Koalisyon labirenti
Seçim sonuçları ilginç gelişmelere sahne oluyor. Siyasi partiler bunalımda. Koalisyonun içinde mi dışında mı olmalı yönünde ikilem yaşıyorlar. İkilemleri değişken ve sık sık kamuoyuna yansıtılıyor. Siyaset oyunu içinde çeşitli taktik ve entrikalarla bir birlerine çelme atmaya çalışıyorlar. Birlikte olmak veya olmamak ikileminde oldukça da sıkıntıdalar. Ufukta güneş gözükmüyor, parçalı bulutlu hava özlemle bekleniyor.
AKP karşı siyaset geliştirmede en saldırgan ve en deneyimli parti ve Cumhurbaşkanı’nın da tam desteğini almasına rağmen hala sert söylemlerine devam ediyor. Kimse koalisyona talip olmasın, olacaksa biz ne dersek ona razı olsun havasında. Ortamı yumuşatma, uzlaşı sağlama yerine seçim öncesinde olduğu gibi sinirleri gerdikçe geriyor.Bu taktiklerinden medet umuyor. Halkı öyle bir hale getirmek istiyor ki ‘’Aman erken seçim olsun da şunlara oyumuzu verelim de kurtulalım’’ metozorisini sergiliyor. Şu gerçeği kabul etmek istemiyorlar. Ne yapılırsa yapılsın siz hiç Türkiye’de ezici çoğunlukta olup da düşme trendine giren bir partinin eski gücünü kazandığını gördünüz mü? En yakın örneği Anavatan partisi.
CHP ise seçmenini geçmiş oranlara nazaran % 4 civarında kaybetti. Sonucu başarı olarak ilan etti. Oransal olarak başarısız olması yanında Cumhurbaşkanı başta olmak üzere AKP ve Devlet el ele muhalefete karşı dengesiz, orantısız bir seçim geçirildi. Seçim adeta savaştı. Savaştan sağ çıkmak başarı olarak algılanabilir ve % 4 firede meftalara ayrılırsa chp kendini avutabilir. Unutulmasın ki diğer iki muhalefet partisi de aynı koşulları yaşadı ama oyunu arttırarak seçimden çıktılar. Tabanda CHP’nin ilkelerini terk ederek partinin yabancılaşması, metemorfoza uğraması hiç hoş karşılanmadı ve tepki aldı. Aslında CHP’nin Türk siyasetinde iddialı olabilmesi için umdelerine sahip çıkması gerekiyor. Bunu biz değil herkes söylüyor. Sahi CHP ne partisi? Koalisyonda yer alma yönünde hevesli gözüküyorlar. AKP ile yapılacak koalisyon CHP’ ye avantaj sağlamaz. Son seçimde aldığı oyları da mumla arar.
MHP ise seçimin en başarılı partisi. AKP’ye destek verip iktidarını sürdürmesini sağlarsa şaşmamak gerekir. Geçmişte Gül’ün Cumhurbaşkanlığına verdiği desteği düşünmek yeterli. Koalisyonda olur, kuvvetlenir oyumuz artar ve gelecek seçime tek başımıza iktidar oluruz diye düşünülüyor olabilir. Yolsuzluklara neşter atamayan, açılıma hak, hukuk, demokrasi, özgürlük, insan haklarına sahip çıkan bir MHP’nin AKP’ye teslim olması çok hazin olur. Bu nedenle seçim öncesi duruşunu devam ettiren bir MHP tabanın özlemidir. AKP’nin oyununa gelip popülerliğini kaybetmemeli.
HDP’nin ne olduğunu bu dönemde göreceğiz. Türkiye partisi mi, uzantı parti mi, illegal siyasetin legal görünümü mü? Seçim boyunca güzel söylemleri oldu ve taraftar topladı. Koalisyona girip dayatmada bulunursa sempati toplar ancak Türkiye partisi olabilirse. Bölücü ve ayrıştırıcı, etnik bazda siyaset yaparsa sağlamış olduğu desteği de bulamaz.
Bütün bu olumsuzluklar AKP’nin yelkenleri suya indirmesine ve alınan oylar oranında bakanlıkların dağıtılarak milli koalisyon oluşturulması ile aşılabilinir. Bu koalisyon yeni anayasa da yapabilir. Yolsuzluk dosyalarının yeniden açılması, Cumhurbaşkanlığı makamının değil Cumhurbaşkanı’nın yasal ölçüler içinde hareket etmesi, adalet, demokrasi, özgürlükler, eğitim gibi alanlarda demokratik ülke kriterlerine geri dönülmesi, gelir dağılımında adalet, işsizliğin önlenmesi, onurlu bir dış politika halka verilebilecek en güzel hediyedir.