Günlerdir sosyal medyayı meşgul eden, sahte resimler, kopyacılık, sanat hırsızlığı, emeğe ve alınterine saygısızlık.
BİRESKU (birleşmiş Sanatçılar Kulübü) iyiki varsın, iyiki resim yarışması düzenlemişsin, insanlara Türk Resim Sanatının geldiği noktayı gösterdin.
İki resmi yan yana koysan, hangisi suluboya, hangisi yağlıboya desen ayrımına varamayan kişiler, birden bire sanat eleştirmeni, yorumcu, ahlak polisi kesildi başımıza. Suçlu bulundu hemen, Biresku yönetimi ve jüri…. Ayıplayanlar, akıl verenler, yerimizde olsaymış böyle yaparmış ta, şöyle yaparmış ta..
İçinizde en ahlaklı olan ilk sözü söylesin…
Var mı?
Bekliyorum…… Yok mu?
O zaman dinleyeceksin….
Resim sanatını, tekniklerini, renk karışımlarını, perspektifi öğrenmek için kopya resim yapılır, yapılmalıdır. Bende yaptım. 1980 ‘li yıllarda Gazi Üniversitesi Resim bölümünde okurken kopyalar yaptım… Ama kopyasını yaptığım ressamın ismini çalışmamın arkasına yazdım.
Kopyasını yaptığım, esinlendiğim fotoğraflarında bilebildiğim oranda isimlerini belirttim.
Bugün bile fotoğraflardan esinleniyorum, karşıma asıyorum ve bakıyorum. Çalışma bitince fotoğrafla alakası olmayan bir çalışma çıkıyor ortaya. Arkadaşlarım soruyor, “Hocam bu fotoğrafla ilgisi olmayan bir çalışma çıktı”… Ama ben o fotoğraftan esinlendim, rüzgarından, dağlarındaki kekik kokusundan, denizin sesinden, gökyüzünün kızılından.. Ortaya tamamen “ben” olan bir çalışma çıktı..
Paul Cezanne der ki “Sanatçı doğaya bakar kendi doğasını yaratır” …
Kendi doğasını yaratamayan, fotoğrafa mahkûm olan, eskizin esiri olan, yaratıdan, sanattan söz etmesin. O çok iyi bir sanat işçisidir..
Ressamlar, sanatçılar, sanat yorumcuları, eleştirmenler sözüm size… Buradan bas bas bağırdım, avazım çıktığı kadar bağırdım…. GELİNCİKLER ÖZGÜRDÜR, HİÇ KİMSE BİR ÇİÇEĞİN, OBJENİN PATENTİNİ ALAMAZ. HERKES GELİNCİK YAPABİLİR, KİMSE ENGELLEYEMEZ. HERHANGİ BİR GELİNCİK RESMİ YAPMAK AYRIDIR, BENİM TASARLADIĞIM GELİNCİK ÇALIŞMASININ RESMİNİ YAPMAK AYRIDIR. Sen daha bunun ayrımını yapamayacak kadar, anlamayacak kadar düşünce özürlüsün.. TASARIM TESCİL BELGESİ İLE PATENT ARASINDAKİ FARKI BİLEMEYENLERİN SANAT PROFESÖRÜ OLDUĞU, MEMUR RESSAMLARIN OLDUĞU SANAT ORTAMINDAYIZ.
Şimdi gelinen noktaya bakıyoruz, tam bir çamur deryası, sineklerin uçuştuğu bir bataklık sanki. Dünde kopya resimler yapıldı, ben mücadelemi verirken sen karşı kaldırımdan bakıp gülüyordun, “Gelincikler ona mı ait, kimse yapmayacak mı, patentini mi almış?” gibi saçma sapan sözlerle, kopyacılığın, sahtekârlığın yolunu sen açtın. Sen; herhangi bir gelincik çalışması ile benim tasarladığım gelincik temalı çalışmalarımın farkına varamayacak kadar bu konuya uzaksın.
Sakın gelinen noktadan şikâyetçi olma, hırsız var diye çığırtkanlık yapma. Kopya ve taklit resimler yapılıyor diye bağırma… Sesini duyarsam seni “soytarılıkla, iki yüzlülükle” suçlarım.
Biresku’nun daveti üzerine jüri üyeliği yaptım. Bu onurlu görevden de gurur duyuyorum. Biresku Resim Yarışması, Türkiye’de ki sanatın geldiği noktanın tespiti bakımından son derece önemli bir iş yapmıştır. Emek harcamadan, ter dökmeden, beynini çalıştırmadan bir başkasının düşündüğü, tasarladığı çalışmayı aynen aktar, sonra da ben yaptım diyerek etrafta dolaş. Evet, sen yaptın ama kaynak, tasarım, düşünce kimin, senin mi?
Senin mi?
Sen mi düşündün?
Duyamadım..(!) Sesini kısma, ayağa kalk dik dur, başını kaldır ve cevapla.
Biresku, seni kutluyorum, herkesin yüzüne ayna tuttun.
Aynaya bakın, ne görüyorsunuz… Rahatsız oldunuz değil mi?
Bunu bizler, sen, ben, o hepimiz el birliği ile yarattık. Kenara çekilip eleştirmek yok.
GÖREV ZAMANI, TEMİZ SANAT, TEMİZ TOPLUM, TEMİZ PALET…
Yeni görevimiz hayırlı olsun…
Sevgiyle kalın…
HİKMET ÇETİNKAYA