Gomidas Vartabed ile Çankırı yollarında
Ekim 2012 tarihli Belge Yayınlarınca yayınlanmış anı mı? Türkleri karalamak ve küçük düşürmek mi amacı içinde bocalayan bir kitap. Konusu 1915 Ermeni tehciri. Kitapta Türkler aşağılanıyor, Ermenilerin Türklere husumet, kin ve nefret beslemeleri alevlendiriliyor. Bir takım belgelerle de ispata çalışılıyor. Bütün bunlara rağmen kitapta itiraflarda var.
İstanbul’da yaşayan elit Ermenilerin tutuklanması üzerine yazılmış ama, eklerle Ermeni sürgünlerinin propagandası da yapılmış. İtiraflara gelince: kitabın sayfalarına dip not halinde düşülen isimler hakkındaki açıklamalardan bir kaçına göz atalım. Tutuklananlar kimler bakalım: Ermeni casuslar, Hınçak partisi üyeleri, Osmanlı aleyhtarı yazarlar, Ermeni devrimci federasyonu üyeleri, Taşnaksutyan partisi militanları, propogandistler, Ermeni meclisi üyeleri ve liste uzayıp gidiyor. İşin ilginç tarafı tutuklananların Osmanlıyı yok etme eylemi içinde olmalarının ifşa edilmesidir. Hem de bir ermeni tarafından.
Sen Osmanlıyı yok etme eylemi içinde olacaksın, Osmanlıda sana gül mü verecekti? Elbette ki hayır. 1990 sonrası Ermeni yazarlar tarafından tek taraflı olarak Osmanlıyı yerden yere vuran, aşağılayan kitapların yayınlanması tehciri sürekli gündemde tutmaktır. Gelelim Osmanlı zulmetti de Ermeniler masum mu idi? Bunu sorgulayan ve gündemde tutan birkaç yazar dışında kimse yok. Soykırım denilince hep Ermeniler konuşuyor, kendilerini pazarlıyorlar. Hiçbir zaman şunu söylemiyorlar Rusların Fransızları desteği ile ilk soykırımı biz başlattık, yüzbinlerce Türkü öldürdük demiyorlar.
Türklerin bir talihsizliği de halkın tarımla uğraşması, okuma yazma bilmemesi. Ermeniler ise toplumun kaymak tabakası hepsi oluma yazma biliyor, hatta yüksek tahsilli. Ellerine kalemi alıp yazabiliyorlar. Romanlarına roman katabiliyorlar. Ya Türkler okuma yazma yok. Başına gelenleri, yaşadıklarını nasıl anlatacak. İşte Türkler burada kaybediyor ve haklı olduğu davada haksız duruma düşüyor.
Gelelim günümüze: Ne zaman soykırım gündeme gelse bir iki akademisyen dışında ses çıkmıyor. Üstelik araştırma yapıp sonuçları Ermenilere tokat gibi indirilmiyor.
NOT: Sözü edilenler önce Ankara'ya oradanda Ayaş ve Çankırı'ya gönderilmişlerdir.