Değişik yıllarda Kıbrıs’a beş defa gittim. 80 li yıllarda gittiğimde gördüğüm düzen, halkın sempatisi ve acılar insanı duygulandırıyordu. Savaşın harabeleri ve izleri ise ayrı bir hüzün veriyordu. İngiliz disiplini içinde yetişmiş eğitimli Kıbrıs halkı kurallara uymakta Türkiye’nin fersah fersah önünde idi.
Uygulanan yanlış demografik politikaların sonucunu daha sonraki yıllarda sempati ve minnet söylemi ile değil nefret söylemi ile ifade edilmesine önce hayret ve kızgınlıkla karşılamış gördüklerim, dinlediklerim karşısında Kıbrıs halkının haklılığını teslim etmiştim. Niteliksiz, soygun ve çapulcuların adada estirdikleri terör, gasp, soygun gibi olaylar haklı olarak halkın da bakış açısını değiştirmişti.
Kıbrıs halkı eskiye özlem duyuyordu çünkü Türkiye’den gelen bir kısım niteliksizler halkı bıktırmıştı. Nitekim her platformda bu sıkıntılarını ifade ediyorlar. Kendilerinde azarlanma ve hor görülme düşüncesi uyanmış, bıkkınlık gelmiş. Hayat pahalılığı, Türkiye’nin sık sık sopa göstermesi Kıbrıs halkını farklı arayışlara yöneltmiş. Örneğin biraz varlıklı olan yerli halk Kıbrıs’ı terk etmekle çözüm yolu bulmuş.
Son yapılan seçimler % 60 oranında destekle yeni bir anlayışı ve arayışı da beraberinde getirmiştir. Huzura, adalete, ekonomiye, düzene yeni bir bakış geleceği ümidi belirmiştir. Geriye kalan % 40 ise Türkiye’de olduğu gibi çıkarlarına zarar gelebileceği inancında olanların da bulunabileceği bir orandır. Adil bir seçim sonucu ortaya çıkan Türkiye-Kıbrıs ilişki ve söylemleri de üzücü ve rencide edicidir. Türkiye’nin azarlayıcı yaklaşımı Kıbrıs halkı tarafından asla kabul edilemez.
Dünya değişiyor, çevremiz değişiyor. Yunanistan tercihini yaptı. Kıbrıs halkıda tercihini yapmıştır. Türkiye de halkın oyu demokratik oluyor da Kıbrıs halkının oyu neden demokratik olmuyor? Hazin tablo burada. Türkiye’de önümüzdeki yıl ve dönemlerde değişime girecektir. Baskılar, yolsuzluklar, haksızlıklar halk tarafından nefretle karşılanmakla birlikte, gasp edilen hakların geri alınması yönünde bir değişime de onay verecektir.