KİBİRLİ OLMAK MI DİK DURMAK MI?

Nazım PEKER

Türkiye yıllarca AKP’nin yanlış dış politikaları sayesinde zor günler yaşamakta. Güney sınırlarımız güvensizliğin ötesinde, ülke geleceğini ve bekasını da tehdit eder hale gelmiştir.

                Bu elbette ülkemiz için kabul edilemez bir durumdur.

                Geçtiğimiz yıllarda, “Kobani’deki kardeşlerimin gözlerinden öpüyorum.” Politikasıyla tam teçhizatlı ve döner yedirerek geçirdiğimiz PYD’ye, operasyon eder konuma gelmedik mi?

                Eğit-donatı kimlere yapmıştık neyin karşılığı idi? Süleyman Şah Türbesi’nin kimlerle işbirliği yaparak kaçırmıştık?

                Şu an TSK, canı pahasına bu hain koridor oluşumunu engelleme ve ülke bekasını kurtarma gayretindedir.

                Bu operasyona ÖSO destek vermektedir. Bu takdir edilecek bir durumdur. Fakat asla güven verici değildir. Çünkü ÖSO, tek bir güç değildir. Çeşitli ırk ve mezheplerden oluşan ve Suriye’nin terör örgütü diye nitelediği homojen bir oluşumdur. Yarın ne yapacağı ve ne olacağı belli midir?

                Hükümetimiz, neden Suriye’nin meşru hükümeti ile işbirliği yapmamakta anlamış değilim. Esad kini ya da Esad karşıtlığı bir KİBİR meselesi mi yoksa bir DİK duruş mu?

                Sizce hangisi?

                Ben stratejist değilim, askeri uzman hiç değilim.  Fakat ülkemin bekası ve çıkarı için şuna inanıyorum: “Türkiye Esad ile işbirliği yapsa, el ele verse mi daha mantıklı ve daha netice alıcı olur?” sorusunu soruyorum.

                Elbette Esat ile işbirliği, daha mantıklı ve daha netice alıcı olur.

                Çünkü Esad’ın yanında Rusya var, İran var.

                ÖSO’nun yanın da kimler var?

                Esad ile yapılacak bir işbirliğini, aklınıza getirin ve düşünün: Esad güneyden Türkiye kuzeyden operasyon yapsa; önünde kim, kaç gün durabilir?

                Ben Türkiye’nin Esad karşıtlığını bir DİK DURUŞ olarak görmüyorum. Neden sürdürüldüğünü de anlamış değilim.

                Hele hele ÖSO’yu bu aziz toprakları vatan yapan KUVAY-I MİLLİYE oluşumu ile aynı görmek; ya tarih bilmemek ya da çok zorda kalmanın dışa vurumu olarak görüyorum.

                Nitekim aynı şeyi Sn. Temel Bey’de söylemektedir.

                Eğer söz konusu vatansa, gerisinin teferruat olması gerekir. Kime nasıl güvenmeyeceğimizi SOÇİ zirvesinde Rusya göstermiş oldu. Adamlar daha ne yapsınlar? Reyhanlı katliamı sorumlusu PKK’lı Suriye delegasyonunun içinde Rusya’nın davetiyle yer almadı mı?

                Önce Esad karşıtlığını bırakalım. Sonra da Arap seviciliğini ve hayranlığını: 21 Arap ülkesi Filistin dahil bizim haklı Suriye operasyonumuzu endişe verici bulmadılar mı?

                Kibir şaşkınlıktır, kibir kaybetmektir, kibir ukalalıktır.

                Türkiye büyük ve saygın bir ülkedir. Elbette DİK duracağız. Ama ne olur KİBİR ile DİK durmayı karıştırmayalım. Şer güçler ağlarını örmeye devam ediyor. Bundan ilk zarar görecek olanlar ülkeyi, yönetenler olacaktır, unutulmaya!..

                Şimdilik ÖSO’dan Kara Gücü olarak yararlanmak ise akıllıca bir taktiktir.

                Endişemiz ülkemiz ve ülkemiz insanı içindir. Meşveret şarttır konuyu, uzmanları ile masaya yatırmak ise büyük bir erdem ve kazanımdır.

                Esen kalınız.                                                                                                   Nazım PEKER