İnsanoğlu, insan; yedisinde ne ise yetmişinde...
Ya, yaşlanan.
Ya, yaş alan.
Ya da, büyüyendir.
Büyüyenler, her zamankiler..
Yaş alanlar, canı isteyenler.
Yaşlananlar, son günlerindekiler.
Olduğuna göre;
Savaş olmuş veya olmamış.
Virüs sarmış veya sarmamış.
Gırran girmiş veya girmemiş.
Hep üç haldedirler:
Her zamankiler; yaşadığı süre içinde dünyayı ben kurtaracağım diyenler, ağlayanlar, gülenler, sevenler, sayanlar, koşanlar, barıştan yana olanlar, çalışanlar, üretenler, hizmet edenler, üzülenler, dert edinenler, sosyal sorumluluk sahibi olanlar, dertlere ortak olanlar, hak, hukuk, adaletten taviz vermeyen vicdan sahibi insanlar.
Canı isteyenler; hiç bir üretim yapmadan sadece ortalıkta dolaşanlar, tüm imkanlardan yararlananlar, kendilerinden sonra arta kalanları son zamanlarında paylaşmaya çalışarak; aileme, eşime, dostuma, yakınlarıma sunabilirim diyen insancıklar.
Son günlerindekiler; hep bana diyen, artık yataktan kalkamaz, tavandan başka yere bakamaz, kimseye hükmedemez, kimseden özür dileyemez, kimsenin hakkını geri veremez, mirası bölemez, yardım edemez ve geri dönemeyeceğini anladığında, insan olduğunu hatırlamaya çalışan, sadece insan oğulları.
Bizler; insanoğlu olmanın onurunu fark edemedikçe, vicdanlarımızın yerini öğrenemedikçe, insan olamadıktan sonra...
Koronadan önce ne idiysek, sonrada aynı olacağız.
Parasızlık, hastalık, ölüm korkusunu atlatıncaya kadar; eşit ve ortak gibi görünüyoruz.
Normale döndüğümüzde;
İnsan oğlu insanlar,
İnsan oğlu insancıklar
Ve
Sadece insan oğulları meydanları dolduracağız.
Sağlıklı, huzurlu, mutlu, onurlu, şükürlü, sabırlı, hatırlı ve hayırlı; günlerimiz, gecelerimiz ve hayatımız olsun.