Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın’ın, Akit TV’de sarf ettiği akla ziyan fetvaya AKP kanadından sadece Naci Bostancı bir cevap verdi.
Rektör Taşaltın “Erdoğan yalnız mı” sorusuna cevap verirken, “İslami olarak şu anda Cumhurbaşkanına itaat etmek farz-ı ayn’dir, karşı gelmek de harpten kaçmak manasında haramdır” demişti. (Farz-ı ayn: Dinimizin her Müslüman’ın bizzat kendisinin yapmasını açık ve kesin olarak emrettiği şeylerdir.)
AK Parti Grup Başkanı ve Ankara Milletvekili Naci Bostancı, Twitter'dan yaptığı açıklamada,
“Harran Üniversitesi Rektörü’nün Cumhurbaşkanımızla ilgili sözlerinin,
a. Cumhuriyetimizle, b. İslamla, c. Cumhurbaşkanımızın siyasal anlayışıyla, d. Rektörlük makamında aranan akademik müktesebatla hiçbir ilgisi yok" ifadelerini kullandı.
Naci Bostancı’nın bu sözlerini takdir etmekle beraber kendisinin siyasi hayatı açısından endişelenmeden de edemedim.
Ben Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın’ın yalnız olmadığını, böyle İslamla ve bilimle hiç uyuşmayan, adına ister ölçüsüz sevgi, isterseniz yalakalık deyin böyle cümleleri dile getirmeye hazır hayli “kifayetsiz muhteris” bulunduğunu düşünüyorum.
Bunlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisini beklemeden, rüzgârın yönünü görmeden bir açıklama yapmazlar. Naci Bostan böyle net bir açıklama yaparak kendi siyasi hayatı açısından riskli bir çıkış yaptı. Fakat partisi ve Türkiye açısından doğru olanı yaptı.
Bu seviye kaybını önleyebilecek tek kişinin CB Tayyip Erdoğan olduğu açık. Erdoğan Rektör Taşaltın’a haddini bildiren birkaç söz eder ve rektörü görevden alırsa, meydan bu tür garip fetvacılara kalmaz.
Ancak Erdoğan’ın böyle bir müdahalesinin olacağından emin olamıyorum. Çünkü geçmişte de böyle patavatsız ve münasebetsiz laflar eden olmuştu. Erdoğan tepki vermemişti.
***************************
NELER DEMİŞLERDİ?
AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan, Başbakan Erdoğan için “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider” tanımını yapmıştı.
AKP İstanbul Milletvekili Oktay Saral (Of Belediye Başkanlığı görevini yapmakta iken): "Erdoğan için her gün 2 rekât şükür namazı kılınmalı" demişti. Bu açıklamaya karşı Trabzon Müftü Yardımcısı Zeki Aksoy "Kişi için ne şükür, ne de başka namaz olmaz. Namaz Allah için, Allah rızası için kılınır” diye tepki göstermişse de Erdoğan’dan bir cevap gelmedi. Üstelik Oktay Saral milletvekili yapıldı.
AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin: "Erdoğan'a dokunmak bile ibadettir" dedi. Tepki görmek şöyle dursun çok takdir görmüş olacak ki, 2011 yılında Bursa'dan tekrar aday gösterilerek milletvekili yapıldı.
Erdoğan’ı ilahlaştıran tuhaf cümleleri kuran bu milletvekilleri kadar olmasa da O’nu yüceltmekte sınır tanımayan başkaları da vardı:
AKP Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser "Başbakanımız Erdoğan bizim için adeta ikinci peygamber gibidir” diye tuhaf bir açıklama yaptı. İlk etapta kimseden itiraz gelmedi. Hatta Merkez İlçe Kongresi'ndeki AKP'liler büyük bir heyecanla alkışladılar. Ancak MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural gündeme taşıyınca görevden alındı.
Tabi bunların yanında çok hafif kalan "Erdoğan İkinci Atatürk olacak" diyen Egemen Bağış, "Erdoğan benim Atam" diyen jöleli Yiğit Bulut, "Erdoğan ümmetin lideri" diyen Çorum milletvekili, "Halife-i ruyi zemin" diyen Atılgan Bayar, “dünya lideri” diyen Şamil Tayyar gibi “ölçüsüz sevgi” dolu Erdoğan muhiplerini de hatırlamak gerekiyor.
Erdoğan kendisine duydukları sevginin cezbesine kapılarak (bazıları bunları yalakalık olarak tanımlıyor) dinen ve bilim açısından son derece sorunlu lafları edenlere karşı bugüne kadar bir tek kelime ile bile uyarı yapmadı, yaptırım uygulamadı.
Oysaki O’nun herkese haddini bildirecek kadar konuşma imkân ve kabiliyeti vardır.
Şimdi yukarıdaki örnekleri hatırladıktan sonra, Erdoğan’ın Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın’ın “CB Erdoğan’a itaat etmek farzdır” sözüne karşı kükremesini ve haddini bildirmesini beklemek fazla iyimserlik olmaz mı?
Önceki örnekler gibi, Erdoğan bu rektöre de cevap vermez ve rektörlükten almazsa, AK Parti Grup Başkanı ve Ankara Milletvekili Naci Bostancı yalnız kalmaz mı?
Naci Bostancı gibilerin yalnız kalması Ak Parti ve Türkiye açısından yanlış olmaz mı?
NOT: Son dakika haberi olarak Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın’ın istifa ettiğini okudum. İyi olmuş.
****************************
ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK, ÖVGÜSÜ YERGİDEN BETER
Padişah bir gün İncili Çavuş’a şöyle demiş:
-Öyle bir iş yapacaksın ki, özrün kabahatinden büyük olacak. Bunu becerebilirsen, ben de sana bu elimdeki altıntopu veririm.
İncili düşünmüş, taşınmış, sonunda çıkar bir yol bulmuş. Sarayın merdivenlerinden Sultan önde, o arkada çıktıkları sırada, hükümdarın makatına parmağıyla dokunmuş. Böyle küstahça bir davranışla karşılaşmış bulunan Padişah, öfkesinden küplere binmiş. İncili Çavuş da hemen özür dilemiş:
-Bağışlayınız şevketli Sultanım. Bir yanlışlıktır oldu; sizi Hanım Sultan sandım…
-Hele şu küstaha bir bakın!.. diye öfkelenen Sultan’ı İncili Çavuş şu sözle yatıştırır:
-Özrümün kabahatimden büyük olmasını siz irade buyurmuştunuz…
Erdoğan hakkında yukarıda bahsettiğim tanımları yapan yalakaların övgüleri de rakiplerinin yergilerinden beter.
Ancak dalkavukların bu patavatsızlıklara cesaret etmelerine izin veren kim bilemiyorum.