İddialı bir yazı. Kıyametin ne zaman kopacağına dair bir bilgi olmamakla beraber, yakınlığı tahmin edilebilir. Kıyametin olacağı kesindir. Öne gelmesi veya uzaması insanların elinde olduğu düşüncesindeyim. Ben yüksek okulda Fizik, Kimya, Biyoloji dersleri almış bir öğretmenim. İlahiyatı uzaktan okudum. Yer Bilimlerini derinden bilmem. Deprem ilmini de basın yayın organlarının verdiği kadar bilirim. Yazıda çok net yanlışlıkları görenlerin, yorum bölümünde ikaz etmelerini istiyorum.
Ölümün de tarihi belli değildir. İnsanlarda kaza ile ölümleri bir tarafa bırakacak olursak, belli bir yaştan sonra ölüm beklenir. Ve beklenen zaman diliminde ölüm gerçekleşir.
Ölümü beklenen veya yaklaşan kişilerde bazı emareler net olarak ortaya çıkar. Hareketler zayıflar, organizma rahat çalışamaz. Bağışıklık sistemi zayıflar, Sistemler eski uyumlu çalışma yerini teklemelere bırakır. Dış ortamdaki değişiklikler hemen yaşlanmış organlarda etkisini gösterir. Takviye ilaçlar alarak organların çalışmaya devamı sağlanır. Yıpranmış organlar veya damarlar ameliyatla elden geçirilir, çalışamaz parçalar alınır, değiştirilir, protez yapılır ömür biraz daha uzatılmaya çalışılır. Ecel belli, ilerisi gerisi yok desek bile; hastane, doktor kapısını aşındırmaya devam ederiz. Kimse yatarak ölümü beklemez. Ölmemek için çareler ararız. Ölüm vaki olduğunda da ecel deriz. Vakti bu kadarmış der, teslim oluruz. Artık itiraz düşünülmez bile.
Canlılar gibi dünyanın da bir sonu olacaktır. Bu sona inancımıza göre kıyamet veya kıyametin kopması diyoruz. Kur’an’ı Kerim de Allah, kıyamet saatinin bilgisinin Allah katında olduğunu bildirse de (Taha/15, Haç/7, lokman/34, Ahzap/63, Zuhruf/65-85) bazı ayetlerde de açık belgeler verdiğini, (Casiye/17) kıyamet işaretlerini gösterdiğini (Muhammed/18) de belirtmektedir.
"Allah birçok ayetinde, Kıyamet günü benim bilgim dahilinde" derken, ben kıyametin kopmasının insanlığın elinde olduğu yargısına nasıl vardım! Yine Kur’an’da Allah’ın ayetleriyle bildirdiklerine göre.
Kıyamet gününde dünya O’nun avucundadır; gökler de O’nun kudret elinde dürülüp bükülmüştür. (Zümer/67)
Sana dağları soruyorlar. Deki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. (Taha/105) O gün gök erimiş maden gibi olurlar. Dağlar da atılmış rengarenk yüne dönerler. (Meariç/9) Yer büyüklüğüne uygun o dehşetli sarsıntıyla sarsıldığı, Yer bütün ağırlıklarını; ölülerini, hazinelerini fırlatıp dışarı çıkardığı zaman. (Zilzal/1-2) Sura bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine çarptırılınca, işte o zaman olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur. (Hakka13-15) Dağlar yürütülmüş serap (pusarık) olmuştur. (Nebe20) O dehşet günü gökleri yazılı kâğıt tomarlarını dürer gibi düreriz. Yaratmaya başlamadan önceki hale döndürürüz…. (Enbiya/104)
Yukarıda verilen ayetlerden kıyametin Allah tarafından koparılacağı ve kopma şekli verilmektedir. Hepsinde dağların hallaç pamuğu gibi birbirine vurulup toz olacağı yaratılmadan önceki duruma döndürüleceği dümdüz olacağından söz edilmektedir. Bu oluş şekli bize 8-9 şiddetinde olan bir depremde evlerin nasıl birbirine vurup toz halinde yere indiği görüntülerini hatırlatıyor. Depremin şiddetinin 12-15 olduğunu bir an düşünelim. Dağlar ayetlerde anlatıldığı gibi birbirine vurur mu? Düşünmek bile zor. İşte bu sonu insanoğlu hazırlayacak. Ama Allah yapmış olacak. Ölüm gibi. İnsan ya kalpten ya çoklu organ yetmezliğinden ya kazadan ya da kanserden, salgından ölecek, kimse Allah istediği için ölmeyecek. Kıyamette öyle. İnsanlar hazırlayacak, Allah da müdahale etmeyecek. Çünkü:
Alemde ilkeli ve sistemli bir denge vardır. Bu dengeli yapı, Allah’ın yaratıcılığının, vahdetinin, kudretinin sonucudur. Bu dengeli yapını bozulmasından da insanı sorumlu tutmaktadır. İnsandan bu dengeyi bozmaması istenmektedir.
Bütün alem canlı bir varlıktır. Ve alemdeki her varlık bu alemde yine Allah’ın belirlediği uyum içinde yaşamak durumundadır. (Enbiya/22) Bütün halinde sistemdeki bozulma, alemdeki denge ve düzenin sona ermesi, kargaşası ve düzensizliğin hâkim olması Kur’an’da kıyamet olarak adlandırılmış, düşünen ve akleden canlı olarak insan uyarılmıştır. (Bakara/164, Ali İmran/190-191) Bütün varlık sadece Allah’a secde ederler. (Rad/15)
Allah gökleri yükseltip mizan koymuştur. (Rahman/7) ayeti, evrensel bir dengeyi işaret eder. Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır. (Kamer/49) derken, boşuna bir şey yaratılmadığı ve yaratılmış ölçülerin korunması gerektiği vurgusu yapılmaktadır.
Yaratılan her şey bir düzen dahilinde yaratılmıştır. Yedi göğü tabakalar halinde yaratan O’dur. Sen, Rahman’ın yaratmasında hiçbir düzensizlik göremezsin! Gözünü çevir de bak, bir çatlak görebiliyor musun? (Mülk/3) Düzenin bozulması, insanların düzene aykırı davranmalarından kaynaklanır. (Rum/41)
İnsanlar düzeni nasıl bozuyor? Diğer alemleri bir tarafa bırakalım. İnsan dünya aleminde kendince daha iyi yaşamak için bilerek veya bilmeyerek yaratılan dengeleri bozma eğiliminde. Yerküre üst katmanı, içinde su, petrol, doğalgaz, magma, çeşitli katı veya eriyik halde madenler; bulunan katmanlar üzerine şekillenmiş, gördüğümüz yapıya sahiptir. Bu üst katmanı taşıyan içindeki saydıklarımdır. İnsanlık bilhassa son yıllarda üst katmanları taşıyan yeraltı sularını, petrolleri, doğalgazları, başta kömür olmak üzere madenleri boşaltmaktadır. Orta Anadolu da obruk dediğimiz küçük çöküntüleri; o bölgedeki yeraltı sularının boşaltılması neticesinde olduğunu herkes kabul ederken, dünyanın içinin boşaltılmasını kimse dikkate almamaktadır. Yarın bu boşalımlar öyle hal alacak ki dengeyi sağlayan yapılar yok olunca, dünyanın üst katmanı obruklar gibi çökecektir. Bu çökme 12 şiddetindeki depremlerden daha fazla bir şiddet ve büyük alanlarda olacaktır. Oluşacak kırıklardan yerin merkezindeki magmaların, dünyanın farklı yerlerinde yeryüzüne fışkırdığını, tusinami ve kutuplardaki buzul dağlarının eridiğini bir an düşünün. İşte o an kıyametin koptuğu, Allah’ın ayetlerinde belirttikleri gün gelmiş olacak.
Basit bir örnekle konuyu açıklamakta fayda var. Elinize bir pet şişe alınız. İçinde su veya hava varken ve ağzı kapalı iken, şişeyi sıkıştıramaz, ezemezsiniz. Kapağı açıp sıkıştırdığınızda pet şişeyi kâğıt gibi yapıştırırsınız. Yukarıda bahsi geçen ayetlerde de Allah, dağları yazılı kâğıt gibi buruşturacağından, dümdüz edeceğinden söz etmekte. İşte bu olayı yani kıyametin oluşmasını biz insanlar düzeni bozarak yapacağız. Bozma işini ne kadar az ve uzun zamanda yaparsak, kıyametin kopması da o ölçüde gecikecektir. Kıyamet kesin kopacak ama, erken veya geç olması insanlığın elinde.
Düzenin merkezinde akleden insan vardır. Bu sebeple, insan kâinat kitabını ve onun gösterdiği hakikatleri; dikkatli okuyup ona göre yaşamalı ve gelecek kuşaklara bozulmamış bir dünya bırakmalıdır...