İsrail zulmü

Nurettin BÖLÜK

                           

         İsrail zulmü

                Son yıllarda İsrail Devleti, çevresindeki Müslüman ülkeleri savaş nizamlarına uymayan, çocuk, yaşlı, hasta, hastane, okul, ev, yerleşim yeri, çarşı pazar demeden ölçüsüz bir şekilde bombalamakta; on binlerce sivili katletmekte, yerlerinden yurtlarından etmektedir.

                 Bu durum bir soykırım hareketinden başka bir şey değildir. Yayılmacı bir hareket olsa da dünya tarihinde ender görünen bir savaş modeli uygulanmaktadır.

                 Allah Kur'an'da İsrailoğulları'na, bu konularda çık sayıda ayette, azgınlıkları sebebiyle ikazda bulunmaktadır. Övücü ayetleri de vardır. İkazların en önemlisi, İsra suresi 4-8.ayetlerdir.

                 İsra suresi 4.ayet: Biz Kitap'ta (Tevrat'ta) İsrailoğulları'na şöyle haber vermiştik: ''Siz yeryüzünde iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız ve büyük azgınlıkla küstahlaşacaksınız... 5.ayet: Onlardan birincisinin vakti geldiğinde muharebe gücü çetin ve acımasız kullarımızı sizin üzerinize saldık; sizi öldürmek için evlerin aralıklarına varıncaya kadar araştırdılar. Bu, günü gelince gerçekleşecek bir vaat idi... 6.ayet: Sonra ikinci kez sizi insanlara egemen kıldık; mallarla, evlatlarla destekledik, sayınızı daha da artırdık. 7.ayet: Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük ederseniz, elbette onun da bir bedeli olacaktır. Sonuncu vaadin günü gelince, yüzleriniz kara olsun diye ilk defa girdikleri gibi mescide yine girsinler ve ele geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye kullarımızı üzerinize tekrar saldık. 8.ayet: Bütün bunlara rağmen, halâ Rabb'inizin size merhamet etmesi mümkündür. Fakat siz (azgınlık günlerine) dönerseniz, Biz de döneriz. Bilesiniz ki cehennemi zalimlere zindan, aşılması imkânsız kale yaptık.

                Bazı tefsir kaynakları birinci bozgunun Asurlular ve Babiller zamanında (M.Ö. 1894-539) ikinci bozgunun ise, Romalılar döneminde (M.S. 70) yılında olduğunu yazsa da Kur’an bu ayetlerde gelecek zamanlara hitap etmektedir. Her ne kadar adı geçen dönemlerde Kudüs işgal edilip İsrailoğulları memleketlerinde sürülmüş olsa da İsra suresindeki ifadeler, Kur’an indirildikten sonraki zaman dilimlerini içermektedir.

                İsrailoğullarının İspanya ve Almanya’dan sürgünleri, oralardaki iktidar kavgasındandır. Zaten Kudüs dışındadırlar. İsra/4 ile alakalı değildir.

                Bugün İsrailoğulları’nın devleti olan İsrail’in çevresindeki Müslümanlara yaptığı soykırım ve mezalimin İsra suresi 4.ayette belirtilen bozgunculuk ve küstahlığa bir ikaz olduğu kanaatini taşıyorum.

                Bugün yaşanan dram, bir yönüyle Müslüman meselesi olmakla beraber, esas İsrailoğulları meselesidir.

                Şu an Müslümanlar bir zulümle karşı karşıyadır. Zalimle nefsi mücadele yapma durumundadırlar.

                Yahudi cemaatinin hepsini zalim gibi düşünemeyiz. İçlerinde Allah’a ahiret gününe ve indirdiklerine, ikazlarına inanan gruplar da vardır. Bu gruplar zaman zaman İsrail Devletinin yaptığı bu zalimliğe, karşı tavır göstermektedirler. Bunlar yayılmacılığa da karşıdırlar.

                Yahudi topluluğunun iki yüzlü ve iftiracı oldukları Kur’an’da çeşitli ayetlerde belirtilmiştir.

                Maide suresi 13.ayette Allah, İsrailoğulları için Peygambere hitaben; ‘’İçlerinden çok azı hariç, hepsinin sürekli olarak hainlik ettiklerini göreceksin.’’ Maide 64’de Yahudiler, ‘’Allah’ın eli sıkıdır.’’ (Cimridir) Dediler. Söyledikleri söz yüzünden, kendi elleri kurudu ve lanetlendiler… Yani menfaatleri için Allah’a bile iftira atmaktan çekinmezler.

                Allah’ın en çok nimet verdiği İsrailoğulları, bu nimetleri inkâr etmekte de ustadır.

                Yeri gelmişken şunu da ifade etmekten geçmeyeyim. İsrailoğulları bir ırk, Musevilik bir inançtır. Bugün İsrail halkına Yahudi demekle Museviliği, Musevi demekle Yahudiliği kastediyoruz. Özdeşleşmişlerdir. Yalnız az da olsa Musevi olmayan Yahudiler de vardır.

                Enfal/60 ve Tevbe/14. Ayetlerde, Onlarla savaşın ki Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın. Onları rezil rüsvâ etsin, onlara karşı size zafer ve ihsan buyursun, baskı ve zulüm altında inleyen mümin toplulukların gönüllerini ferahlatsın. Tevbe/15. Ayet: Hem müminlerin kalplerindeki kin ve öfkeyi gidersin.

                Bu ayetlerde Allah, zalime karşı savaşırsanız sizi üstün kılarım, sizinle onları cezalandırır ve sizi ferahlatırım hem de kalplerinizdeki kin ve öfkeyi gideririm, buyurmaktadır.

                Bunun yolu başka ayetlerde de ifade edildiği gibi, zalimin silahlarından daha üstün silahlara sahip olmaktan geçiyor. Müminler bu yolda gayret eder, ilim ve bilim konusunda çağın üzerine çıkma gayretleri olursa Allah, Müslüman ve müminlere yardım edeceği müjdesini veriyor. Dua edin ben gerisini hallederim demiyor. Cezalandırmanın bizim ellerimizle yapılacağını buyuruyor.

                Nahl suresi 45-47. Ayetlerde ise zalimlerin çok korkak oldukları vurgusu yapılarak, içlerindeki fırtına ve yangından söz edilmektedir. Nitekim Yahudiler İsrail’de siren sesi duyduklarında korkudan yerlerde sürünürler.

                Haksız olan korkaktırlar. Yaptıkları zulmün bir gün geriye döneceği hesabını yaparlar. İnanan Yahudiler bu savaşa ve zulme karşı duruş gösteriyorlar.

                Hâkim olan Siyonist düşünce ise parayla dünyaya hâkim olunacağı düşüncesinin yanında, vaat edilmiş toprakların (Arz-ı mev’ud) hayalini gerçekleştirme peşindedirler. Siyonistler ve onların etkisinde kalanlar dışında kimse bu düşüncelere sıcak bakmamaktadır. Bütün dünyada yapılan protestolar bunu göstermektedir.

                İbrahim suresi 13,14. Ayetler, inananların yurtlarından çıkarılamayacağını net ifade etmektedir. Yeter ki Allah’a inanalım buyruklarını hakkıyla yerine getirelim. Allah mazlumun ve haklının yanındadır. Yalnız akışa doğrudan müdahale etmez. Bizim uyanıp yaptığımız haklı müdahalelere yardımcı olur.

                Selam ve dua ile

 

                Nurettin Bölük 14.10 2024