Halimiz Haraptır Bizim...

Zeynel KOZANOĞLU

Mümkün olduğu kadar siyasetin dışında durmaya çalışıyorum. Hem gazetecilik yıllarımdan kalma tarafsız durabilme alışkanlığımdan ötürü... Hem de artık yaşlandım. Siyaset biraz da gençlerin işi gibi geliyor bana... İyi de Türkiye yangın yerine dönmüşken  uzakta durup olup bitenleri sadece izlemenin de öküzün trene bakmasından ne farkı var?

Son günlerde dünyanın hemen hiç bir yerinde rastlanmadık olaylar yaşıyoruz.

Öğretmenlik günlerimde yaşadığım bir olayı aktarayım. Pek kçük bir çocuğa kötü davranmıştım. Bunu gören babası dönmüş de bana ne demişti tahmin edebilir misiniz?  “Bana bak öğretmen efendi, şimdi ben sana ağır bir cevap verirdim ama köylü beni ayıplar” demişti.

TBMM de bir olay yaşanıyor. Bir kadın milletvekili kendisini kürsüye kelepçelemiş, doğrudur yanlıştır, ben orasında değilim. Ancak on dakika sonra oturum açılacaktır. Olayı hemen çözmek için aceleniz nedir arkadaşlar? Kadına müdahale için erkeklerin geri durması güzel de kadın milletvekillerinin o telaşı niye? Arkadaşlar altmış yıl önce Anadolu köylüsünün bana karşı gösterdiği insanlığın zerresi de mi yok sizde?... Sizi millet izliyor.

Şafak Pavey’i dünya tanıyor. Kolu bacağı tamam olmayan bir pırlanta. O pırlantayı incitmek ancak dört ayaklı birilerinden beklenebilir. Öyle ya sahibi ıslığı çaldı mı yaklaşanın kim olduğuna, hatta ne olduğuna bakmaksızın saldıran dünyalılar da var. Ama siz kendiniz için “Yaratımışların en şereflisi” diyorsunuz. Hem de daha cafcaflı olsun diye “Eşref-ı mahlûkat” diyorsunuz.

Ancak, bu söylem İçinde yer alan “Mahlûk” sözcüğü, “Mahlûkat” sözcüğü sizi anlatmakta kullanılabilir. “Eşref” e kurban olun, diyeceğim ama bu bile size bir paye vermek olur. Sahi, siz Şafak Pavey’e nasıl kıydınız? Onu öyle bacağı kolu çevreye dağılmış gördüğünüzde nereniz sızladı? Hadi, kimseden utanmadınız, Allahtan da mı korkmadınız?

Dün gece dört bin kilometre uzaklarda ben uyuyamadım. Siz orada nasıl uyudunuz?

...

Bir sorunumuz da Bahçeli... taş olsa erirdi bugüne kadar. Geçende HDPli milletvekilleriyle oturmuş sohbet etmiş. İnsan Bahçeli... Adam dediğin böyle olur? Mademki o insanlar da senin gibi seçilmişlerdir. O kutsal çatı altında bu millet, bu devlet, bu ülke için omuz omuza çalışıp en az ortak değerlerde anlaşmak ve karşılıklı saygı içinde elinizi taşın altına koymak şarttır.

Peki, ya 7 Haziran seçimleri akşamı sandıkların sayımı bile henüz tamamlanmamışken “Yeniden seçim...” diye haykırarak ortaya çıkan o vahşi kaplan kimdi? O günden bu yana toprağa düşen her vatan evladının vebali bu “Aymaz” adamın boynundadır. Hele hele de HDP lilerle oturup sohbet ettiğinden sonra...

Ben bütün bunlara rağmen ona öfkelenemiyorum. Ola ki satılmıştır, esir alınmıştır.

Ya onun peşinde bugün de yer almayı sürdüren milyonlara ne demeli? Türkiye Cumhuriyetinin cenaze namazı hazırlığı olanca hızıyla sürüp giderken “hüvelbaki” demekle yetinecek ülkücü kitle! Ey MHP nin her biri bir kale ağırlığnda ülkücü gençleri...

Üstünüze ölü toprağı mı serpildi? Neredesiniz?