3 Ağustos tarihinde yapılan İYİ Parti Olağanüstü Kurultayı, kurultaydan evvel çok konuşuldu, kurultay yapıldıktan sonra daha da çok konuşulacağa benziyor.
Kurultaydan önce konuşuldu; her görüş ve düşünceden insanların büyük heyecanla geldikleri İYİ Parti tabanının beklentilerinin karşılığını, atanmış il ve ilçe yöneticilerinden göremeyince, kendilerini ve partilerini sorgulamaya başladılar ve az da olsa dikkat çekici kopuşlar olmaya başladı.
Partinin kuruluşundan bu güne gelişine kadar çaba harcayan üyeler, haklı olarak olanlardan ve yapılan hatalardan endişe duyarak, parti genel merkezini mercek altına aldılar. Yapılan hatalar bariz bir şekilde açık olarak belli oluyordu. Genel Başkan'a rağmen yapılan bu hataların bir veya birkaç müsebbibi olmalıydı ve onlar da tabanın gözünde belliydi.
Bundan sonra yapılacak olan, parti üst kurul delegelerinin olaya el koyması ve MYK’ya daha çalışkan, her zaman tabanın sesini dinleyen liyakatli kişileri seçmek olacaktı. Bunun için en demokratik sistemin blok liste değil de çarşaf liste olarak seçime gidilmesiydi. Genel Başkan tabanın sesini duyarak kararını vermiş olacak ki, 3 Ağustos seçim günü öyleden önce il başkanlarıyla yaptığı toplantıda, il başkanları blok listede ısrar etmelerine rağmen, kesinlikle çarşaf listede ısrarcı olduğu duyumlarımız arasındaydı.
“Han susar töre konuşur!”
Divan seçilip kongre başladığında kürsüye gelen Sayın Genel Başkan Meral Akşener, salonu dolduran İYİ Partili üst kurul delegeleri ve taraftarlarına demokrasinin gereği çarşaf liste müjdesini verirken, salondaki alkışı görmek gerekirdi. Salonu dolduran kalabalık cumhuriyet tarihinde şahit olmadıkları demokrasinin en güzel müjdesini bizzat Akşener’in kendi ağzından şu sözleri duyuyorlardı: “Han susar, töre konuşur!” Evet bundan sonrası kongre divanına ve üst kurul delegelerine kalmıştı. Kongre divanı, MYK üyeliği için önce kadın adayları çağırdı, sonra herkes sırayla gidip ismini yazdırıp kayıt oldu.
Çarşaf liste hazırlanırken, ya kayıt sırasına göre olmalıydı ya da isimlerin alfabetik sırasına göre. Ama gelin görün ki, oylama başlayıp ta çarşaf listeyi eline alanlar büyük bir şokla karşılaştılar. Görüldü ki liste ne öncelik sıralamasına göre yapılmış, ne de alfabetik sıraya göre.
Beklenen esas şok, oy sayımları başladıktan sonra yaşandı. Listelerde görülüyordu ki, 110'uncu sıradan 160'ıncı sıraya kadar blok olarak işaretlenme yapılmıştı. Hâlbuki MYK ‘ya adaylık için gelenlerin içinde pırıl pırıl liyakatli gencecik insanlar oraya gelenlerden millete hizmet etmeleri için kendilerine fırsat verilmesini bekliyorlardı, ama olmadı.
Bu da gösteriyor ki, yönetim şekillerinden en iyisi demokrasi olsa bile içerisine hile ve aldatmacılık girdiğinde en berbat yönetim şekline dönüşebiliyor. Bu gibi hallerde Monarşi; demokrasiye tercih edilebilir tezini seçenek olarak akla getirilebiliyor, zira eğer baştaki kral ve ya başkan her kimse öngörülü liyakatli biri olduğunda kuşkusuz daha seçici davranıp, yönetimine ehil olan insanları getirecektir.
Selamlarımla...
Kurban bayramınız kutlu olsun, Türk Milleti için hayırlara vesile olsun...