İYİ bir rüya

Mehmet Ali BULUT

Bu yazıyı yazıp yazmamak konusunda bir kaç gündür kendimle mücadele ediyordum, anneler günü münasebetiyle ve belki Özlem Hanım'ın yüreğine bir damla su serper ümidiyle yazmaya karar verdim. 

Geçtiğimiz çarşambayı perşembeye bağlayan gece saat 01:00 arabasıyla İzmir'den Ankara'ya Mesut Mercan ile birlikte yola çıktık. Sabaha karşı beni derinden etkileyen bir rüya ile uyandım ve yol arkadaşıma anlattım. İkimiz de çok duygulandık ve hem hüzün hem de mutluluğu aynı anda yaşadık. Rüya şöyle;

Çok da büyük olmayan bir salonda yaklaşık yirmi yirmi beş kişi dershane sandalyelerine  oturmuşuz ve karşımızdaki masada üç kişi yan yana oturuyor. Diğer ikisini tanımıyorum ama içlerinden biri benim de hasbelkader İzmir İl Temsilcisi olduğum Yeniden Aydınlanma Derneği Genel Başkanı Halil Konuşkan. Halil Başkan ayağa kalkıyor ve bana teşekkür ettikten sonra, "Bundan sonra derneğimizin temsilcisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu kardeşimizdir" diyor. Ben şaşkın ve titrek bir sesle kendisine "İyi de ağabey, Fırat kardeşimiz vefat etti" diyorum. O anda salonun kapısında mütebessim bir yüzle Fırat giriyor ve başını iki yana sallayarak "yok ağabey yok ben ölmedim, siz öyle sanıyorsunuz" demez mi!.. Hemen elini sıkıp boynuna sarıldım ve maalesef uyandım...

Uyandığımda elinin sıcaklığı hâlâ elimde gülüşü ise gözlerinde idi. Yanımda oturan Mesut Mercan "Ne oldu başkan neyin var" diye soruyor ben ise belki yine dalarım uykuya da rüyama kaldığım yerden devam ederim diye düşünüyordum. Neden sonra yol arkadaşıma anlattım rüyamı, O da çok etkilendi. Şehit kardeşimizin PaK ruhuna fatihalar yolladık en samimisinden ve bir kez daha anladık ki şehitler ölmez!.. 

Özlem Hanım anneler gününüz kutlu olsun, üzülmeyin oğlunuz ölmedi, ölmez!