Ülkemi seviyorum.
İnsanımızı seviyorum.
Ülke insanının huzur içinde yaşamasını, ülkemin, teknolojik,ekonomik üstünlüğe sahip olarak, örnek gösterilmesini arzuluyorum.
Haklı olarak bunları "Kim istemez ki!" diyorsunuz.
Doğru, ben istiyorum, sen istiyorsun, o istiyor!
Amma velakin! Ülkemin durumuna bakıyorum, vatandaşın vaziyetini görüyorum,eldeki istatistikleri inceliyorum, ‘bu işte bir terslik var’ demekten kendimi alamıyorum.
Sizlere birtakım istatistiki bilgiler arz edeceğim. Ülkemizde meydana gelen hadiseleri hatırlatacağım. Bunların ne adına yapıldığını açık açık belirteceğim.
Anlayacağınız biraz zülfü yâre dokunacağım.
Vereceğim bilgiler hiç de iç açıcı değil. Şaşkın ördek misali hep geri geri gidiyoruz.
Lütfen hemen işin kolayına kaçıp, bütün olumsuzlukların sebebi, 'dış güçler’; bizi kıskanıyorlar,bizi dize getirmek istiyorlar,çekemiyorlar… demeyin
Bizi niçin dize getirmek istiyorlar ? Biz Müslüman, onlar gavur olduğu için! Bizi niçin kıskanıyorlar veya çekemiyorlar? Galiba ekonomik gücümüz için!
Bu gavurlar Müslüman olduğumuz için bizi dize getirmek istiyorlar tamam da,her yönüyle meftun olduğumuz, ’ümmet, ümmet’ ve ‘kavmi necip’ diye, yere göğe sığdıramadığımız Müslüman ARAP ülkelerine ne diyeceğiz!Biz din kardeşimiz deyip dünyaya meydan okuyoruz, onlar ‘öne minüt’ dediğimiz İsrail ile sarmaş dolaş oluyorlar. Bize ambargo uyguluyorlar, hatta haccı bile yasaklıyorlar.
Bütün bunlar işin bir yönü.
Asıl acı yönü Türklüğü bir tarafa bıraktık,-‘çok şükür Türklükten kurtulduk’- dediler ya…yüzde 99 müslümanız diye övünüyoruz ve yüzde yüze çıkarmak için çabalıyoruz. Lider olacağız,dünyaya hükmedeceğiz,velhasıl uçacağız.Allah selamet versin!
İşte birkaç örnek: Bir televizyon şaklabanı çıkıyor’Kabirde size melekler hangi millettensiniz dediklerinde Türk’üm dersen kafana topuzu yersin.’diyor.
Dini bir vakıfta erkek çocuklara,bir tarikat şeyhi de dergahında 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel tacizde bulunuyor. Bunlar bir iki basit olay değil, otuzun üzerinde resmiyete intikal etmiş hadise var. Adamların din, iman, cennet deyince hemen akıllarına Huri, Nuri, seks geliyor. Yetmiyor ,Öbür dünyada ’Kimin hanımı kime helal olacak’ diye hayasızca açıklamalar… Bunlar iftira değil. Kitaplar yazıldı hem de mahkeme zabıtlarıyla.
Bizim Peygamberimiz’Güzel ahlakı tamamlamak için geldim’ demiyor mu?
Bakınız Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi 8 bakanlığınkinden büyük,güzel! İmam Hatip Okullarının kontenjanı yüzde 45, Fen liselerinin yüzde 35, ihtiyacımız var dindar ve kindar nesle(!) Olsun!
Yüce dinimizi, gönüllere nakış nakış işlemek için bir sürü okullar, dernekler, cemaatler, tarikatlar, kurslar, vakıflar faaliyette. Değil mi?
Sonuç! Sonuç şu: George Washington Üniversitesi'nden Müslüman iki öğretim görevlisi 153 ülkede Kur’an hükümlerinin ülkelerde uygulanma profili ile ilgili araştırma yapıyor. Doğruluk, adalet, sevgi, merhamet, çalışkanlık, hakkaniyet vs. gibi değerler.
Sıkı durun. 1.Sırada Yeni Zelanda. İlk altıda İskandinav ülkeleri var. Müslüman ülke olarak 45. sırada BAE. Türkiye 95. sırada.
İnanın içim acıyor.Burada bir eksiğimiz yok mu? Yanlış giden bir şey yok mu?
Elbet de Yüce İslama sözümüz yok. Sözümüz İslamı rant kapısı gören gafillere,İslamın özünü kavramayan sadece birtakım ritüelleri islam sanan akıl fukaralarına.
Şimdi de genel işleyişle ilgili durumlara geliyorum.
Bir ülkede temel değerler; hak, hukuk, adalet, eğitim, özgürlük, eşitlik… Vb değil mi?
Şimdi bakalım durumumuz neymiş!
*Dünya Adalet Projesi verilerine göre , Türkiye hukukun üstünlüğü endeksinde 126 ülke içinde 123. sırada.
*İnsan hakları endeksinde 2017-2019 yılları arasında 34 puan gerileyerek’Kısmen özgür ülkeler kategorisinden, özgür olmayan ülkeler gurubuna terfi etmiş (!)
*Dünya basın özgürlüğü endeksinde, 180 ülke arasında 154. sıradayız.
*Nitelikli eğitim sistemleri sıralamasında, 118 ülke içinde 104. sıradayız. Birinci sırada Singapur var. Türkiye; Nepal, Madagaskar, Etiyopya’nın altında;Mali, Bangaldeş’in üstünde.
Şimdi anlaşıldı mı bu dış güçler bizi niye kıskanıyor !!!
Rahmetli Abdurrahim Karakoç’un ‘Hakim Bey‘ diye bir şiiri var. Ondan bir dörtlük alıyorum.
'Kabahat sizde mi,kanunlarda mı?
Şaşırdım billahi yolu yordamı.
Kızma sözlerime alam gadanı,
Sıkıntıdan içim yandı Hakim Bey’
Sonuç: Şair şiirde Hakim Bey’e sesleniyor ya. Siz HAKİM bey’in yerine, ne koyarsanız, kimi koyarsanız koyun. Onu ben bilmem
Geçen gün bir ilimizde Sayın Vali kalabalık ekibiyle esnaf kontrolüne çıkıyor. Bir esnafın maske takmadığını görüyor. "Niçin maske takmadın?" diye sorduğunda, Esnaf: "Gebermek istiyorum da onun için, yetti gayri, evimize ekmek götüremiyoruz. Canımızdan bezdik." diye cevap veriyor.
Vatandaş ekmek bulamıyormuş. Tarihte, Marie Antoinette: "Ekmek bulamayan, pasta yesin." demiş.
Bana göre de ekmek bulamayan, bir paket keyif çayı kapasın, ’hamd olsun’ deyip haline şükretsin (!)