Köklü geçmişi ile tarih ve kültür kenti; Büyük Cihan Devleti Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa… Birçok uygarlığı bağrına basmış bir anne… Roma, Bizans, Selçukludan Osmanlı’ya geçiş, Osmanlı ile Cumhuriyet dönemlerinin mekânsal ve mimari özelliklerini günümüze taşıyan kültür ve tarih kenti Bursa…
Ülkemizde tarihi kentler önce hisar kale içi ve çevresinde kurulur yeni şehir ise hisarın dışında kurulur bu yapısı ile Bursa tipik bir Anadolu Türk şehridir. Osmanlılar Bursa’yı aldıklarında kent sadece hisar içinden ibaretti. Orhan Gazi şehri hisarın dışına çıkararak, surlar dışında bugünkü Bursa’nın çekirdeğini oluşturan yeni bir şehir kurmuştur. Okul, hastane, köprü, aşevleri, kervansaraylar, hamamlar gibi kamu yapıları inşa edilmiş ve bunların çevrelerinde konut alanları yaratılarak bir yerleşme geleneği başlatılmak suretiyle bugünkü “Yeşil Bursa”nın temelleri atılmıştır.
Beylikten devlete geçişin konargöçer kültürden yerleşik hayata geçerek kentleşmenin de ilk olduğu Osmanlı kentidir. Osmanlı ve Cumhuriyette hep önemli bir merkez olmuş halen de önemini muhafaza etmektedir. Osmanlının başkentliğini yapmış tarihi kent yeşil Bursa son 16 yıldır ülkemizin yaşadığı dönüşümü de yaşayan gelişen nüfusla kaybedilen tarım arazileri TOKİ eli ile inşaat faaliyeti ile olumsuz bir süreç yaşamıştır. Türkiye’nin en verimli tarım arazileri imara açıldı, en yeşil ormanlık alanları inşaat yapılarak yeşil sadece Uludağ kaldı. Dikey mimarinin en çirkin örneği, şehrin bağrına saplanan TOKİ bloklarıdır. Plansız büyüme, hızlı inşaat kenti trafik sorunu ile tanıştırmıştır. Trafik yoğun ve boğucu eskiden bu sorun bu kadar hissedilmezdi. Şimdi binlerce aracın egzoz dumanıyla kaplanan caddelerde geçen zaman Tanpınar’ın şiirindeki anlattığı zamana hiç benzemiyor.
Borçla büyüme ve alınan kredinin yatırıma üretime değil de daha çok inşaata harcandığını düşünürsek aslında ülkemizin sorunlarını bire bir yansıtan örnek Bursa belediyesidir. Spor salonları yol köprü kavşak ve TOKİ inşaat projelerine oldukça fazla harcama yapılmış. İhtiyaç temelli bir inşaat değil rant kazanma hırsına talan edilip borca boğulmuş belediyecilik anlayışının kurbanı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi ekonomik anlamda çok zor durumda. 4- 4.5 milyar lira borç var. 2032 yılına kadar borçlanmış durumdayız. Bu borcun yüzde 60’lık kısmı 2018, 2019 ve 2020 yıllarında ödenmek zorunda… Tablo o kadar kötü ki bu üç yıl gelirler, genel giderleri ve kredileri karşılamaya yetmiyor! Yatırımlara ayrılacak tek kuruş kalmıyor. Kredi bile alamıyoruz! demiş Recep Altepe yerine atanmış başkan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş (ODA TV, 07.12.2017).
“Su kuşu denilen deniz uçağı 10 ayda 18 milyon zarar etti. Biz suda indirim yaptık 10-12 milyon kaybımız olacak. Uçakları satacağız. Birini de İstanbul-Bursa-Kocaeli sahillerini gözlemek için kiraya vereceğiz.”Alinur Aktaş.
Alinur Aktaş, “Koca İstanbul’da belediyenin 26 sosyal tesisi var, bizim 57! Üstelik halka dokunmayan işler yapılıyor orada!.. Zarar 43 milyon…”
Stadyumun yapıldığı bölgede iki hastane, beş otel ve yükselen gökdelenleri düşündükçe trafik sorunu keşmekeşi rezaleti hayal bile edemiyorum. Türkiye’nin en borçlu belediyesi olan Bursa belediyesini kazanacak kişiyi şimdiden büyük sorunlar yumağı bekliyor.
Bursa yeni dönemde değişen iklim gibi kıştan bahara geçişi sağlar inşallah. Betonlaşmayı durdurup çevreye doğaya saygılı yeni bir belediyecilik anlayışı hâkim olur.Sarı safranlı beton binaların yerini yeşilin zemin, güllerin desen olduğu eski ile yeninin harmanlandığı yaşanabilir çağdaş yeşil Bursa için değişimin zamanı gelmiştir. Büyük Şair Tanpınarın Bursada zaman şiirindeki gibi;
Bir zafer müjdesi burada her isim
Sanki tak bir anda gün, saat mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
Hala bu taşlarda gelen rüyanın
Her ad bir zafer müjdesini çağrıştırdığına göre, baharın gelişi Nisanda zafer müjdesi olur inşallah.
Bursa TOKİ kazıklarını bağrında taşıyan kazıklanmış ve parası çarçur edilip fantazi projelerle de geleceği borçlanmış bu yanı ile de ikinci kez kazıklanmış şehir...