Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Bölümü Sözlü Anlatımlar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, halk takviminin, tabiat olaylarına ve bunların tekrarlarına dayalı tecrübelerle oluştuğunu söyledi.
Cemre kelimesinin kökeninin Arapça olduğunu ve "ateş halinde", "yanmış halde" veya "kor" anlamlarına geldiğini dile getiren Oğuz "Ayrıca, Hac sırasında Mina’da şeytan taşlamaya veya taşların oluşturduğu yığına da 'cemre' denilmektedir. Cemrenin, Altay Türklerinde görülen İmre adlı olağanüstü varlığın dönüşümüyle ortaya çıktığını savunanlar da vardır. Cemreyi, Bulgar Türklerindeki Zemire veya Anadolu ağızlarındaki Zemheri ve Kumuk Türkçesindeki 'nem' veya 'buhar' anlamına gelen Zemre ile ilişkilendirenler de bulunmaktadır" diye konuştu.
CEMRE DÜŞMESİ NEDİR?
Anadolu’da yaygın olarak kullanılan geleneksel halk takviminin, yılı "kasım günleri" ve "Hızır günleri" olarak kış ve yaz olarak ikiye böldüğünü ifade eden Oğuz, şöyle konuştu:
"Kasım günleri, miladi takvime göre 8 Kasım’da başlar, 179 gün sürerek, 5 Mayıs’ta sona erer. Kasım günleri, 4 yılda bir Şubat 29 çektiği zaman 180 gündür. Hızır günleri ise 6 Mayıs’ta başlar ve 7 Kasım’a kadar 186 gün sürer. Cemrelerin düşmesi, Kasım günlerinden Hızır günlerine, bir başka ifadeyle kıştan bahara geçişin sembollerinden biridir. Halk takvimine göre, Kasım günleri 100. güne yani miladi takvimde 15 Şubat’a geldiğinde artık kış hükmünü kaybetmeye başlar. Bunu halk ’Geldik yüze, çıktık düze’ şeklinde ifade eder.
Halk takvimine ve inanışına göre bu tarihten 5 gün sonra cemreler düşmeye başlar. 20 Şubat’ta ilk cemre havaya düşer ve havadaki bütün kışı yere indirir. 27 Şubat’ta ikinci cemre suya düşer ve suları ısıtır, buzları çözer. 6 Martta üçüncü cemre toprağa düşer ve toprağı ısıtır, ilk kır çiçeklerinin çıkmasını sağlar."
Prof. Dr. Oğuz, tabiatı gözlemleyen halkın bu durumu "Ağustos soğuya soğuya kışı getirir, şubat ılıya ılıya yazı getirir" şeklinde ifade ettiklerini anlattı