İYİLER ER GEÇ KAZANIR
ZULME DUR DEDİĞİNİZDE
Bazen dostlarınız için, onlar mutlu olsunlar diye bazı şeyleri sineye çekersiniz...
Size ters gelse de sizden istedikleri,
tüm çabanızla mutlu etmek için uğraşırsınız.
Bir gülüşleri her şeyin üstündedir.
Onlar sizin elinizle yükselirken, siz yok olmayı göze almışsınızdır.
Dostluğun içini, sevginizle doldurarak.
Bunu şunun için yaparsınız.
Yaşadıklarınızı göz önüne alırsınız ve tek başınıza mücadelenizi, ne kadar yalnız yürüdüğünüzü.
Her gün, yeni güne bir şeyleri değiştirmek adına nasıl gücünüzü toparlayarak uyandığınızı.
Yorgunluklarınızı,öfkenizi, duygu patlamalarınızı...
Bir bir önünüze konan engelleri yıkma çabanızı.
Bu günlere gelebilmek için içinizdeki kavgaları sindirme, yok etme çabalarını,nefes nefese üreterek kulvarınızda bir başınıza koşmalarınızı düşünürsünüz.
Kimseyi yalnız bırakmamaya söz verirsiniz o kaygan zeminli yolda.
Destek verdiğiniz kişilerin bir gün ayağınıza ilk çengeli atacağını bilirsiniz.
Mutlu olan sizsinizdir bunu saflık olarak görseler de.
Huzurla koyarsınız yastığınıza başınızı.
Şunu gördüm ki bunca yıllık yaşantımda:
Ne kadar fedakârsanız başkalarının gözünde o kadar safsınızdır.
Ne kadar hasta ruhlara dokunursanız o kadar delisinizdir aslında.
Farkında olmadıkları bir şey var..
Mutluluk tek kişiliktir.
Kimse sizinle sizin gibi mutluluğu paylaşmaz.
Neden bu kadar mutlu olduğunuzu anlamayabilirler.
Çünkü herkesin mutluluk kavramı farklıdır.
Neden mutlu olduğunuzu anlatsanız bir çoğu güler belki de.
Boşverin!
Bırakın yorgunluklarınızı ,kaygılarınızı, beklentilerinizi, akıl muhakemelerinizi, kişisel takıntılarınızı, dostluğunuza karşılık beklemelerinizi..i
Çünkü fedakârlığı karşınızdakine değil, aslında kendinize yapıyorsunuz ince düşünürseniz.
Montaigne diyor ki:
"Dostumun kendisine yaptığı iyiliği kendime yapılmış sayarım. Çünkü bilirim ki o mutlu olduğunda bana da yansıtır."
Yani demek istiyor ki kederiyle, mutsuzluğu ile beni de o girdabın içine çeker.
O mutsuz olduğunda ben de onunla kederlenirim.
Akıllıyla herkes akıllıdır.
Aklın insanı aynı noktaya çeken, düşünmeye sevkeden bir gücü vardır.
Sorulara yanıt arar insanoğlu.
Olması gereken de bu dur.
Bu yazdıklarım dostluk bağı kurduğunuz insanlar için geçerlidir.
Zaten dost olan da dostunu kandırmaz.
Iki şey ortaya çıkar yaşantınızda.
İnsan ilişkilerinde unutmamamız dikkat etmemiz gereken iki şey.
Kandırıldım!
Kandırdım!
Bu dünyada o kadar çoklar ki kendilerince kandırdıklarını sanarak yaşayanlar.
Kandırarak yönetenler.
Gülümseyin gözlerinin içine bakarak gözlerinizi kekirtmeden.
Zamanı geldiğinde kanmadığınızı yüzlerine haykırırsınız.
Aslında kandıranın kandığını yüzlerine vurursunuz.
İyi olmak kendini ezdirmek , hafife aldırmak değildir..
Suskunluğun da bir sonu olmalıdır.
Bu kirliliğin içinde yaşarsanız size bulaşmayacağını düşünmek saflıktır.
Dur demezseniz bu gidişe durdurulursunuz..
İşte o zaman.
Dur dediğinizde.
Sorgulayan aklın kazandığını göreceksiniz.
İyi ler er geç kazanır.
Aptal olmakla 'ABDAL' olmak arasındaki ince çizgiyi unutmadan.