Her ne kadar, “Bu can bu tende durduğu sürece; İsveç, bizim dediklerimizi yapmadığı sürece Nato’ya üyeliğine onay yok” desek de.
Demekle kaldık.
Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğinin yolunu açmasına Batı’dan çok bizim ısmarlama kalemşörler şaşkın. Batı olacakları zaten biliyordu.
ABD bastıracak, biz direneceğiz; yazar mı?
Deniyor ki, “Biz istediğimizi aldık. İsveç Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyecek”
İyi de İsveç, AB’nin içinde nerdeyse zurnanın son deliği.
İsveç’in böyle bir etkin gücü var mı AB içinde?
Sanmıyorum.
Fetöcü, PKK’lı, PYD’li yüzlerce teröristi vereceğini taahhüt etti mi? Hayır.
NATO her ne kadar amacından: ABD tarafından uzaklaştırılsa da, etkinliğini kısmen de olsa devam ettirmektedir.
Bizdeki kimi siyasetçi, sosyal bilimci, siyaset bilimci ve siyasi liderlerin; “Nato’dan çıkılsın” tezi, ne kadar tutarlı düşünmek gerek. İsveç, Finlandiya Nato’ya girecem diye çabalarken, Ukrayna Nato’ya girme adına Rusya ile savaşı göze alırken; bizdeki sözüm ona bazı siyasetçilerin: “Nato’dan çıkalım” mantığı, uluslararası bir güç olan Türkiye’nin dış siyasetine ne kadar da uygun düşer, anlamakta zorlanıyorum. Siyasetçi bu kadar mı dünya siyasetinden ve gerçeğinden bihaber olur, hayret!..
Türkiye, dış politikada zikzaklar çizmekte.
Bir ABD, Batı, Nato,
Öbür yanda Rusya, Çin, Asya!?
Bu gel gitler nereye kadar?
Batı da, Doğu da gel-git politikaları sevmezler.
Eğer bu siyaset devam ettirilecekse; bunu, çok akıllıca politik bir dil ve diplomasi ile yapmak gerekir.
Maalesef Türkiye olarak bunu yapabilmiş değiliz.
İstikrar şart.
İstikrar dostlarınıza güven verir. Size güveni artırır.
İsveç demokrasinin cirit attığı bir Avrupa ülkesi!. Nüfus karışık, 10.4 milyon nüfusun: %86 İsveçli, %4,9 Fin, %1,5 Iraklı, %1,2 İranlı, %1,2 Türk, %5,2 diğerleri.
Böyle bir etnik dağılımdan, teröre desteğini kesmesini, anayasal değişikliklerin yapılmasını istemek saflıktır.
İsveç’te yaşayan İslam karşıtı, Türkiye karşıtı bir sürü kişi ve dernek bulunmaktadır.
İsveç bu yapısı ile bu istekleri nasıl yerine getirecek? Elle tutulur bir belge verdi mİ?
Biz, esip gürledikten sonra yağmuru olmayan bir hava durumu gibiyiz.
Bize güvenenleri hep hayal kırıklığına uğratırız. Tıpkı papaz Branson, Mısır, BAE, Irak, Zarrap politikalarında olduğu gibi.
Tarihe not düşün; bu hukuk yapısı ve bu hükümet sistemiyle AB, bizi asla içine almaz/alamaz.
İsveç’ten bizim istediklerimizi AB ve Batı da bizden istemektedir.
Yaptık mı/ yaptınız mı?
Hayır. Öyleyse boşuna efelenmeyin. İç siyasete ve seçmenlerinize tatlı vaatlerde bulunun yeter.
Esen kalınız...