Soykırım iddiaları ve Biden’ın açıklaması üzerine iki gündür konuşuluyor. Tarih sosyal bilimlerin bir koludur ve siyaset tarafından şekillendirilemez. O halde tarihin gerçeklerini bilimsel bir bakış açısıyla ortaya koyup tarihi siyasilerden değil, tarihçilerden ve resmi kaynaklardan öğrenmek gerekiyor.
Birçok Ermeni arkadaşım var, içlerinde dedelerini tehcir esnasında yitirenler de var. Onların acılarına da saygı duyuyorum.
Birazdan yazacaklarımı farklı kaynaklardan okumuş olabilirsiniz ancak tarihe not düşmek adına tekrarlamak isterim.
Geçmiş hakkında düşünürken, yorum yaparken düşülen en büyük tuzak yaşanmış şeyleri günümüz şartlarında değerlendirmektir. Bu anlayış her olayı bağlamından kopardığı gibi paradigmaları yok sayar.
Ermeniler Osmanlı içinde her zaman itibar görmüş, “millet-i sadıka” olarak tanımlanmış bir toplumdur. Osmanlı Türkleri hor görürken Ermenilere değer vermiştir. Türklerin giremediği saray ve yüksek bürokraside birçok Ermeni önemli görevler almıştır. Ta ki yıkılış döneminin sonlarına kadar.
Osmanlı’nın zor günlerinde batıdan İngilizler, doğudan Bolşevik Rusya Osmanlı’yı bölme planları yapmaya başlar. Kaleyi fethetmenin en kolay yolu toplumun içinde huzursuzluk, hatta terör yaratmaktır. Osmanlı topraklarında bir “Ermenistan kurulması” vaadiyle Ermeniler kelimenin tam anlamıyla “baştan çıkarılır”. Bu iki devletin teşvikleriyle Hınçak ve Taşnak çeteleri kurulur. Bu çeteler sadece Türk köylerinde değil, Kürt köylerinde de terör estirmeye başlarlar. Bu şiddet hareketlerine ve katliamlara maruz kalan Türk ve Kürtler de intikam almak amacıyla Ermenilere saldırmaya başlarlar. Sorunun büyüyeceğini gören Osmanlı yönetimi “bazı” Ermeniler için (Gregoryan ağırlıklı olanlar) tehcir (zorunlu göç) kararı alır. Bu tehcir tüm Ermenileri değil, bölgede sorun yaratan Ermenileri kapsamaktadır. Bütçe ve iaşesi Osmanlı hükümeti tarafından başlatılan bu göçle bazı Ermeni grupları bugünkü Suriye ve Irak topraklarına doğru yola çıkarılırlar.
Yolda iklim koşulları, salgın hastalıklar, çete saldırıları sonucunda birçok Ermeni hayatını kaybeder.
Osmanlı’nın varlığını sürdürebilmek adına attığı bu adım siyasi nedenlerle “soykırım” olarak nitelenir, Hınçak ve Taşnak çetelerinin yaptığı kıyımdan kimse söz etmez.
Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni, 1923 yılında parti konferansında bir rapor sunar. Bu rapor resmi kaynaklarda mevcuttur. Raporda Kaçaznuni’nin temel saptamaları;
“- Dünya Savaşı öncesinde gönüllü siyasi birliklerin oluşturulması hataydı
- Kayıtsız şartsız Rusya’ya bağlanmışlardı.
- Türklerden yana olan güç dengesi hesaba katılmamıştı.
- Tehcir kararı amacına uygundu.
- Türkler savunma içgüdüsüyle hareket etmişti.
- 1918 sonrası İngiliz işgali, Taşnakların umutlarını yeniden kabartmıştı.
- Denizden denize Ermenistan projesi gibi emperyalist bir talebe kapılmışlar, bu yönde kışkırtılmışlardı.
- Müslüman nüfusu katletmişlerdi.
- Ermeni terör eylemleri Batı kamuoyunu kazanmaya yönelikti.
- Taşnak yönetimi dışında suçlu aranmamalıydı.
- Taşnak Partisi’nin artık yapacağı bir şey yoktu. İntihar etmeliydi.”(I)
Bu satırlar şovenist bir Türk’e değil, Ermenistan’ın ilk Başbakanına aittir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu “Ermeni Tehciri” adlı kitabında soykırım iddialarına karşı tezlerini öne sürüyor. Özetle;
“ – Soykırım yapmaya niyetli bir ülke insanları göçe tabi tutmaz, köylerinde öldürür.
- Soykırım yapmaya niyetli bir devlet göçü finanse etmez, yiyecek içecek ikmali yapmaz.
- “Geri dönüş” izni verildikten sonra Türk topraklarına dönen Ermeni sayısı 644.000. Giden sayısından fazla. Soykırıma uğramış olsanız o topraklara geri döner miydiniz?
- Soykırım etnik bir kimliğin tümünü kapsar. Oysa Ermenilerin sadece bir bölümü tehcire tabii tutulmuş, olaylara karışmayanlara dokunulmamıştır” (II)
Tüm bu tezlerin belgeleri de arşivlerde mevcut.
Türkiye Cumhuriyeti uzun zamandır arşivlerini bu konuda araştırma yapmak isteyenlere açtı. Ermenistan’dan da arşivlerini açması talep edildi ancak bu talep karşılık bulmadı. Gizleyecek bir şeyiniz yoksa arşivlerinizi rahatlıkla açarsınız. Demek ki sorunun tarih bilimi alanında değil, siyaset alanında tartışılması isteniyor.
Asala’nın katlettiği birçok diplomatımız var. Ermenistan’ın Hocalı katliamı yakın geçmişte yaşandı. Hiçbir Amerika Başkanı’ndan bunlarla ilgili açıklama duyamadık.
Bazen doğruları söylemenizin etkisi olmuyor. Karşınızdaki kulaklarını kapattığı sürece ne anlatsanız boş!
Kaynakça: (I); Ovanes Kaçaznuni – Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok-Kaynak Yayınları 27. Basım- 2014
(II); Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu – Ermeni Tehciri – Babıali Kültür Yayıncılığı 20. Baskı- 2011