İsveç’te aşırı sağcı Stram Kurs Partisi'nin kurucusu Rasmus Paludan, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakmasından sonra, (Geçen yıl da İsveç’in farklı bölgelerinde üç ayrı cami önünde de Kur’an yakmış; çeşitli olaylar çıkmıştı.) aynı kişi 11 Kasım 2020 de Fransa’da Kur’an yakma eyleminde bulunmuş, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da Kur’an-ı Kerimi havaya atmış ve şiddet olayları çıkmıştı. Belçika’da da aynı eylemleri yapacağı gerekçesiyle ülkeye alınmamıştı.
Batı Dünyası inansın-inanmasın, genelde bütün inançlara saygılıdır. Arada böyle siyasi meczuplar çıkabilir.
Yine Hollanda’da 22 Ocak 2023 tarihinde (PEGİDA) Vatansever Avrupalılar lideri Edwin Wagensveld, Lahey şehrinde Kur’an-ı Kerim yırttı.
Bu olayların, inançtan çok siyasi olduğu kanaatini taşıyorum. Diğer Müslüman ülkeler değil de Türkiye Konsolosluğu önünde yakılması, İsveç’in NATO’ya girişine Türkiye’nin engel olmasını isteyen siyasi bir düşüncenin veya Türkiye’de seçim yaklaşırken, sonuçları etkileyecek bir eylem olarak düşünüyorum.
Ben bu vesile ile Kur’an yakılmasına farklı bir boyutta bakılmasında yarar var diyorum.
Herkesin bildiği gibi Kur’an, Allah’ın koruması altındadır. Kur’an yanmaz. Orada yanan, yakılan kağıttır. Kur’an’ın anlamını, kavramını yitirirseniz, ilkelerini, içeriğini çiğnerseniz; Kur’an ancak o zaman yanar. Kur’an’ın Allah’ın korumasında olduğuna dair ayetler:
Hicr suresi 9.ayet: Muhakkak ki Kur’an’ı Biz indirdik, Biz! Hiç şüphesiz onun koruyucusu da elbette Biziz. Allah, net olarak Kur’an’ın koruyucusu biziz dediğine göre; biz kullara yorum yapmadan inanmaktan başka bir şey düşmez. Allah’ın gücü her şeye yeter. Korunması, bozulmaması için her türlü tedbiri almıştır, demektir.
Fussilet suresi 42.ayet: Önünden de ardından da ona batıl gelip giremez. O her şeyi yerli yerince yapan ve övülmüş Allah katından indirilmiştir.
Vakıa suresi 77-78 ayetler: Bu son derece değerli bir Kur’an’dır; korunmuş bir kitaptadır/Levh-i Mahfuzdadır.
Haklı olarak herkes Kur’an’ın yandığını sanarak tepki gösteriyor. Müslümanların ana kitaplarına, kutsalına sahip çıkması kadar normal bir şey yoktur. Gayri- Müslimlerde Kur’an’ın yakılması ve yırtılmasına karşı çıkmışlardır.
Benim esas üzerinde durmak istediğim konu: İslam aleminin Kur’an kağıtlarının yakılmasına gösterdikleri tepkinin, binde birinin; her gün yakılan, yok edilen Kur’an ruhuna gösterilmemesidir.
Dünyada İslami ölçütlere göre yaşayan toplumlar sıralamasında, Kur’an yaprakları yakılan İsveç 2. sırada, Kur’an yaprakları yırtılan Hollanda 3'üncü sırada, haklı olarak büyük tepki gösteren Türkiye ise; ne yazık ki 100'üncü sırada çıkmaktadır. İslam ülkelerinden Katar 51, Suudi Arabistan 93. sırada yer almakta, ilk 100’de başka İslam ülkesi bulunmamaktadır.
Ne yazık ki Kur’an’ı elinden dilinden düşürmeyen İslam alemi, yaşama ve yaşatma bakımından Allah’ın indirdiği dini bir kenara bırakarak, iktidarlara bağlı Diyanet'in, şeyhlerin, şıhların, cemaat liderlerinin nefsi söylemlerini din olarak kabul etmiş; uygulamalarını da onlara göre yapmışlardır.
Neticede İslam ahlakı, İslam inancı, İslam fıkhı, kelam ilmi, Peygamber örnekliliği, Sünnetullah bir tarafa bırakılarak; Kur’an her gün binlerce defa yakılmıştır, yakılmaya da devam etmektedir.
Bir parti liderine, bir tarikat, cemaat liderine, Allah’ın vasıflarıyla benzetme yapmak; Kur’an-ı yakmanın dışında ne ile izah edilebilir. (İhlas suresini inkâr etmek)
Kur’an: İşi ehline vermeyen, hukuk ve adaleti gözetmeyen, işe alırken hakkı olanı değil, torpilliyi alan, halkını yalan söyleyerek her gün aldatan, çalışanlar arasında aldıkları bakımından uçurumlar yaratan, haklı olanı değil güçlü olanı koruyan, ya bendensin ya da yoksun diyen, kendinden olana verip, muhalefetlik yapanı görmezden gelen, devletin nimetlerini bir avuç azınlığa peşkeş çeken, yeşili ve suyu korumayıp, her yeri betonlaştıran, Allah’ın yasakladığı faizi, zinayı, domuz etini helal gösteren iktidarlar tarafından her gün yakılmaktadır.
Allah kelamı Kuran: Altı yaşında kız çocuklarına nikah kıyan- tecavüz eden, yurtlarda çocuklara tecavüz edenler tarafından her gün yakılmaktadır.
Kur’an: Aklını, vicdanını, iradesini; şeyhlerin, gavsların, cemaat önderlerine teslim edenler tarafından her gün yakılmaktadır.
Hz. Muhammed ile Hz. Meryem’in cennette nikahlanacağını (hiçbir kaynakta olmadığı halde) söyleyen Halil Konakçı gibiler tarafında Kur’an her gün yakılmaktadır.
Zamanımızda Türkiye’de Kur’an: Hırsızların, sahtekarların, vatan hainlerinin, bölücü ve yıkıcıların, bayrak inmez- ezan susmaz diye örtü yaptıkları bir argüman haline geldiği için, her gün yakılmaktadır.
İslam ülkelerinde, şirk ve Allah’ın fahşa dediği her türlü sapkınlıklar, riyakarlıklar kol gezerken ve bunlara itiraz minimum seviyede iken, İsveç ve Hollanda da Kur’an yapraklarını yakılmasına yüksek perdeden tepki göstermek, ahlaksızlığımızı Kur’an’la perdelemektir.
Kur’an diliyle: Allah’ın ipine sımsıkı sarılmadığımız, kul hakkından kaçınmadığımız, emr olunduğu gibi dosdoğru olmadığımız sürece, her gün Kur’an yakmaya devam ederiz. Bizim yaktığımız Kur’an yanında, başkalarının yaktığı Kur’an yapraklarının lafzı bile olmamalı.