Birileri bunları mutlaka okumalı. Türk tarihi Arap Tarihi değildir. Hele hele Türk kültürü ve inancı asla ve asla geri kalmış Arap kültürü hiç değildir. Hele hele düne kadar Osmanlıların uşağı olan Arapların arkasına takılarak macera yaşatılmak istenen Türkiye hiç değildir.
Anadolu deyince çok düşünmesi gereken ve bilgi sahibi olmayan kişiler maalesef sayıca çoktur. Bunlara tarihini, kültürünü bilmeyen zavallı güruh olarak bakmak gerekiyor. Ki bu insanların kendi kafaları dışında başka kafa olmadığı inançları ise içler acısıdır. Türkiye karanlığa gömülürse bunun tek müsebbihi bu kafa yapısındaki insanlar olacaktır.
Anadolu’nun yazılı tarihi Hititler ile başlar. Hattiler, Hititler, Asurlular Anadolu’nun antik dönem yerleşik halkları olup her üç halkta birbiri içinde yaşamış ve birbirinin devamı olmuşlardır. Barbar, taş üstünde taş bırakmayan Trak-Frik akınları Anadolu’yu harabeye çevirmiş olup 400-700 yıl gibi bir süre Anadolu’da hiçbir medeniyet gelişmemiş, karanlık dönem başlamıştır. Halklar ise birbiri üzerine binmiş, karışmış, pota içinde erimiştir. Frigler, Lidyalılar bölgeye hakim olmuşlar yeni bir medeniyetinde kurucusu olmuşlardır. Her toplum diğer toplum üzerine geldiğinden soy, sop karışımı da devam edegelmiştir. Persler, Büyük İskender, Araplar ve diğerleri Anadolu coğrafyasını ele geçirmişlerdir.
Her işgal var olan etnik grubun azınlığa düşmesini sağlarken, etnik gruplarda bir birinin içine girmiştir. Asya-Avrupa arasında yer alan Anadolu sürekli işgal ve tahribata uğramıştır. Anadolu’nun Türkleşmesi ve sonrasında da bu işgaller devam ede gelmiştir. Savaş zamanları dışında da çok sayıda göç alan Anadolu: Hititlerin ‘’Bin tanrılı inancın ülkesi’’ olduğu gibi günümüz Anadolu’su da asla ve asla Arap Anadolu’su değildir. Hoşgörülü insanların yaşadığı bir bölgedir.
Hoca Ahmet Yesevi’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Mevlana’nın ve diğer Anadolu Erenlerinin harmanladığı inançları kökleştirdiği Anadolu herkese kucak açmış, daima ileri düşüncenin yaşadığı, geliştiği topraklar olmuştur. Bugünlerde yaşananlar bakarak karamsar olmayalım. Hz. Mevlana ‘’Ne olursan ol, gene gel’’ diyerek insan sevgisini gönüllere işlemiş, ötekileştirme, dışlama gibi söylemlerin yerini asla ve asla insanları dışlamayan düşünceleri ile ışık gibi parlaklıklarını devam ettirmektedirler. Nefret söylemi asla yer almaz. İşte Anadolu insanı budur.
Orta Asya bozkırlarından Anadolu’ya gelen Türkler inanç ve kültürleri ile birlikte geldikleri yerlerde yaşamakta olan halkla hep bütünleşmişler bir arada yaşamışlardır. 93 harbi, Balkan harbi, İstiklal savaşı çok sayıda Türk boylarının Anadolu’ya göç etmeleri sonucu, Türklerinde harman olduğu bir yerdir Anadolu. Hoş görü, insan gibi insanların var olduğu bölgedir. Bunun böyle olduğunun ispatı ise Osmanlı ve günümüzde farklı etnik kökenlerin, hatta Türk düşmanı olan bireylerin Osmanlı ve Türkiye Anadolu yönetimlerinde yer alması bunun en güzel örneğidir.
Bugün Anadolu’ya yönelik yeni göç yollarının tekrar harekete geçtiği günler yaşanmaktadır. Bu göçler sırasında Anadolu’ya gelenlerin büyük bir kısmı, Anadolu’da kalacak ve halkımız içinde kendilerine yer bulacaktır. Anadolu asla ve asla bir Sudi Arabistan olamaz. Farklı inanç, kültür ve soyların varlığı bunun teminatıdır. Ayrıca dünya devletleri de buna izin vermezler. Nitekim Türkiye’nin dış yalnızlığı bunun en güzel örneğidir.
Türkiye konumunu ve halkının özelliklerini bilen yöneticiler elinde geleceğin parlak ülkesi olacak kapasite ve kabiliyete sahiptir. Yeter ki işin ehli olanlar ülkeyi yönetsinler. Atatürk ‘’ Cefakar ve Fedakar’’ Türk milleti derken bu milletin karakterini çok güzel ifade etmiştir.