Şunu peşin peşin belirtelim ki; AKP ve Sn. Erdoğan Ankara ve İstanbul’u kaybetmenin travmasını yaşamaktalar. Sn. Erdoğan, “İstanbul’da kaybeden Türkiye’de kaybeder” haklı tespitinde bulunmuştu. İşte bu gerçek, AKP ve Sn. Erdoğan’a hata üstüne hata yaptırmakta!. Bir belediye başkanıyla uğraşarak onu bayraklaştırmaktalar.
İmamoğlu’nu kayak yaptı diye eleştirmelerinin altında: bu kaybetme duygusunun hıncı, öfkesi ve ezikliği oluyor olabilir. Değilse bile yapılan uygulamalar o algıyı oluşturmaktadır.
İmamoğlu Malatya’nın, Elazığ’ın belediye başkanı mı? Hayır. Bölgenin milletvekili mi? Hayır. İçişleri Bakanı mı? Hayır. Sağlık Bakanı mı? Hayır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı mı? Hayır. Şehircilik bakanı mı? Hayır. Bölgede herhangi bir mahallenin muhtarı mı? Hayır. Depremle doğrudan ya da dolaylı bir yetkili mi? Hayır. Kızılay veya AFAD’ın sorumlusu mu? Hayır.
Yani! İmamoğlu Malatya ve Elazığ’da meydana gelen depremle doğrudan ilgisi olmayan ve sorumluluğu da bulunmayan bir Belediye Başkanıdır.
Doğru mu?
İmamoğlu ne yapmış? Felaketi duyar duymaz yönettiği İBB’nin ilgili birimlerini harekete geçirerek hazırlanan yardımları bölgeye ulaştırmış; insani yardım ve araçları bölge halkının emrine sunmuş. Gerekeni yapmış.
Evet mi?
Yetmemiş yanında eşi olduğu halde deprem bölgesine giderek yerinde incelemelerde de bulunmuş mu? Evet bulunmuş. Depremzede yurttaşlarımızın dertlerini dinlemiş, onların tarifsiz acılarına, kaygı ve endişelerine ortak olmuş mu?
Olmuş.
Bu anlattıklarıma itirazı olan var mı? Her şey anlaşıldı mı?
Şimdi sorulmaz mı? Ne istiyorsunuz adamdan da, Kıyak yapanları unutarak ailesi ile kayak yapanı topa tutarsınız? Planlanmış bir tatili devam ettirmesine, ailesine ve çocuklarına iyi bir aile reisi olmasına neden taş atarsınız?
Ailesi ve çoluk çocuğu ile üç-beş gün tatil yapmasının neresi nerenize batıyor?
Varsayalım ki İmamoğlu, sürekli deprem bölgesinde kalsaydı ne değişecekti ve inanın; adım gibi biliyorum, “Adam İstanbul’u bıraktı deprem bölgesinde eksik arıyor şov yapıyor” denmeyecek miydi?
Oysa sesimizi Kızılay’ımızın içine düşürüldüğü sefil duruma çıkarsak daha ahlaki olmaz mıydık?
Emanet edilen yurtlarda ırzına geçilen erkek çocuklarının travmasına ve ahlaki erozyonuna çıkarsak daha insani olmaz mıydık?
Deprem adına hiçbir önlem almayanlara, deprem sonrası gelip duygu sömürüsü yapıp; "Kader imanımızın gereği” diyenlere çıkarsa idik daha medeni olmaz mıydık?
Türk tarımını bitirip eti, otu ithal edenlere ses çıkarsaydık daha milli olmaz mıydık?
İmamoğlu’nu tanımam, yaptığı bazı şeyleri de tasvip etmiyorum ama bu konuda da haksız eleştiriliyor, itirazım da onadır. Ha kayak yapmasa daha iyi olur muydu? Olurdu!..
Eleştirinin de bir adabı ve insafı olmalı. Sonuçta biz elhamdülillah Müslümanız değil mi ya?
Esen kalınız.