimde kaliteyi yakalamak için fırsat eşitliği adil yarış liyakate önem veren bir sistem getirilmeli. Bu nedenle insanlar arasında fırsat eşitliği ve adalet mühimdir.
Eşit adil hakkaniyete adalete ehliyet ve liyakate dayalı bir sistem kurmadıkça kalıcı çözüm barış ve huzuru yakalayamayız. Toptan kalkınma ve refah toplumu olmak için sistem adalet temelli kurmalıyız. Eğitim ise bunun en önemli basamağıdır.
Güzel bir yaşam için insanlara kendilerini ilime vererek mutlu olmayı sağlamalıyız. Kendimizi geliştirdiğimiz sürece ilim bizi her zaman yüceltecek ülkemiz ilerleyecektir.
Her tekâmül ilimledir ve vatan içindir Ziya Gökalp.