İNSAN OLMAK

Cemile ALBAŞ

İNSAN OLMAK

İnsanlık son yıllarda üzerinde en çok konuşulan konular içerisinde yer alıyor.

İnsanı tarif ederken çok kullanırız “Yaradılanı severiz yaradandan dolayı”

Yüce kitabımız “Andolsun sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere, Âdem’e secde edin! diye emrettik. İblis’in dışındakiler secde ettiler. O secde edenlerden olmadı.” der. (A’râf 7/11)

Dünya var olduğundan bu yana “insan” ile ilgili söylenen sözler herhalde sayılamayacak kadar çoktur.

İşte bazıları; İnsanlığın iki tür ahlakı vardır: Biri sözünü edip uygulamadığımız, öteki de uygulayıp sözünü etmediğimiz. -Bertrand Russell

Bu bir adam için ufak ama insanlık için çok büyük bir adımdır. - Neil Armstrong

Dünyada büyük olan hiçbir şey, büyük olan insanlar olmadan elde edilemez ve insanlar yalnız öyle olmaya karar verdikleri zaman, büyük olurlar. - Charles DE Gaulle

İnsanlar özgür doğdular ama her yerde zincirler içine alındılar. - Jean Jacques Rousseau

Uygarlığın gerçek ölçüsü; ne nüfus çokluğu, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretim bolluğudur. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir. - Ralph Emerson

Bir insan, söylediği sözlerden çok, söyleyemedikleriyle de insanlaşır. - Albert Camus

Bu liste uzar gider!

Ben insan olmanın bir kısmının yaradılıştan bir başka ifade ile fıtrattan olduğuna inananlardanım. Bunu biz insanlar “Bazı huylar teneşirde çıkar” diye ifade ederiz.

Ancak insan hayatının doğumdan ölüme kadar birçok evreleri vardır. Bunun büyük kısmını “eğitim” işgal eder. Türkiye’de ortalama insan ömrünün 75 yıl olduğu kabul edildiğinde bunun ilk on iki yılı ilkokul ve lise beş yılı ise üniversite eğitiminde geçmektedir. Eğitim sürecine master ve doktora eğitimini de dahil ettiğimizde bir insanın eğitimde geçen yılları yirmi dört yıla ulaşmaktadır. Dünyanın diğer ülkelerinde de eğitim için geçen sürenin aynı olduğunu düşünüyorum.

Tartışılan şudur insan ömrünün hemen hemen dörtte biri eğitimle geçtiği halde eğitimin tek başına “insan olmak” için yeterli olup olmadığıdır. Bu tartışma muhtemelen dünya var oldukça devam edecektir.

“İnsan olmak” kavramına etki eden bir diğer unsur da tartışmasız ki çevredir. İnsana şekil veren aile, yaşadığı yer, mensubu olduğu milletin kadim değerleri, yaşadığı ülkenin gelişmişlik seviyesi gibi değişik etkenlerdir.

Doğuştan gelen özellikler, eğitim ve çevre üçgeni içinde “insan olmak” tanımına uygun olup olmadığının en doğru tespitini yine insanın kendisi yapar. Bunun için çok kullanılan güzel bir tabir vardır. “aynaya bakmak” İnsan mecazi manada aynaya bakarak durum tespitini yapmalıdır.

“İnsan olmak” insanı doğumundan ölümüne kadar mutlu, huzurlu, faydalı bir canlı kılar.

Yedi milyar nüfusu geçen dünyanın “insan olmak” için gereken hasletleri koruması, kollaması, yaşatması biz insanların en öncelikli hedefi olması temennisi ile…