Bu metinde faşizm kavramını her türlü baskıcılık anlamında kullanıyorum.
Yaşı kırk ve üstü olan herkes ninelerin, annelerin ördüğü dantel örtülere aşinadır. Bu örtüler evlerdeki çeşitli aksesuar ve eşyaların üzerine örtülürdü. En biçimsiz şeylerin bile görece güzel görünmesini sağlar, ayıpları örterdi. Bugün her ideolojinin, her anlayışın, her şeyin ve beklide herkesin kendi dantel örtüleri var.
Dünya kaotik bir döneme sürükleniyor. Uygar sanılan batıda ırkçılık yükselirken Ortadoğu’da soykırım yapılıyor. Ukrayna savaşı tüm dünyaya sıçramak üzere. Kendinden olmayanı ortadan kaldırılması gereken şey olarak gören anlayış iyice saldırganlaştı. Irkçılık;yerküre üzerinde görülmüş ve görülebilecek en aşağılık anlayıştır. Hunharca öldürür ve bunu dantel örtüsünün altına sığınarak yapar. En muhteşem ırk onunkidir ve diğerlerinin yaşama hakkı yoktur. Kitlesini de buna ikna ederse değmeyin keyfine. Kimi ardına arian ırkı, kimi vaat edilen toprakları, kimi eşsiz tarih ve kültürünü alır. Kanlı ellerini bu dantelle silerek temizler.
Sadece sağcı ideolojiler mi? Elbette hayır. Bir dönemin en kusursuz ideolojisi olarak ortaya sürülen komünizm de aynı dantel örtüyü defalarca kullandı. Polonya, Kırım, Çekya katliamlarının üzerine “halkların kardeşliği, sömürüye son” örtüsünü örttü.
Bilimin bile dantel örtüsü vardır. Dini ve inançları reddeder, inanan insanları gelişmemiş görür, dalga geçer. Pozitivizm örtüsünü kullanır.
Din kendince başlı başına kutsaldır. Kutsallık kadar ihtişamlı ve iyi örten bir örtü yoktur. Farklı mezheplerin mensupları birbirini keser, öldürür ve ne tuhaftır ki aynı örtü altına gizlenip aklanırlar.
Çok uzak değil, 40-50 yıl içinde distopya filmlerinde bile zor göreceğimiz şeyler gerçekleşecek. Bir türlü kuramadığımız o bacakları titreyen uygarlık tepemize çökecek. Ne dinler, ne bilim ne de ideolojiler bizi kurtaramayacak. Yok etme içgüdümüz uzun zamandır olmadığı kadar güçlü.
Freud iki temel içgüdüyü tanımlarken yaşam ve yaşatma içgüdüsü için “Eros”, yok etme içgüdüsü için “Thanatos” kavramlarını kullanır. Eros eski yunanda aşk, Thanatos ölüm tanrısıdır. Her insan bu iki içgüdüyle doğar. Hangisi diğerine üstün geliyorsa hayatı o yönlendirir. Dost sohbetlerimizde hangisinin daha üstün olduğunu tartışırız ve ortak görüş genellikle Thanatos’un üstün geleceği yönünde olur. Öldürmek ilkel insan için erktir. Yok edilenin sahip olduğu her şeyi ele geçirmektir. Hazların doyurulmasıdır. Eros da zaman zaman thanatos tarafından dantel örtü olarak kullanılır.
İnsan bedensel ve düşünsel evrimini henüz tamamlamamış bir varlık. Ruhsal tekamülü için belki onlarca kez yeniden doğması ve deneyimlemesi gerekiyor. İnşa ettiğimiz ve uygarlık sandığımız şeyin geçmişi hepi topu birkaç yüzyıllık. Ayrıca tamamı kan, ölüm ve derin acıların üzerine kuruldu. Çürük ve lanetli bir zeminin üzerine kurmakla yetinmedik, kurarken sağına soluna balyozla vurarak daha doğmadan hasar verdik.
Ne bir çözüm önerisi, ne de felakete giden yoldan döndürecek bir yöntem yok. Mucize de olmayacak, dualar da kurtarmayacak. Belki bir kaos ve fetret devrinden sonra yeni kuşaklar biraz daha sağlıklı bir toplum veya düzen kurmayı başarırlar. Evrim için bir çakıl taşı daha eklenmiş olur…