Tekirdağ Belediye Başkanı Adem Dalgıç'ı, makamında ziyaret eden Kılıçdaroğlu, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, "Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi oldu, adaylarınızı nasıl belirleyeceksiniz?" sorusuna, "Bölgenin eğilimi ve kamuoyu yoklamalarını dikkate alacağız. Temel ilkemiz şu, halkın sevdiği güvendiği kişileri belediye başkan adayları olarak göstereceğiz" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, Mayıs ayında İstanbul'da "Yerel Yönetim Fuarı" düzenleyeceklerini de ifade ederek, "Belediye başkanlarımızın hizmetleri bu fuarda tanıtılacak" diye konuştu.
"Bu soruları bana değil Başbakan'a sorun"
Bir gazetecinin, "BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in, Kandil'in 25 Nisan'da yapacağı açıklamanın ardından PKK'nın sınır dışına çekilmeye başlayacağı yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Çekilirlerse memnun oluruz arkadaşlar. Kimse ülkede terörist istemez" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "Sizce çekilme gerçekleşir mi" sorusu üzerine de şunları söyledi:
"Onu bilemem, bu sorunun muhatabı Sayın Başbakan. Başbakan'a soracaksınız. Pazarlıkları yürüten O. Masanın bir tarafında Recep Tayyip Erdoğan var, diğer tarafında Öcalan var. Erdoğan'a sorulması gereken soruyu bana soruyorsunuz. Çekilecekler mi, çekilmeyecekler mi? Pazarlığın süreci nedir? Bu ayrıntıları Başbakan'a soracaksınız."
Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası'nı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, ortak hedefin Türkiye'yi çağdaş uygarlık seviyesine taşımak olduğunu söyledi.
İnanç, kimlik, görüş ayrımı yapılmaksızın çağdaş uygarlık seviyesi hedefi çerçevesinde birleşilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin çok zor bir süreçten geçtiğini biliyoruz. Bu süreç içinde unutmamamız gereken bir nokta var; ulusal birlik ve bütünlüğümüz içinde Türkiye'yi çağdaş uygarlığa taşımak. İşçisi, emeklisi, sanayicisi, bunu düşünmek zorundadır. Bu hedefe kitlendiğimiz zaman kendi bölgemizde de söz sahibi, saygınlığı olan bir ülke oluruz" diye konuştu.
Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün kendileri için önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Kurtuluş Savaşı'ndaki mücadeleyi de kavgayı da beraber verdik. Düğünlerimizi de beraber yaptık. Acılarımızı da beraber paylaştık. Van depremini düşündüğümüz zaman, tasada ve kıvançta bu ulusun nasıl beraber olduğunu gördük. Türkiye'nin bütün illerinden Van'a yardım gitti, hiç kimse Van'ı farklı bir bölge olarak görmedi. Bu ülke bizim ülkemiz, bizim insanlarımız. Bütün olaylara bu çerçevede bakmamız gerekir."
"CHP'nin konumu farklı"
CHP'nin diğer partilerden farklı olduğunu öne süren Kılıçdaroğlı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"CHP olarak zaman zaman susarız, zaman zaman konuşuruz. Susmamızın da konuşmamızın da bir anlamı vardır. Susarız; olayları daha sağlıklı değerlendirmek için. Test edip değerlendirdikten sonra konuşuruz. Biz diğer partiler gibi değiliz. CHP'nin konumu farklıdır, biz kurucu partiyiz. Bu yüzden sözümüzün de iyi dinlenmesini isteriz. Yurttaşlarımızın bir arada huzur ve barış içinde yaşamalarını isteriz. En büyük arzumuz budur. Bu ülkede 76 milyon insan yaşıyorsa hepsi barıştan yanadır. İnsan olup da barışı reddeden biri olabilir mi? Hayır. Sorun ne o zaman? Kocaman bir soru duruyor önümüzde, 'ama nasıl' sorusu. Bunun yanıtını Başbakan verecek. Sayın Başbakan'ın dediği tek cümle 'bana güvenin.' İyi de bugüne kadar söylediklerinin tam tersi çıktı. Biz sorumluluğunun bilincinde olan bir partiyiz. Ölçüp, tartar sonra konuşuruz."
Yaşanan sürecin kolay olmadığının bilindiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Tek bir ölçümüz var ülkenin ulusal bütünlüğü. Ulusal bütünlük sadece söylemekle olmaz, ortaya konan projelerle olur. Özgürlük alanını genişleterek, demokrasiyi sağlayarak bunu gerçekleştirebilirsiniz. 16 madde halinde Demokrasi ve Özgürlük Bildirgesi yayınladık, bununla ilgili şu ana kadar Başbakan dahil hiçbir AKP'li yorum yapmış değil. Demokrasi ve özgürlüğün olmadığı yerde barış olabilir mi? Medya özgürlüğünün olmadığı yerde huzur olabilir mi? Herkesin düşüncelerini özgürce dile getirdiği demokrasi ve özgürlük anlayışına ihtiyacımız var. Ne zaman bir ülkede yurttaş telefonda rahat konuşuyorsa, 'telefonum dinlenmez' diyebilirse bilin ki o ülkede gerçek demokrasi vardır. 'Ya beni dinliyorlar' kaygısı taşıyorsa o ülkede demokrasiden söz edemezsiniz. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği son karar, bu anlamda çok önemlidir, demokrasinin önünün açılması için önemli bir karardır."
Bir gazetecinin, "Tekirdağ Belediyesi'nin yargıya intikal eden bir usulsüzlük iddiası var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "CHP'li belediyeler üzerinde iktidarın sistemli bir baskısı var. Belediyelerimize güveniyoruz. Hesabını veremeyeceğimiz hiç bir durumumuz yok. Seçilen herkesin halka hesap vermesi gerektiği bilincinde olan bir partiyiz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Mayıs ayında İstanbul'da "Yerel Yönetim Fuarı" düzenleyeceklerini de ifade ederek, "Belediye başkanlarımızın hizmetleri bu fuarda tanıtılacak" diye konuştu.
"Bu soruları bana değil Başbakan'a sorun"
Bir gazetecinin, "BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in, Kandil'in 25 Nisan'da yapacağı açıklamanın ardından PKK'nın sınır dışına çekilmeye başlayacağı yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Çekilirlerse memnun oluruz arkadaşlar. Kimse ülkede terörist istemez" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "Sizce çekilme gerçekleşir mi" sorusu üzerine de şunları söyledi:
"Onu bilemem, bu sorunun muhatabı Sayın Başbakan. Başbakan'a soracaksınız. Pazarlıkları yürüten O. Masanın bir tarafında Recep Tayyip Erdoğan var, diğer tarafında Öcalan var. Erdoğan'a sorulması gereken soruyu bana soruyorsunuz. Çekilecekler mi, çekilmeyecekler mi? Pazarlığın süreci nedir? Bu ayrıntıları Başbakan'a soracaksınız."
Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası'nı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, ortak hedefin Türkiye'yi çağdaş uygarlık seviyesine taşımak olduğunu söyledi.
İnanç, kimlik, görüş ayrımı yapılmaksızın çağdaş uygarlık seviyesi hedefi çerçevesinde birleşilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin çok zor bir süreçten geçtiğini biliyoruz. Bu süreç içinde unutmamamız gereken bir nokta var; ulusal birlik ve bütünlüğümüz içinde Türkiye'yi çağdaş uygarlığa taşımak. İşçisi, emeklisi, sanayicisi, bunu düşünmek zorundadır. Bu hedefe kitlendiğimiz zaman kendi bölgemizde de söz sahibi, saygınlığı olan bir ülke oluruz" diye konuştu.
Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün kendileri için önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Kurtuluş Savaşı'ndaki mücadeleyi de kavgayı da beraber verdik. Düğünlerimizi de beraber yaptık. Acılarımızı da beraber paylaştık. Van depremini düşündüğümüz zaman, tasada ve kıvançta bu ulusun nasıl beraber olduğunu gördük. Türkiye'nin bütün illerinden Van'a yardım gitti, hiç kimse Van'ı farklı bir bölge olarak görmedi. Bu ülke bizim ülkemiz, bizim insanlarımız. Bütün olaylara bu çerçevede bakmamız gerekir."
"CHP'nin konumu farklı"
CHP'nin diğer partilerden farklı olduğunu öne süren Kılıçdaroğlı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"CHP olarak zaman zaman susarız, zaman zaman konuşuruz. Susmamızın da konuşmamızın da bir anlamı vardır. Susarız; olayları daha sağlıklı değerlendirmek için. Test edip değerlendirdikten sonra konuşuruz. Biz diğer partiler gibi değiliz. CHP'nin konumu farklıdır, biz kurucu partiyiz. Bu yüzden sözümüzün de iyi dinlenmesini isteriz. Yurttaşlarımızın bir arada huzur ve barış içinde yaşamalarını isteriz. En büyük arzumuz budur. Bu ülkede 76 milyon insan yaşıyorsa hepsi barıştan yanadır. İnsan olup da barışı reddeden biri olabilir mi? Hayır. Sorun ne o zaman? Kocaman bir soru duruyor önümüzde, 'ama nasıl' sorusu. Bunun yanıtını Başbakan verecek. Sayın Başbakan'ın dediği tek cümle 'bana güvenin.' İyi de bugüne kadar söylediklerinin tam tersi çıktı. Biz sorumluluğunun bilincinde olan bir partiyiz. Ölçüp, tartar sonra konuşuruz."
Yaşanan sürecin kolay olmadığının bilindiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Tek bir ölçümüz var ülkenin ulusal bütünlüğü. Ulusal bütünlük sadece söylemekle olmaz, ortaya konan projelerle olur. Özgürlük alanını genişleterek, demokrasiyi sağlayarak bunu gerçekleştirebilirsiniz. 16 madde halinde Demokrasi ve Özgürlük Bildirgesi yayınladık, bununla ilgili şu ana kadar Başbakan dahil hiçbir AKP'li yorum yapmış değil. Demokrasi ve özgürlüğün olmadığı yerde barış olabilir mi? Medya özgürlüğünün olmadığı yerde huzur olabilir mi? Herkesin düşüncelerini özgürce dile getirdiği demokrasi ve özgürlük anlayışına ihtiyacımız var. Ne zaman bir ülkede yurttaş telefonda rahat konuşuyorsa, 'telefonum dinlenmez' diyebilirse bilin ki o ülkede gerçek demokrasi vardır. 'Ya beni dinliyorlar' kaygısı taşıyorsa o ülkede demokrasiden söz edemezsiniz. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği son karar, bu anlamda çok önemlidir, demokrasinin önünün açılması için önemli bir karardır."
Bir gazetecinin, "Tekirdağ Belediyesi'nin yargıya intikal eden bir usulsüzlük iddiası var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "CHP'li belediyeler üzerinde iktidarın sistemli bir baskısı var. Belediyelerimize güveniyoruz. Hesabını veremeyeceğimiz hiç bir durumumuz yok. Seçilen herkesin halka hesap vermesi gerektiği bilincinde olan bir partiyiz" diye konuştu.