Hassas konuları kaşımayın...

Ruhittin SÖNMEZ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca çok ilginç bir açıklama daha yaptı: "Bugün Çin’den aşı gelecekti nerede diye soranlar, dün Çin ile aramızdaki hassas konuları kaşıyarak ilişkilerimizi bozmaya çalışıyorlardı. Başarılı olduklarını söyleyemem ama hasar verdikleri kesin."

“Çin ile aramızdaki hassas konu” malum. Çin yönetiminin Müslüman Uygur Türk azınlığa yaptığı ve soykırıma varan zulümler.

Bu konuda dünyanın birçok devleti tepkiler gösterdiği halde, Türkiye’nin hiçbir resmi tepkisi olmadı.

Sadece muhalefetin, başta İYİ Parti’nin ve lideri Meral Akşener’in şiddetli tepkileri oldu. Akşener’in açıklamalarına Çin Büyükelçisi bütün diplomatik teamüllere aykırı olarak sosyal medyadan tehditvari cevap verdi.

Sağlık Bakanı Koca’nın kastettiği “hassas konu” ve “kaşıma” meselesi bu. Bakan Koca, Çin Sinovac aşısının ülkemize gelmesinde yaşanan aksamanın altında Çin’in bu “hassas konuyu kaşıma olayına” tepkisinin yol açtığını ima ediyor.

Oysaki daha önce, Çin’in vaat ettiği miktarı göndermeme sebebini açıklarken, “aşıları kendi halkı için kullandığını” söylemişti.

Böylece aşı tedarikinin aksamasının sorumlusu da bulundu: Muhalefet.

Bilinçaltımıza gönderilen gizli mesaj şu: “Gördünüz mü bu İYİ Parti’nin yaptığını, anladınız mı Meral Akşener’in milletimize kötülüğünü.” Neredeyse milletimizi aşısız bırakacaklardı!

Peki, “Akşener’in verdiği hasarı” kim, nasıl tamir etmiş olabilir? Herhalde Doğu Perinçek.

İktidarın en küçük ortağı Perinçek ile Çin yöneticilerinin muhabbeti malum. Perinçek mutlaka devreye girip Çin yöneticilerine “bu muhalefete bakmayın, biz ‘Terörist Uygurlara’ yaptıklarınızı destekliyoruz. Kızmayın, aman aşımızı gönderin” demiştir.

Perinçek Çin ile ilişkilerimizdeki “hasarı” tamir ederek, her gün TV kanallarını kendisine açanlara borcunu ödemiştir.

Bu arada Doğu Türkistanlı kardeşlerimizle gönül köprülerimiz yıkılmış, umurlarında mı? Yeter ki iktidar kısa vadede rahatlamış olsun.

*  *  *

AŞININ DIŞ POLİTİKA YÖNÜ

Birçok ülke daha aşılar üretilmeden alternatif şirketlerden nüfuslarının iki katı kadar doz için bağlantılar yaptı. Türkiye Avrupa ve ABD’de üretilen aşılar için başlangıçta bağlantı yapamadığı için Çin aşısına mahkûm kaldık.

Çin Sinovac aşısının denendiği ilk ülkelerden biri olmayı kabul ettik ve faz-2 ve faz-3 çalışmaları için Türk insanının denek haline getirilmesi sayesinde aşısız kalmadık. Bereket ki aşıda olumsuz özellikler çıkmadı.

Türkiye sadece Çin aşısı tedariki için 50 milyon dozluk anlaşma yapabildi. Sonra bu miktarın artırıldığı söylendi.

Çin ile yürütülen ilişkiler başından beri çok kapalı. Ne tür bir anlaşma ile bağlantı yapıldığı, neden uzun süre sadece Çin aşısına bağımlı kaldığımızı öğrenemedik.

Çok şükür ki, gecikmeli ve az miktarda da olsa,  Biontech aşısını bulan 2 Türk bilim insanı sayesinde, bir aydan beri, bu aşıdan almamız mümkün olabildi.

Ancak bu aşamada öğreniyoruz ki aşı meselesinin bir de dış politika yönü varmış.

Bakan Koca’nın açıklamasından, Çin’in “Uygur Türklerine yaptığım zulümler konusunu kaşımayın, yoksa aşı vermem” dediğini anlıyoruz. Bizimkilerin bunca zulme sessiz kalmasında da aşı konusunda alternatifimizin olmaması etkili olmuş.

Görüyor musunuz, devlet işlerinin her alanda ciddiyetle yürütülememesinin başka alanlara yansıyan sonuçlarını.

Sağlık Bakanlığında yaptığınız bir hata sizi dış politikada da olumsuz etkileyebiliyor. Dindaşınız, soydaşınız olan kardeşlerinize yapılan insanlık dışı muamelelere bile ses çıkaramıyorsunuz.

Çin aşısına bağımlı kalmanın sıkıntılarını hem sağlık alanında ve hem de dış politika alanında yaşadığımız anlaşılıyor. Bu yüzden bu defa Rus aşısı ile çeşitlendirme yapılmaya çalışılıyor.

*  *  * 

AKP KONGRELERİNİ KONUŞMAYIN

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “hassas konuların kaşınmasından” rahatsızlığı sadece Çin ile sınırlı değil. Malum “tam kapanma” tedbirlerinin alınması sürecine salgının kontrolden çıkması, vaka ve vefat sayılarının hızla artması yüzünden geldik.

Bu hızlı artışta bütün bilim insanlarının uyarıları ve halkın tepkisine rağmen AKP’nin kapalı salonlarda binlerce kişiyle yaptığı “lebalep” il kongreleri ve onbinlerin katıldığı AKP Genel Kurul toplantılarının payı büyük oldu.

Ayrıca vatandaş cenazelerinin namazı 30 kişiyle sınırlı kılınabilirken, AKP’lilerin, cemaat ve tarikat önderlerinin cenaze namazları CB, Bakanlar ve resmi zevatın katılımıyla binlerce kişiyle kılınarak salgına katkı sağlandı.

Bakan Koca’ya gazeteciler bu konuyu sorduğunda “Bu konuyu gündemde tutmanın kimseye faydasının olmadığı kanaatindeyim” dedi.

Tabi bu konuyu gündemde tutarsanız, bir başka deyişle kaşırsanız” bunun ucu AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a çıkardı.

Bu tartışmaları önleyemediği için Sağlık Bakanımız “görevden affını istemek” gibi bir sonuçla karşılaşabilirdi.

O halde yapılması gerekeni Bakan ifade etti: “Böyle konuları kaşımayın.”

Ama kaşıntıyı yapan sebep orada duruyor ve fena halde kaşınıyorsanız, mutlaka kaşıyanlar olacaktır.