Artık demokratik haklarımızı koruyamayacağız. Batı dikta rejimi altında inim inim inleyen Türk halkının haklarını korumak için kolları sıvadı. Çin, İran dışında başka hiçbir ülkede olmayan yasaklar için sesimiz çıkmayacak, çıkamayacak. Yatak odalarına kadar girilen, özel hayata karışılan, çocuk doğurmaya müdahale eden siyasi iktidar, artık İletişim ve Bilişim çağının dışında kalmış ve Türk Milletini de bu çağın dışına itmeye çalışıyor.
Bundan böyle masalcı amcalar, teyzeler istediklerini yazacak, istedikleri gibi at oynatacaklar. Türk sözcüğüne olan allerjilerini, Atatürk ve Cumhuriyet’e olan nefretlerini bir bir iğrenç şekilde kusacaklar. Bunlara yanıt dahi verilemeyecek.
Bütün düzenlemeler çağ dışılık, şeriatı geri getirme üzerine inşa edildi. Arap alfabesine geçeceğiz, tekke ve zaviyeler açılacak, padişahın kulları bayram edecek. Türküm diye bir kavram olmayacak ama Ümmetim diyenlere bütün kapılar açılacak. Artık en karanlık tabloyu yaşamaya hazır olalım. Hazır olalım ki geri dönüşü olmayan bu yolda ilk seçimde de gereken dersi verelim.
Bizler dinci değil, dindar Müslümanlarız. Bizler gerici değil çağdaş insanlarız. Bizler vatanın bölünmesine çanak tutan değil tam aksine milletin ve vatanın bütünlüğü için canını ortaya koyan insanlarız. Bizler karanlığa değil aydınlığa açılan pencereyiz. Bizler ayrıştıran bölen değil birleştiren tutkalız.
Bizler her zaman dindarlara saygı duyan, dini sömüren ve siyasete dini alet edenlere, din sömürücülerine karşıyız. Düşüncesi, inancı ne olursa olsun herkese saygılıyız. Birlikçiyiz, beraberiz, haklara saygılı, çağdaş, milliyetçi, vatansever demokrat insanlarız.
Bizler komşularını düşman değil dost kabul eden ‘’Yurtta sulh, cihanda sulh’’ diyen ve inanan insanlarız. Bizler mazlumun ahından, yetimin hakkından uzak duran insanlarız. Türk’üz, Vatanımızı seviyoruz. Tek sevmediğimiz çağdışılık ve gericilik, bölücülüktür. Ülkemizde adam gibi yaşamak istiyoruz, sürü gibi değil.