Ülke yangına döndü.Bu durumu anlatmak için hangi ata sözü diye düşündü.
Türkiye'nin durumunu anlatan en iyi ve anlamlı Atasözünü bulmaya çalıştım. Sanırım yazımın başlığı durumumuzu en kısa şekilde özetlemeye yeter.
Sokakta kime sorarsanız sorunuz,ekonomik hayat felç olduğunu duyarsınız. Özel ilgi alanım nedeniyle eğitimden, sağlığı, iç siyasetten dış politikaya; Günlük yaşamımızdan, siyaset arenasına, tarımdan, ticarete,sanayiden kültür hayatımıza kadar her şey perişan ve çok vahim durumda..
Sabahları caddelerdeki esnafın seyir defterlerine bakıyorum. Ne alan var ne de satabilen. Esnafın yüzü gülmüyor. Tüketici durumda olan halkın ise sesi çıkmıyor.
Yerel seçimlere kısa bir süre kalmasına rağmen sokaklarda, evlerde, toplu yaşam alanlarında umutsuzca yüzleri sararmış milyonların dilleri lal olmuş, gözleri kapanmış, kulakları duymaz durumda.
Umut yok olmuş. Değerler kaybolmuş, derinden nefes almaya mekan arayanlar çoğalmış. Sanki millet “öleyim de kurtulayım.” der gibi. İşte zurnanın “zırt” denilen yerindeyiz sanki.
Bu ümitsizlik nereye kadar devam edecek, bilen yok. Küçük siyasi hesap peşinde olanlar maalesef söz sahibi. Halk ekonomik alanda kötü duruma düşmüştür. Çözüm arıyor. Millet acı içinde kıvranırken, kimileri de çok küçük yararlarını düşünüyorlar. Halkı umursayan yok. Fırsatçı siyasetçiler ise milletimizin içine düştüğü vahim durumdan yararlanma peşinde.
Siyaset meydanı yalan rüzgarları estiriyor. Hepimizin gözünün içine bakarak aynı anda onlarca yalan söz söyleniyor. İsim vererek “YALAN SÖYLÜYOR” dendiğinde ise devlet gücü harekete geçiriliyor, konuşamaz, düşünemez. Fikir beyan edilemez duruma getiriliyor insanlar.
Korku düzeni kurulmuş gibi. Hukuk devleti yerine, polis gücüne dayalı devlet inşa edilmiş gibi. Kafasını kaldıranların kafaları zincire vuruluyor.
Ya bendensin, ya da yoksun.anlayışı toplumu sardı.Bendensen iyi insansın, benden değilsen "teröristsin, hainsin, dinsizin, şer cephesindensin. Her türlü hakareti hak ediyorsun. Senin yaşama hakkın yok. Katledilmen caizdir.” deniliyor. Böyle bir siyaset tarzı ülkemizden başka hiçbir demokratik ülkede hatta demokrasiyle yönetilmeyen ülkelerin dahi çoğunda yoktur.
Eskiden tüp, şeker kuyrukları vardı. Günümüzde ise kuyruk türleri arttı: Domates kuyruğu, soğan kuyruğu, patates kuyruğu, patlıcan kuyruğu!
Kısaca yıllar sonra gelinen son nokta yoksulluk, sefalet, açlık, işsizlik, yokluk milletimizin kaderi sanki. Sorumluların hesap vermeleri gerekirken, sanki başkaları suçluymuş gibi umursamaz olmaları ise ayrı bir garabet.
Adalet yok. Hukuk yok. Gelir dağılımında eşitlik yok. İnsan hakları yok. Fikir hürriyeti yok. Üretim yok. Yatırım yok.
Peki ne var?
BEKA SORUNU VAR..
Diyelim ki 'beka' sorunu var. Çık bu sorunun ne olduğu açıkla. Şayet ”BEKA SORUNU” varsa sorumlusu kim?
Ülkemiz beka sorunuyla karşı karşılaşmışsa ,bu duruma gelmemizin sorumlusu kim ya da kimler?
Açıkça yazıyorum..
Vallahi BEKA SORUNU YOK, BİLLAHİ BEKA SORUNU YOK. Olsa olsa birilerinde akıl ve izan sorunu var. O birilerinin de aklı başında olan herkes kim olduklarını biliyor.
Türk Milleti can derdinde, bazıları ise makam, mevki, koltuk, avanta peşinde işin özü bu…