Kritik zamanlarda seçim yapmak en zorlu işlerden biridir. Her seçim bir şeyleri umutla beklerken diğer şeylerden vazgeçmek demektir.
İYİ Parti genel seçimler kaybedildikten sonra CHP ile yaptığı ittifakı ağırlıklı olarak kendi içinde sorguladı. Bu sorgulamanın çok ama çok az kısmı Sayın Akşener tarafından dile getirildi. Süreci herkes biliyor, burada tekrar yazmanın bir anlamı yok.
Parti yetkilileri uzun zamandır yerel seçimlere "öz başına" girileceğini ifade ediyorlar. Ki bence doğru olan budur. Belki büyükşehir kazanamayız, belki belediye bile kazanamayız ama bu tavır halka kendimizi anlatmanın en yalın yolu. Uzun vadede kazandıracak bir strateji. Ancak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ziyareti ve işbirliği gelişmeleri etkiledi.
İstanbul ve Ankara özelinde işbirliği girişimiyle GİK’te alınan karar pazartesi günü tekrar görüşülecek. Şimdi eksi ve artıları alt alta toplamak gerekiyor.
İşbirliği yaparsak sözümüz ve söylemlerimizden dönmüş olacağız. CHP bu seçimlerde sadece bizlerle değil, Hedep ile de işbirliği yapmış olacak. Belki başka partiler de işbirliği çuvalına girecek. Ve ne kadar itiraz edersek edelim Cumhur İttifakı bizi Hedep ile birlikte iş tutmakla suçlayacak. Ne diyecek, nasıl itiraz edeceğiz? Öte yandan İstanbul ve Ankara AKP tarafından kazanılırsa kaynaklar cemaatlere, abuk subuk vakıflara akacak. Hak etmeyen şahıslara milyonlarca liralık burslar verilecek.
Her partinin içinde iki taraf vardır. İdealist ya da ideolojik amaçla dahil olanlar ve çıkar amacıyla dahil olanlar. Zırt pırt parti değiştiren milletvekillerine "fırıldak" deriz. Bu durum ilçeler bazında çok daha yüksektir. İnsan denen varlık pragmatist, çıkar odaklıdır. Bu da doğasında vardır ve bu tutumu eleştirmek güçtür. Yarın çıkar, size; "Belediyede işe girmem gerekiyor. Yoksa çocuklarıma nasıl bakarım?" diye sorarlar. Öylece kalırsınız. O insana idealizm, ideoloji anlatamazsınız. Onun ideali çocuklarını doyurmaktır. Başka bir grup belediyelere yakın olursa yüz milyonlarca lira ihale alacağını hesaplar. Ya da CV’sinde "bilmem ne makamı" yazılmasını severler. Bu insanları seversiniz, sevmezsiniz ama dikkate almanız gerekir. Toptan karşı çıkar, tasfiye ederseniz çoğu teşkilatta pankart asacak, broşür dağıtacak, esnaf gezecek insan bulamazsınız.
Kişisel görüşüm adı ister ittifak ister işbirliği olsun CHP ve dolayısıyla Hedep ile işbirliği olmaması yönündedir. Bu tavrın uzun vadede pozitif getirileri olacağını düşünüyorum. İmamoğlu’nun İstanbul’u İYİ Parti desteği olsa da kazanamayacağını düşünüyorum. CHP içindeki Alevi kanat İmamoğlu’ndan hazzetmiyor. İYİ Parti içindeki ülkücü kanat da İmamoğlu’nun kendilerini sattığını düşünüyor. Ne İYİ Parti ne de CHP İmamoğlu için çantada keklik değil.
İYİ Parti kritik bir kararın eşiğinde. Her kararın siyasi ve toplumsal bedeli olacaktır...