İspanya bankaların konutlarına el koyuyor

Endülüs özerk bölgesinde, yarısı banka ve finans kurumlarına ait 700 bin boş konut olmasına rağmen halkın evsiz kalması bölgesel hükümeti harekete geçirdi

MADRİD- Ekonomik krizle mücadele eden İspanya'da, ülkenin güneyindeki Endülüs özerk yönetimi, boş konutlarını kiralamayan bankalar, finans ve emlak şirketlerine 9 bin euroya kadar para cezası kesilmesini, sosyal açıdan gerekli görülmesi halinde en fazla 3 yıl süreyle bu konutların istimlak edilmesini öngören bir kararı yürürlüğe koydu.

İspanya'da ekonomik krizin etkisiyle ciddi bir sosyal kriz olarak ortaya çıkan, evlerini kaybeden ipotek mağdurlarını korumaya yönelik ilk büyük adım Endülüs özerk yönetimi hükümetinden geldi. Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve komünist görüşlü Birleşik Sol (IU) partilerinin koalisyonundan oluşan Endülüs özerk yönetimi hükümeti, mevcut durumda bölgede 700 bin boş konut bulunduğunu ve bunun yaklaşık yarısının bankalar, finans ve emlak şirketlerine ait olduğunu açıkladı.

Hükümet bu kapsamda, boş konutlarını kiralamayan bankalar, finans ve emlak şirketlerine 9 bin euroya kadar para cezası kesilmesini, sosyal açıdan gerekli görülmesi halinde 3 yıla kadar bu konutların istimlak edilmesini öngören bir kararı yürürlüğe koydu.

"Konut konusu bir insanlık hakkı"

Kriz nedeniyle 2007'den bu yana, Endülüs'te (kredi geri ödemesi yapamayanlarla ilgili) yaklaşık 86 bin evden çıkarma vakası görüldüğünü açıklayan Endülüs hükümeti, yüzbinlerce boş konuta rağmen onbinlerce kişinin evsiz olmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı. Hükümet açıklamasında, "Bugün, Endülüs'te 'Artık yeter' diyoruz ve konut konusunu bir insanlık hakkı olarak savunuyoruz" denildi.
İpotek mağdurlarının evlerinden çıkarılmalarını "kanayan sosyal bir yara" olarak değerlendiren Endülüs özerk hükümetinin konut ve bayındırlıktan sorumlu üyesi Elena Cortes, şunları söyledi:
"Aldığımız bu kararla adaleti yerine getiriyoruz ve sorunun köküne iniyoruz. İspanya'da ilk kez bir özerk hükümet konutu bir hak olarak yasallaştırıyor. Aktüel durumun, ahlaki açıdan desteklenebilir hiçbir tarafı yoktur. Kriz kurbanlarının, kendi özerk yönetimlerinin çözüm önerileri sunduğunun farkına varmasını istiyoruz."