Şahsen İYİ Parti'ye karşı yapılacak her türlü puştluğa hazırım.
Öyle anlaşılıyor ki; ilk günde birisinin el etek öpmesi, bir diğerinin gerekçesini bile açıklayamama acizliği ile kaybolması ve şimdi de kendisini meclise taşıyan partisini HDP ile ittifak yapmakla itham eden birisinin Allahsızlığa, kitapsızlığa tenezzül etmesi. Bu olup, bitenleri İYİ Parti üzerine oluşturulmuş bir projenin devamı mahiyetinde görüyorum.
...
BOP projesi dahilinde dayatılan iki partili tek adamlı partili Cumhurbaşkanlığı sistemine göre ülkemizde siyaseti dizayn eden BOP projesi; bir blokun CHP, diğer blokun ise AKP'de konsolide olmasını istiyor. Bu niyete çomak sokan veya fazlalık görülen İYİ Parti, kısmen de HDP'dir. Onun içindir ki; sürekli İYİ Parti ile HDP arasında olmayan bir ilişki Cumhur ittifakı trolleri ile topluma empoze edilerek Millet ittifakına HDP'yi de katmak istiyorlar ki; sistem gereği karşı blok da tam istedikleri kıvamda şekil alsın diye. Gerek HDP yetkilileri, gerekse İYİ Parti yetkilileri karşılıklı olarak "Aramızda örtülü bir ilişkinin olması sözkonusu değildir" demelerine rağmen BOP projesi böyle bir ittifakın olmasını Türk milletine dayatıyorlar.
...
Dolayısıyla, İYİ Parti üzerine; belki de kurulduğundan beridir süregelen operasyonlar peyderpey sırası geldikçe devam edecektir. Biz İYİ Parti'ye gönül verenler ile ülkemizde tek adamlı partili Cumhurbaşkanlığı sistemini dayatıp, kalıcılığını sağlamak isteyenlere karşı sabırla mukavemetimiz olabildiğince devam edecektir. Kahpe rüzgar nereden eserse essin, biz güçlü olmaya devam edeceğiz.
Rus milliyetçisi Vladimir Jirinovski ne demişti?
Rusya’nın aşırı milliyetçi Liberal Demokrat Partisi lideri Vladimir Jirinovski yıllar önce "Bizim güneyde sıcak denizlere inmemize Türkiye'deki ülkücü sivil toplum direnişi mani olmuştur" demişti.
...
Şimdi görüyoruz ki; Rusya'nın o yıllarda başaramadıklarını kendi içimizdekiler, irademizi Siyasal İslamcılara paket servis yaparak başardılar maalesef.
...
Kısa bir dönem için birileri bunu başardıklarını sanabilirler ama özgür düşünen bağımsız ülkücüler; bugün için İYİ Parti projesi ile yarın belki ihtiyaç duyulursa başka bir proje ile hareketin misyonu anlamında aslına rücu etmesini başaracaklardır.
Tunç Soyar'ın İzmir adaylığı meselesi
Tunç Soyar'ın babası ülkücülere nasıl bir muameleyi layık gördüyse; Recep Tayyip Erdoğan da aynı aşağılamayı farklı bir muamele ile bizlere layık görmüştür.
...
Erdoğan'ın milliyetçiliğimiz üzerine basan ayağını, imanımızı inkar eden iftirasını ve bizleri Allah'ın insan diye yarattıklarından değil, kandan beslenen hayvanlar görüp, morg bekçiliğini de ebedi görevimiz olarak layık görmesini; daha neler neler; bunların hiçbirisini elbette unutmayacağız.
İYİ Parti Manisa Milletvekili Tamer Akkal partisinden istifa etti
Akkal, istifasına gerekçe olarak, HDP’nin Büyükşehirlerde aday çıkarmamasını, bunun da Millet İttifakı’na destek vermek anlamına gelmesini gösterdi.
...
Yani akıl, fikir, izan sahibi hangi vicdan senin bu izahını anlamlı ve makul bulabilir ki. Cumhur ittifakının trol ağzı ile gerekçe diye ileri sürdüğün; İYİ Parti'den artık vicdanında saklı olan hangi gerekçe ile ayrılmışsan; o asıl gerçeği saklamana yetmez.
...
Senin İYİ Parti'den ayrılman o kadar önemli değil; asıl önemli olan sizin gibilerin siyaset kurumunun ırzına geçe geçe artık zamanla kimse bu kurumun içinde yer almayı düşünmeyecektir.
...
Şimdi İYİ Parti'nin size göre ne yapması gerekiyor; ''Aman ne olur Sayın HDP, aday çıkarın veya Cumhur ittifakının yanında olun ki; bizi sizinle beraber görmesinler'' mi demesi gerekiyor? Sen söyledin, biz de inandık öyle mi? Hadi oradan.
...
Beyefendi azıcık delikanlı olun. Başka partinin listelerinde yer bile almayacakken; aslında İYİ Partiİ rüzgarından yararlanarak meclise kapağı atmanın kurnazlığı imiş; sizin İYİ Partili oluşunuz. Sonuç itibariyle muradınız gerçekleşti, vekil oldunuz, şimdi de çekip gidiyorsunuz. Güle güle.
''Millet ittifakı''nın taraflarının aynı yerde ayrı ayrı aday çıkarması ittifakın ruhuna aykırı değil mi?
İttifakın taraflarının aynı il veya ilçede ayrı ayrı aday çıkarmalarının mantığı anlamak mümkün değil.
...
İstanbul Beşiktaş'da İYİ Parti'ye oy istemek için CHP'ye atıp tutacağım, sonra İttifak'ın adayı CHP'li Sayın İmamoğlu'nun koluna girip CHP ve İmamoğlu'nu överek seçmenden oy isteyeceğim.
...
Kimse kusura bakmasın; belki siyaset ikiyüzlülüğü kaldırabilir ama ben böyle bir siyaset zeminine döşenen taş olmak istemem.
...
Daha seçim gününe zaman var. Umarım "Millet ittifakı" tekrar birbirlerine rakip olmayacak şekilde il ve ilçeleri paylaşırlar, bu absürtlük ve insan mantığına zulüm de ortadan kalkar.
...
Teşkilatlar maddi sıkıntı içinde olacak, sen hiç iddian olmayan yerde; üstelik de ittifak ortağını da karşına alarak seçim çalışması yapıp, masraf edeceksin. Ben bunu kabul etmiyorum.
...
"Biz ittifakın tarafları olarak birbirimize rakip olmamak için karşılıklı olarak şu şu yerlerde adaylarımızı çekiyoruz" gibi bir açıklamanın alışılagelmiş siyaset anlayışına rağmen etik bir davranış olacak ve şüphesiz takdir toplayacaktır.
Arsıza kütük çakmışlar ''Bu gürültü nereden geliyor'' demiş.
Be dangalak; sen kulağından tutulup kenara atılmış; onuru yerle yeksan edilmiş bir adamsın. İlk önce yerle yeksan edilen onurunun davasını gör, düştüğü yerden tut kaldır ki; sonra birileri ile onur savaşına girebilecek yüzün olsun. Sahi sen ne arsız adamsın be.
1998'de Suriye ile sağlanan Adana mutabakatı
Rusya ne demiş oldu; "Eğer ciddi bir devlet isen yapmış olduğun ikili anlaşmaları unutma, gereğini yap".
...
Belli ki; Rusya, Türkiye ile Suriye arasında 1998 yılında varılan Adana mutabakatına sadık kalınmadığını düşünerek, hatırlatmada bulunuyor.
...
Anlayabildiğim kadarıyla o anlaşmada sınırdan 5 km'ye kadar Suriye içlerine girebilme müsaadesi almanın yanında; her iki ülke de terör ve teröriste karşı karşılıklı olarak işbirliği yapmayı taahhüt etmişler.
...
Peki bu anlaşmalar ve mutabakatlar orada dururken niçin BOP projesinde yer alıp da; Suriye bataklığına saplandık; eş başkanlık gereği değil mi? Peki 1998 yılındaki Adana mutabakatına sadık kalarak; bu mutabakattan doğan meşruiyet üzerinden ihtiyaç duyduğumuzda Suriye'ye yaptırım uygulasaydık ya!
...
Bugün Suriye; "Adana mutabakatı ile her iki ülke, kendi sorunlarımızı kendi aramızda halletmeye karar vermiştik. Ancak BOP projesi dahilinde ülkemizin başına örülen çorap ile ülkemizin kendimizi ilgilendiren iç sorunlarına bilerek ve isteyerek müdahale edilip, kaos yaratıldı ve maalesef Adana mutabakatına rağmen Türkiye de bu kaosun içinde yer almıştır" dese ne diyeceğiz?
Tahsilin gücünden korkan sünepeler
Neymiş neymiş "Tahsil artınca, dindarlık azalıyor"muş. Bir başkası da; "Ülkede istikrarı bozan hep üniversiteliler" demişti. Sizi gidi ilimden irfandan korkan sünepeler sizi.
...
Bütün bu absürt ifadeler; "Nakil"e dayanan menkıbelerle eğitimsiz insanları din öğretisi adına hipnotize eden din tüccarlarının; "Akıl"a dayanan din öğretisi karşısında her geçen gün "dincilik" tezgahını kuracak yer bulamamanın hezeyanlarıdır.
Değişim cesaret ister
Hayatında bir defa olsun değişim adına blucini çekip, üzerine de tişört giymeye cesaret edememiş insandan lider değil, hiç bir şey olamaz. Bunlardan olsa olsa statükonun heykeli olur. Çünkü bu giyim tarzı özgürlüğün bir başka şekilde ifade edilişidir.
''Devletin bekası'' gibi yüce bir kavramın içi boşaltılmıştır.
Devletin bekası deyip, hangi basiretsizlikleri ve pislikleri bu ulvi kavramın içine boca etmediler ki?
...
Kundaktaki kardeşini, sübyan evladını katleden yürekte hangi insani kırıntı kalmış olacak ki; devletin bekasını düşünebilsin! Yahu yapmayın Allah aşkına, burada devleti kutsamak diye bir şey yok; bütün mesele saltanatın bekasıdır. Kaldı ki; kundaktaki günahsız kardeşimi bana boğdurtan devletin canı cehenneme.
...
Asıl olan devleti; muhtemel bir kavga, çekişme için kundaktaki günahsızı katlederek değil, katletmeden yönetebilmektir. Hiç merak ettiniz mi; niçin katliam yaparak kardeş sayısını azaltmayı düşünenler, haremindeki cariye sayısını azaltmayı düşünmemişler?
...
Demem o ki; "Beka" denen şey kişinin doğrudan "nefis"i ile ilgili bir şey olup, devleti buna alet etme düşüncesi gerçeğin üstünü perdelemektir.
Dost ararken...
Adama sorsam 'Müslümanım' diyor ama arsız hırsız ve de namussuz. Bu durumda elbette güvenilir, dürüst bir ateistin dostluğunu tercih ederim.
Ülkücülüğümü sorgulayanlara...
Birileri zaman zaman hakkımda şüphe ile nasıl bir ülkücü olduğum üzerinden yorum yapıyorlar.
...
Söyleyeyim; Kamer Genç AKP iktidara geldiği günden ölümüne kadar o günün "Cemaati", bugünün de "FETÖ'sü" olan yapı üzerinden sürekli olarak laiklik karşıtlığına dikkat çekerek, milleti uyarmak istemiş ama zamanın AKP'li vekilleri tarafından linç edilmek istenmiştir.
...
İşte bir ülkücü olarak rahmetli Kamer Genç gibi onurlu ve şerefli solcuları takdir edip, övüp; FETÖ ile izdivaç yaparak 15 Temmuz piçini peydahlayanlarla sözde devletin bekası adına hemhal olanları da eleştirince; oluyoruz biz "Ne biçim ülkücü"
...
Mesela Ovacıklı olsam ve de komünist belediye başkanı orada dururken; Niçin AKP'li adayı tercih edeyim ki? Bilmem anlatabildim mi?
Yılmaz Özdil'in yeni çıkan kitabı
İlber Ortaylı veya bir başka saygın tarihçi Atatürk hakkında hangi detayı kaçırmış olmalılar ki; Yılmaz Özdil buldu, yazdı ve 2 bin 500 TL'den sattı?
...
Maliyeti olmayan, hiç de tükenmeyen sermaye Atatürk; üzerinden öven de kazanıyor, söven de.
...
Kesinlikle okumayacağım. İlle de Atatürk ile ilgili bir kitap okuyacaksam ''Nutuk''unu tekrar okuyacağım.
soralmehmet@gmail.com