Birazda uyuşturucu yayınlarla mest olanları tarihi yolculuğa çıkarsak uyanırlar mı? Toz pembe evlendirme programları arasında tarihi gerçekleri anımsatmak ve bilmek gerekir mi bilmiyorum. Kazıklı Voyvoda şeytandır, cellattır. Fatih döneminde Eflak voyvodalığına tayin edilir. Zalimdir, gaddardır. Fatih her halde çok aramış ki böyle birini bulmuş. Bulmuş ama zaman ilerleyince Fatih’e de başkaldırmış. Her zalim gibi sonucunu da kellesi uçurularak ödemiş.
Yemek yerken, kazıklara oturtulmuş insanların çığlıklar içinde can çekişmesini seyretmeye bayılırdı. Öldürttüğü annelerin etlerini kızartır çocuklarına zorla yedirirdi. Kazığa geçirilmeden hayvanlarda nasibini alır, böğürtülerini zevkle dinlerdi. Kadınların göğüslerini kestirir, yerine çocuk başlarını diktirir, insanları doğrayarak çömlek içinde pişirtirdi.
Kazıklının zevkleri arasında neler yoktu ki neler? Arabanın tekerlekleri altında insan kemiklerini kırdırtma, bağırsaklarına kadar deri yüzdürme, kor halindeki kömür üzerine yatırtma, baş-göğüs-göbek deldirtme, kazığın ağızdan çıkışını zevkle seyretme……..
Kazıklının en büyük düşmanı da himayesi altında bulunduğu Türklerdi. Kazıklara vurulmuş, can çekişen Türklerin karşısına geçerek iştahla yemek yediğini Papalık elçisi anlatır. Eline geçen Türk esirlerinin ayak derilerini yüzdürür, üzerine tuz döktürür, keçilere yalatırdı. Gelen Osmanlı elçileri sarıklarını çıkarıp önünde eğilmedikleri için sarıklarını başlarına çivi ile çaktırır sonra da gidin padişahınıza söyleyin der ama elçiler söyleyemeden mefta olurdu.
Her devir zalimler var olmuştur. Günümüzde de varlar. Her e kadar Voyvoda tipi işkenceler yoksa da günün koşullarına uyarlanmış fiziki, sözsel işkenceler var. Değişik yerlerde, değişik şekillerde uygulanıyor. İşkence suçmuş ? Kim dinler. Siz siz olun Kazıklı Voyvoda’nın akıbetine uğramayın. Yoksa işkenceler içinde işkence çekmek zorunda kalırsınız.
Anlatılan olay tarihe geçmiş ve kayıt altına alınmış, görgü tanıklı belgelenmiş olaylardır. Afrika’da ki yamyamlar değil dünyada başka yerlerde de tam tam çalanlar var ve hüküm sürüyorlar. Ne tam tam sesi duyun ne de kazanda kaynayın ama hak edeninde kaynamasını sağlayın.
Her halde uyuyanlar uyandı ve irkildi. Halisane duyguları kin ve nefrete dönüştü mü dersiniz?.