FAZLA ÖZGÜRÜZ

Murat YAZAN

Hülya Koçyiğit hanımefendi “Fazla özgürüz” buyurmuşlar…
Haklılar !
Özgürlük içinde yüzüyor, hatta boğuluyoruz…
Mesela ben yayınlanacak bir yazı yazarken kılı kırk yarıyorum “Şuradan bir kulp takar da beni iddianame hazırlamadan önce kemiksiz bir yıl hapiste tutarlar mı ?” diye. OHAL’de yaşıyoruz.
OHAL’de yaşama konusunda oldukça özgürüz.
Hapishaneler gazeteci dolu. Hepsi adı sanı olan insanlar. Ben gazeteci değilim, adım sanım falan da bilinir değil.
Onlara iki yılsa bana beş…
Yargı bu konuda “fazlasıyla özgür” !
Diyanet işleri fetva rekorları kırıyor… Gerek içerik gerekse adet itibarıyla… Diyanet “ilginç” fetvalar verme konusunda gayet özgür !
Bu ülkenin kadınları ölme konusunda çok özgür. Ya kocaları ya sevgilileri ya da aile içi töre kurullarınca vahşice katlediliyorlar…
Kadını ve çocuğu taciz edenler oldukça özgür… Kravatla duruşmaya gidip “rızası vardı” deyince ya ceza hafifliyor ya da serbest kalıyorlar…

Bilgisayar başına oturuyorum, bakıyorum ya Tweeter ya Wikipedi ya da başka bir mecra mavi yazılı mahkeme kararıyla kapatılmış. Devlet benim erişim hakkımı engellemekte özgür !
Ceketinin yakasında AKP rozeti olanlar (konumu her ne olursa olursa olsun) kendileri gibi yaşamayanlara, ağzına geleni söylemekte özgür…

Ben vergi rekortmeni olmakta özgürüm holdingler halt etmiş... İçki sigara içip bir de arabam varsa tamam… Devletin sağmal ineğiyim…

Kaçak elektrik kullananların zararını, iktidar TRT’sini elektrik faturamla finanse etmekte deli gibi özgürüm. Bunları ödemezsem zaten elektrik şirketinin çalışanı gelip elektriğimi kesme özgürlüğünü kullanıyor !
Özgürlük güzel şey!
Yol yaptı, köprü yaptı diyorlar..
Osmangazi köprüsünü kullanarak sağlam para verme özgürlüğümü kullanabiliyorum sağ olsunlar !
Geçmesem de zaten vergimden şirkete ceza ödeme özgürlüğünü kullanıyor devletim !
Ortalık bonzai veya diğer maddeleri kullanıp zombi gibi ayakta dikilip sağa sola sallananlarla dolu. Henüz dişe dokunur bir önlem görmedim. Onlar madde kullanmakta özgür görünüyorlar !
Müteahhitler her yıl kaldırım yenilemekte dibine kadar özgür… Artık belediyelerle nasıl bir ilişkileri varsa…!
Bu durumda biz de yollarda atlaya zıplaya yürümek, üstüne yağmur yağmış kumların balçığa dönüşmüş haline ayakkabılarımızı kurban ederek “şehir içi survivor” u bedavadan yaşama özgürlüğümüzü kullanıyoruz.

Hülya Hanım doğru söylemiş…
Çok özgürüz…
Fazla özgürüz !