Olay şöyle gelişti: Ermenilerin son zamanlarda artan toprak taleplerine ve SSCB'nin onlara rehberlik edişine tepki gösteren geniş Azeri kitlesi, Bakü sokaklarında durumu protesto etti. Böylece Azerbaycan'da "Ermeniler dışarı" sloganlarıyla gösteriler başlamış oldu. Hemen ardından Ermenistan’dan çıkarılan Azeri mülteciler Bakü ve Sumgayt’taki Ermeni mahallelerini kuşattılar. Olaylarda 32 Ermeni öldü. Bu olayların ardından Ermeniler Azerbaycan'ı terk etmeye başladı.
13 Ocak 1990 günü katliam durdurmak bahanesiyle Bakü'ye giren Sovyet Ordusu Azerilerin haklı kalkışmasını kanlı biçimde bastırdı. 143 Azerinin hayatına mal olan bu hareket ülkede büyük heyecan yarattı. Sovyet Ordusunun bu sert müdahalesi Azerbaycan halkının büyük tepkisine de yol açtı. Sovyet ordusunun böylesine acımasız davranışı protestocuları cezalandırmaktan öte bir amaç taşıyordu. Ülke çapında artan milliyetçi akımları durdurmak ve bağımsızlık girişiminde bulunabilecek diğer Sovyet cumhuriyetleri yurttaşlarına göz dağı vermek anlamını da taşıyordu.
Ancak bu taktik geri tepti. Sovyet ordusunun insanlık dışı davranışı Sovyet yönetimi altındaki Azerbaycan'da milliyetçilik akımının daha da güçlenmesine yol açtı. Bağımsızlık isteği ile Azeriler sokaklara döküldü. Ve bu kalkışma Sovyetler Birliği'nin çöküşünü hızlandırdı.
Adı "Bağımsızlık Meydanı" anlamına gelen Azadlık Meydanı'nı dolduran binlerce Azerbaycan Türkü, katledileceklerini bildikleri halde "BİR KERE YÜKSELEN BAYRAK BİR DAHA İNMEZ" diye haykırarak tankların üzerine yürüdüler.
20 Ocak sabahı, Azadlık Meydanı kan gölü halindeydi. Kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere 170 soydaşımız bütün dünyanın gözleri önünde Moskof tarafından katledilmişti. 800'den fazlası yaralanmıştı. Onlarcası ise gemilere bindirilip Hazar denizinin karanlık sularında batırılarak yok edilmişti.
"İnsan hakları" bekçiliğine soyunan; Ermeni’nin, Kürt’ün olmayan hakkının peşinde koşmayı kendilerine görev bilen batılı devletler bu katliamı sadece izlemekle yetindiler. Hiçbirinden çıt çıkmadı.
20 Ocak, Azerbaycan Türkleri'nin Bozkurt Ebulfez Elçibey önderliğinde Rus esaretinden kurtulmaları sürecinin başlangıç günü oldu. Dökülen kan yerde kalmadı, Türk Yurdu Azerbaycan’ımız Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılmadan önce bağımsızlığına kavuştu.
20 Ocak gecesi vatan uğruna, millet uğruna, bağımsızlık uğruna Rus tanklarının üzerine yürüyen Türklüğün yılmaz neferleri ise yüreklerde ölümsüzleştiler. Büyük Türkeli'nin bir parçası olan Azerbaycan Cumhuriyeti onların eseridir...
Bu acı günün anısına yaptığı tablosunda bu günü anlatan Azerbaycanlı ünlü ressam Nevai Metin şöyle dedi:
“Bu resim tek 20 Ocak değil tüm Türk katliamlarını andıran bir resim. Katliam günü ben daha çok ölü olan yerdeydim. İlk defa yüreğim ağrıdı. Arkadaşlar beni taksiye bindirip eve yolladılar. Akşam saat 10 da ve gece saat 12 de başladı olaylar. 170 ölü, 100 lerce yaralı. Sabah bütün seherde siyah bayraklar sallanıyordu. Ben ondan stres aldım. Hastalandım. Anlatılamaz, çok kötü şeyler yaşadık. Azerbaycan Sovyet'den ayrılan ilk devlet oldu.”