İllâ cumhuriyet, ilelebet cumhuriyet...

Neşe DİLEKÇİOĞLU

Dün akşam dostlarımızla Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için Bodrum Belediyesi meydanındaydık.

Biraz erken gittik bu coşkuyu kaçırmamak, tanıklık etmek, içimizdeki Cumhuriyet sevgisini ateşlemek için.

Bodrum bir tatil beldesi ancak meydana akın etmişti Cumhuriyete bağlılıklarını göstermek adına Bodrum halkı.

Çoluk çocuk, öğrenciler; analar babalar, gaziler, dedeler. 

Her kesim den cumhuriyet aşığı kalabalıklar doldurmuştu meydanı.

Ellerinde Atatürklü Türk bayrakları, üstlerinde yine ilelebet cumhuriyet baskılı Atatürk lü tişörtleriyle.

Hepsinin yüzünde bir inanmışlık, cumhuriyete bağlılık gururu ve sevinci vardı.

Daha yeni konuşmayı sökmüş çocuklar bile, anne babalarıyla İzmir marşını söylüyorlardı o minicik ellerinde Türk bayraklarıyla.

"Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa" daha bir coşkulu söyleniyordu...

İşte dedim ölümsüzlük dediğin budur.

"Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşaaa"

Ben de katıldım elbette bu coşkuyla söylenen marşa.

Fener alayında Atatürk'ün gençlerini gördüm, ellerinde meşâleler.

Öyle güçlü hep bir ağızdan bağırıyorlardı ki.

"Yaşaa Cumhuriyet"

"Atatürk 'ün askerleriyiiiz"

Halbuki öğrenciydiler, ama hepsi sanki o çakmak çakmak gözleriyle birer Atatürk'düler.

Başımı meşâlelerle aydınlanmış gökyüzüne kaldırdım.

"Atam görüyor musun cumhuriyeti hiç kuşku duymadan teslim ettiğin gençliğini" dedim içimden.

Hepsi birer Mustafa Kemal.

Rahat uyu, bu cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır dedim gözlerimdeki yaşlarla.

Bodrum Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras bey asker kökenli. 

O da bu anlamda Atatürk'ün askeri.

Öyle güzel hazırlamışlardı ki cumhuriyet bayramı kutlamalarına.

Suların üstünde müthiş sinevizyon gösterisi, sanki Atatürk gelmiş, bu coşkulu kutlamaya katılmış gibiydi.

Silüeti ve atın üstünde silah arkadaşlarıyla rüzgâr gibi kurtuluşa gidişleri  herkesin gözlerini yaşarttı.

Saygı duruşu ve İstiklâl marşı, coşkulu Bodrum halkını duygusal anlamda pik yaptırdı.

Büyük küçük herkes donmuş gibi boyunları dimdik, şehitlerimize saygı duruşunda bulundu.

Sonra hep bir ağızdan İstiklâl marşımızı söyledik.

Gözyaşlarımı elimin tersiyle silmeyi bırakıp kendimi koyuverdim dayanamayıp, yanaklarımdan süzülerek indiler boynuma asılı bayrağıma.

Dedim ki; Sistem değişse de, adı her ne olduysa, Atatürk'ün evlatları Cumhuriyetine sıkı sıkı bağlı.

Bunu hiç bir şey değiştiremez.

Kabulü halâ Atasının kurduğu Demokratik laik sosyal hukuk devleti, yani Türkiye Cumhuriyeti.

Her ne kadar reklam arası deseler de.

Her ne kadar unutturmaya çalışsalar da, bu milletin yüreğinde Çanakkale ruhu asla yok olmaz.

Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet asla yıkılmaz.

Büyüğünden küçüğüne, yaşlısından gencine, herkesin ortak paydası, buluştuğu nokta Atatürk.

Dün şahit oldum Anıtkabir de, aslanlı yolda.

Birlik ve beraberlik onun gösterdiği yolda.

Yine O'nun isminde birleşiyor Türk halkı.

Bir ülkenin çimentosu, birleştirici gücü, O' na sıkı sıkı bağlı halkının gözünde Atası.

Ne büyüksün Atam.

Heykellerini kaldırsalar da; Müfredatta ve senin kurduğun Diyanet'de adından bahsetmeseler de senin adın Türk halkının gözünde birleştirici güç.

Hatta Cumhuriyet kutlamalarına izin çıkmasa da geri adım artırdın yüreği seninle atan, iradeli, geri adım atmayan halkınla.

Milli bayramlarda hasta olanları iyileştirdin, ayağına getirdin mi?

Getirdin.

Sana put deseler de, kimse onlar gibi gelip senden iş, aş istemedi, çaput bağlamadı kapılarına 

Sana sadakatini gösterdi 

Ama seni putlaştırmadı.

Sen bizim kurucu irademizsin.

Atasına, kurucusuna saygı duymayan bir millet başkalarının boyunduruğunda yaşar.

Türk milleti asildir, çalışkandır.

Özgürlük ruhunu senden almış bir milletiz biz.

Özgürlüğümüz olmadan yaşar mıyız?

96 Yıl sonra ölümsüzlüğünü bir fani olarak ispat ettin.

Gönlümüzde yüreğimiz attığı müddetçe yaşıyorsun.

İlelebet yaşayacaksın.

Senin mabedin adınla coşkuyla atan yüreklerimiz. 

Bu yüzden Cumhuriyet ilelebet payidar olacaktır.

Türk halkına güvenini tüm milli bayramlarda dile getirdi.

O zaman "Türk, övün, çalış güven"

Türküz, övünüyoruz ve güveniyoruz.

Asla bölünmeyeceğiz.

Asla ayrışmayacağız. 

Dün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları bunun ispatıydı.

Tüm Türkiye de coşkuyla kutladık Cumhuriyet bayramımızı.

Ve imzamızı senin özlü sözünle atıyoruz.

"Ne mutlu Türküm diyene"

Sonsuza kadar...