İktidara alternatif olmayı düşünen bir siyasi partinin varlığına inanmıyorum

TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye'de çok ciddi bir muhalefet sorunu olduğunu belirtip, iktidara alternatif olmayı düşünen bir siyasi partinin var olduğuna inanmadığını söyledi.

Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, bombalı saldırıya kurban gitmesinin 23'üncü yıldönümünde Ödemiş Barosu ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Ödemişi Şubesi tarafından düzenlenen etkinlikle anıldı. Ödemiş Belediyesi Kongre ve Nikah Salonu'ndaki anma törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu konuşmacı olarak katıldı. Etkinlik öncesinde Hükümet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na üzerinde Uğur Mumcu'nun fotoğraflarının da yer aldığı çelenk bırakıldı. ADD Ödemiş Şube Başkanı Havva Pakcan Uğur, buradaki konuşmasında "Uğur Mumcu'yu ölümünün 23. yıldönümünde o cesur kalemi saygıyla anıyoruz" dedi. Daha sonra saygı duruşunda bulunulup, hepbir ağızdan İstiklal Marşı okundu.

Ardından etkinliğe Ödemiş Belediyesi Kongre ve Nikah Salonu'nda, devam edildi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, burada Ödemişliler'e seslendi. "Bizi kırmakla tüketmekle asla öldüremezler. Tükenmediğimizin bugün en sağlam ispatını yaşıyoruz" diyerek başlayan Feyzioğlu, "Bugün Cumhuriyet tarihimizin en karanlık günlerini yaşadığımız doğrudur. Bu zor günler bize kalıcı başarıları ve toplumsal barışı getirecektir. Bunun için ihtiyacımız olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ayarlarına dönmektir. Kuruluş felsefesini yürekten benimsemektir. Cumhuriyetin temel ilkelerinden vazgeçerek gideceğimiz hiçbir yer yoktur. İhtiyacımız olan tek bir lider vardır oda Mustafa Kemal Atatürk'tür" dedi.

"İÇ SAVAŞ İSTEYENLERE CANIMIZLA KANIMIZLA BİZ KARŞI DURACAĞIZ"

Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesinde on yıllar öncesinden uyarılarda bulunduğunu ve bu tehlikelerin bir bir deliklerinden çıkmış durumda olduğunu söyleyen Feyzioğlu, "Gaflet dalalet ve hatta hıyanet içinde olanlar süslü süslü sıfatlarla her yerdeler. Bizim ihtiyacımız olan tertemiz vicdanımız, aklımız, Atatürk'ün yolu ve onun öğretisidir. Bunları sımsıkı kucakladığımızda aklın ve bilim yolundan bizi hiç kimse geri çeviremez. Bu ülkede benim bildiğim en güçlü makam Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktır. Siz o makamların sahiplerisiniz. Yeter ki o makamın gücünü bilin ve sonuna kadar sahip çıkın. Birileri 'Türk' adını tereddütle telaffuz etmeye başladığı son dönemlerde, sizler göğsünüzü gere gere 'Türk milleti' diye haykırmaya devam edin. Türk milleti sözünü ırkçı bir cümle olarak algılamak isteyenler bizi parçalamak ve bölmek isteyenlerdir. Milleti parçalamak isteyen her kimse emin olunuz Türkiye de iç savaş istiyordur. İç savaş isteyenlere karşı, canımızla kanımızla biz duracağız. Kimse bana milletimden utanmamı söyleyemeyecek. Üstümüzdeki çatımızı, altımızdaki temeli almak istiyorlar. Ne temelimizi ne de çatımızı veririz. Devlet yıkılırsa, hepimiz onun altında kalırız. Bazı kamu görevlilerinin hukuka aykırı bir şekilde devleti topyekun hedef alarak yıkılması yolundaki saldırılarının asla ve asla gerekçesi olamaz. Devletin yıkılmasını merak edenler ellerine bir dürbün alıp Suriye sınırının 150 metre ötesindeki IŞİD'i seyretsinler" diye konuştu. Feyzioğlu şöyle devam etti:

"Bölücü örgüt alkışçılığı yapmanın bir düşünce özgürlüğü olduğunu söyleyen varsa, bende kendi düşünce özgürlüğümü sonuna kadar söyleme hakkına sahibim ve diyorum ki PKK bir terör örgütüdür. Düşünce özgürlüğümü kullanmaya devam ediyorum. Eğer PKK'nın yıllardır hazırlandığı bir kalkışmayı icraya başlamasına siz, 'Dur, yapma. Kapat o hendekleri, bombalarını sök, silahlarını topla çek git şehirlerimizden' diyerek cevap vermiyorsan ve terörün sebebini PKK'da değil askerimizde, polisimizde arıyorsan, ben de sana diyorum ki 'Hadi canım sende bu da benim düşünce özgürlüğümdür' diyorum. Düşünce özgürlüğü, düşünceye düşünceyle cevap verilmesidir, aksi takdirde işkenceyle, ölümle tehdit edilmesine sosyal ortamda linç edilmesine en önce biz karşı çıkarız. Sandığı tek başına şart olarak görürseniz, demokrasiyi tanımlamamış olursunuz. Kuvvetler ayrılığı, cumhurbaşkanının, bakanların, il ve ilçe yöneticilerine talimat vermesi değildir. Öyle bir sistem kurulmalı ki dışarıdan hiçbir şekilde müdahale edilememelidir."

"ALTERNATİF OLMAYI DÜŞÜNEN BİR SİYASİ PARTİNİN VARLIĞINA İNANMIYORUM"

Demokrasinin taşıyıcı kurumlarının şu an Türkiye'de yıprandığını savunan Feyzioğlu, "İktidarın örgütlü işler yapmasını zorlayacak tek şey yarın iktidar değişir, benden hesap sorarlar düşüncesidir. Ben burada, alternatifsizlik çaresizliğinden söz ettiğimi düşünüyorum. Genel seçimlerde bir alternatif ortaya çıkmasını sadece ve sadece hukukun üstünlüğünün sağlanması için zorunlu şart olarak gördüğüm için dile getiriyorum. Eğer alternatifsizlik yerleşirse, bizler gibi zor kaleleri müdafaa ederek umudu canlı tutmaya gayret eden ve bugüne kadar canlı tutan örgütlerin yükü daha da artar. Yani Türkiye'nin iktidar olsun olmasın alternatiflere ihtiyacı vardır. 'Yurtta barış dünyada barış' ilkesini terkederek Ortadoğu'nun yangınını cepheden karşılamaya başlamasında, iktidar kadar sorumlu olan yapı muhalefetlerdir. Türkiye'nin iktidar sorunu kadar muhalefet sorunu vardır. Türkiye'nin çok ama çok ciddi muhalefet sorunu vardır. Halihazırda iktidara alternatif olmayı düşünen bir siyasi partinin varlığına inanmıyorum" dedi.