İYİ Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Başdanışmanı Kürşad Zorlu, bugün İYİ Parti Genel Merkezi'nde Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı sonrasında değerlendirmelerde bulundu.
"SEÇİM TARİHİ MİLLETİMİZİN KADER ANLARINDAN BİR TANESİ OLACAK"
Zorlu, şunları söyledi:
"14 Mayıs tarihinin artık kesinleşmesiyle birlikte bu seçim tarihi milletimizin kader anlarından bir tanesi olacak. Gerek depremin ardından felaketin yaralarının sarılması için gerekse bugüne kadar ortaya koyduğu karar ve politikalarla artık liyakatten, başarıdan hızla uzaklaşmış bunu rafa kaldırmış bir iktidara tamam mı, devam mı denilecek bir kader günü olacak.
Gündemimizin yoğunluklu kısmı deprem. Bu yaraların sarılması, vatandaşlarımızın hak kayıplarına uğramaması ve ülkemizin hızla bir normalleşme iklimine götürülmesi. Genel başkanımız hafta sonu cumartesi Hatay'da, pazar günü Kahramanmaraş'ta deprem bölgesindeki incelemelerine devam etti. Bunlar önümüzdeki günlerde de devam edecek. Hatay'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş da Kahramanmaraş'ta Sayın Genel Başkanımızla bir aradalardı.
Açıkça görülüyor ki deprem felaketinin sarılmasında da bu iki değerli büyükşehir belediye başkanımızın 14 Mayıs'taki kazanılacak zaferle birlikte cumhurbaşkanı yardımcılıklarını üstlenecek olmaları milletimizin umudunu artıran, bu icracı ve çözüm odaklı projelerin hayata geçirilmesi noktasında da milletimizin güvenine mazhar olabilecek çok ciddi bir fotoğrafı da gözler önüne sermiş durumda.
"MAALESEF KAYIPLARIMIZIN ARTMASINDAKİ ÖNEMLİ HUSUSLARDAN BİRİ"
Özellikle ilk 72 saatlik dönemde mevcut siyasi iktidarın tüm devletimizin imkanlarına rağmen bu iradeyi sahaya yansıtamamış olması; hızlı karar alamayıp özellikle o ilk saatlerde enkaz arama kurtarma çalışmalarında devlet kapasitesini hayata geçirememiş olması maalesef kayıplarımızın artmasındaki önemli hususlardan biri olmuştur. Bununla birlikte hala bu depreme rağmen ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyaset dilinin devam ediyor olması; merkezi yönetimle yerel yönetimler arasındaki dengenin böylesine bir günde birliktelik havasıyla yoğrulması gereken bugünlerde bir kutuplaşma aracı olarak kullanılması esasında iki büyükşehir belediye başkanımızın seçim sathı mahalinde neden ve niçin, nasıl bu fotoğrafın içerisinde olmaları gerektiğinin de milletimize kanıtlayan çok önemli kaynaklardan bir tanesi olmuş durumda.
Bölgedeki tarım ve hayvancılığın en az hasarla atlatılması konusu. Bu illerimiz Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yaklaşık yüzde 10'unu, ülkenin tarım alanlarının yüzde 16,2'sini, büyükbaş ve küçükbaş hayvanların toplamını esas aldığımızda bunların da yüzde 15,6'sını bu illerde barındırıyor. Eğer biz tedbirlerimizi hızlı alıp gerçekten bunları hayata geçiremezsek bilhassa yaz aylarıyla birlikte hem hayvansal hem de tarımsal anlamda bir üretim sıkıntısıyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu bizi zaten derinleşen ekonomik sıkıntılarla birlikte daha da yüklenmiş sorunlarla baş başa bırakacaktır.
"BAĞ-KUR, SSK PRİMLERİ VE ÖDEMELERİ ÜÇ YIL SÜREYLE ÖTELENMELİDİR"
İYİ Parti olarak hayata geçirmeye kararlı olduğumuz bazı başlıkları paylaşmak istiyorum. Çiftçilerin var olan borçları ve varsa icra takipleri en az iki yıl süreyle bir yılı faizsiz olarak ötelenmelidir. BAĞ-KUR, SSK primleri ve ödemeleri üç yıl süreyle ötelenmelidir. Telef olmuş hayvanların tazmini, sakat yaralı olanların kesime gönderilmesi, sağlam olanların ise toplu ya da bölümler halinde geçici barınma ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir.
Geçtiğimiz günlerde bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlandı oradaki esas alınan madde telef olan hayvanların yerine yenilerinin gönderileceği konusuydu. Bunları gönderdiğinizde şu anda barınma alanları yok. Öncelikle tazmin edilip, barınma alanlarının oluşturulması gerekiyor. En önemlisi bunun karşılanacağı bütçe 2023 bütçesinin tarımsal destekleme ödeneği den alınacakmış. Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası'nın topladığı bağış paraları 20 milyar gibi önemli bir paraydı. Neden buradan karşılamıyorsunuz? Neden diğer 70 ilimizin tarımsal destekleme bütçesinden bunu aktarıyorsunuz? Bunların bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.
"TARIMSAL ÜRETİMİN DEVAM EDEBİLMESİ İÇİN BİR İŞ GÜCÜ GEREKLİLİĞİ VAR"
Deprem bölgesinde tarımsal üretimin devam edebilmesi için bir iş gücü gerekliliği var. Biz özellikle depremden de etkilenen, bu konuda ciddi bir kapasitesi olan Şanlıurfa'nın dikkatle irdelenmesi ve geçici işçiler konusunda oradan taleplerin yönlendirilmesinin iki kat daha fayda sağlayacağını düşünüyoruz. Kentlerin yeniden imara açılmasında bilhassa mera ve orman alanlarına kesinlikle dokunulmamalı, bina yapılmamalı. Yoksa bunun önünü alamayız çok daha farklı problemlerle karşı karşıya kalabiliriz.
"HASSASİYETLE TAKİP ETTİĞİMİZ BİR KONU; YABANCILARA TOPRAK, MÜLK SATIŞI HUSUSU"
İYİ Parti olarak en başından bu yana özenle, hassasiyetle takip ettiğimiz bir konu; yabancılara toprak, mülk satışı hususu. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu konudaki tekliflerimizi yaptık ama ret olundu. O da şuydu; yabancılara bu bölgede toprak, mülk satışı tamamen yasaklanacak. Ayrıca bu bölgede diğer vatandaşlara da bir süreliğine durdurulması çağrımız vardı, kabul görmedi. Bunun sonuçlarını Türk milleti olarak hepimiz takip etmeliyiz, demografimizi ilgilendiren çok önemli bir konu. Bu bağlamda tarım arazilerini, tarlaların, zeytinliklerin, arazilerin yabancı ülke vatandaşlarına mutlaka satılmasının tamamen önlenmesi, bu konunun üzerinde titizlikle durulması gerekiyor.
Koronavirüsle mücadele sürecinde de hep beraber gördük. Bir kez daha müşahede ettik ki 6 Şubat'taki depremin ardından bulundukları yerleri terk etmeyen hatta ve hatta başka şehirlerden vatan sevgisiyle, gönüllü bir biçimde buralara gelen başta hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Maalesef bu depremde 94'ü doktor, 448 sağlık çalışanının hayatını kaybettiği, 528 sağlık çalışanın ise yaralandığı bilgisine sahibiz. Maalesef siyasi iktidarın ‘giderlerse gitsinler' söylemiyle daha da derinleştirdiği bir neticeyle karşı karşıyayız.
"2 BİN 936 HEKİM YURT DIŞINA ÇIKMAK İÇİN İYİ HAL BELGESİ ALMIŞ"
Türk Tabipler Birliği'nin belirttiği rakamlara göre 2022 Ocak ayından 2023 Şubat başına kadar 2 bin 936 hekim yurt dışına çıkmak için iyi hal belgesi almış. Bu ülkemizin, milletimizin kabul edebileceği bir tablo değil. Biz buradan söz veriyoruz; hekimlerimize, sağlık çalışanlarımıza önlüklerinize biz sonuna kadar sahip çıkacağız. Sizin hak ettiğiniz yaşam koşullarına kavuşmanız bu kutuplaştırıcı iklimin arasında işinizi yapamaz hale geldiğinizi biliyoruz. Mesleğinizin toplum içindeki saygınlığını hedef alan bu girişimlere de kesinlikle izin vermeyeceğiz.
"SEÇİME 62 GÜN KALDI, BAŞARACAĞIMIZA İNANIYORUZ"
Seçime 62 gün kaldı. Biz başaracağımıza inanıyoruz. Millet İttifakı bir bütün içerisinde 14 Mayıs seçimlerine hazırlanıyor. Yüksek Seçim Kurulu'nun açıkladığı takvim gereğince bugün Genel İdare Kurulumuzda seçim takvimine yönelik bazı hususları belirginleştirdik.
Milletvekili aday adaylarından alacağımız ücret konusunda; erkekler için 30 bin lira, kadınlar için 15 bin lira, engellilerden herhangi bir ücret almayacağız yine gençlerimizden de 15 bin lira aday adaylığı başvuru ücretini almayı uygun buldu Genel İdare Kurulumuz. Bununla birlikte 15-22 Mart tarihinde aday adaylığı müracaatları yapabilecekler.
Adayların belirlenmesi konusunda hangi yöntemin uygulanacağına dair Sayın Genel Başkanımıza Genel İdare Kurulumuz tam yetki verdi. Sayın Genel Başkanımızın özellikle büyük şehirlerde üye tabanlı bir yoklama yapma arzusu öteden beri mevcuttur. Bunun üzerinde bir çalışma yürütülecek. Nihai kararımızı da önümüzdeki günlerde çok geç kalmadan paylaşacağız.”
MANSUR YAVAŞ VE EKREM İMAMOĞLU AÇIKLAMASI
Zorlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hem belediye başkanlığı hem cumhurbaşkanı yardımcılığı görevlerini yürütüp yürütemeyecekleriyle ilgili bir soruya Zorlu, şu yanıtı verdi:
"Bunlar çözülmeyecek noktalar değildir. Önemli olan irademizdir. Sayın Genel Başkanımızın önerisi ve Millet İttifakı'nın ortak mutabakatıyla varılmış bir karardır. Artık biz merkezi yönetimle yerel yönetimlerin bir arada, bir güç birliği içinde bu deprem sonrası felakete hazırlanmasını çok önemsiyoruz.
Bu problemler aşılır, biz milletimize verdiğimiz taahhüt, bu karanlık tabloyu ortadan kaldırmak isteyen bütün güçlerin bir arada yer almasını esas alan, milletimizin iradesini ve isteğini bu sandığa olabildiğince yansıtacak bir girişimi hayata geçirmektir. Biz irademizi esas alıyoruz.”
"ARTIK YEPYENİ BİR ALTILI MASA VAR"
Cumhur İttifakı'nın genişleme çalışmalarının seçimleri etkileyip etkilemeyeceği sorusu üzerine Zorlu şunları söyledi:
"Türk siyasetinin şu anda en açık, şeffaf, milletiyle bütün gerçekleri olabildiğince paylaşan, milletine yüreğini açmış bir genel başkanla ilerleyen bir siyasi partiyiz. Bizim ilkelerimiz en başından beri belli, bunları da ortaya koymaya devam ediyoruz. Bu çerçevede iş birliği süreçlerini nasıl ilerleteceğimize yönelik görüşlerimizi de kamuoyuyla paylaştık. Bahsettiğiniz siyasi partinin elbette görüşlerini biz de biliyoruz. Parti programlarında Anayasa'daki vatandaşlık tanımı dahil olmak üzere değiştirilmesine yönelik pek çok vaatleri söz konusu. Kanaatim odur ki bu sorunun muhatabı İYİ Parti değil, bu karara ortak olan Cumhur İttifakı'nın değerli paydaşlarıdır.
Millet İttifakı'nın bugüne evrilişi içerisinde bu ittifaka yönelik olarak bilhassa Cumhur İttifakı'ndan gelen eleştiriler şöyleydi: ‘Çok seslilik', ‘Nasıl yönetecekler?', koalisyonları çağrıştıran birtakım iddialar söz konusuydu. Biz bu çoğulculuğun, çeşitliliğin, güç birliğinin ülkemize iyi geleceğine inanıyoruz. Ancak şimdi biz artık Millet İttifakı'yız adımız da buna dönüştü. Kanaatim odur ki Altılı Masa, Cumhur İttifakı olmuştur. Çünkü onların da diğer partilerle birlikte sayısını topladığımızda artık yepyeni bir Altılı Masa var."