İftira, kısaca yalan söz demektir. İnsanların kalben inanmadığı halde, gayeli veya gayesiz aslı olmayan şeyleri; başkası yapmış gibi söylemesidir. Doğrudan- yalana, iyilikten- kötülüğe, haktan- batıla yönelme eğilimine de iftira atma denmektedir.
İftira büyük günahlardandır. İftira atılan duymasa bile, gıybet gibi ‘’Kul hakkı’’ ihlaline girer ki; iftira atılan kişi hakkını helal etmediği sürece affı yoktur. Toplumda insani bağların zayıflayıp kopma sebeplerinden birisi de iftira ve yalanın yaygınlaşmasıdır. İnsanlar arasında güven, adalet, yardımlaşma, iyilik gibi güzel erdemler yok olur. Bu erdemlerin zayıflayıp yok olması toplumların, devletlerin yıkılması sonucunu doğurur.
Kur’an özetle iyiliği emreder, kötülüğü ise yasaklar. Müminlerin ortak özellikleri bu emir ve yasaklara uymalarıdır. Müminlerin hâkim olduğu bir toplum vücuda gelmesi, Kur’an’ın öncelikli hedefidir. Kur’an’da iyilik Maruf, kötülük ise Münker olarak nitelendirilir. Bu konuda Ali-İmran 110.ayet: Siz insanlar için çıkarılmış en iyi ümmet oldunuz. İyiliği (maruf) emreder, kötülükten (münker) menedersiniz ve Allah’a inanırsınız. Demek ki hayırlı ümmet olmanın özellikleri: 1- İyiliği emretmek. 2- Kötülüklerden sakınmak. 3- Allah’a inanmak.
Kötülüklerden sakınmayanların en önemli özelliklerinden birisi de Allah’a, Peygamberlere kişilere, kadınlara iftira atmaktır. Kur’an’da geçen bu iftiralar ilgili çok sayıda ayet vardır. Bunlar: Allah’a atılan iftiralar, Peygambere, kişilere ve kadınlara atılan iftiraları içermektedir.
Allah’a atılan iftiralar:
Nisa s. 48. ayet: Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; fakat dileyen kimsenin bunun dışındaki günahlarını bağışlar. Çünkü Allah’a ortak koşan kimse, büyük günah işleyerek O’na iftira etmiştir. Şirk de dediğimiz Allah’a ortak koşmak en büyük günahlardan sayılmaktadır. Allah kendisine ortak koşanı, tövbe etmediği sürece af etmeyeceğini ahirette de bağışlanmasını beklememesi gerektiğini açıkça beyan etmektedir. İçten tövbe edenlerin kötülüklerini dahi sevaba çevireceğini Furkan s. 68-71. Ayetlerde dile getirmiştir. Bazılarımız büyük günah işlediğinde benim affım mümkün değil deyip, af dileme ihtiyacı bile hissetmezler. Bu yanlıştır. Allah’a ve bağışlamasına güvenmemek de büyük günahlardan sayılır. Allah isterse affetmeyeceği günah yoktur. Böyleleri için Ali-İmran 94.ve Yunus s.17 ayette daha ileri ikazda bulunmuştur.
Ali-İmran s.94.ayet: Bundan sonra kim Allah adına yalan uydurursa, işte onlar zalimdirler.
Yunus s.17.ayet: Allah’a yalan uyduran veya ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim olabilir? Ağır günah işleyenler (mücrimler) asla kurtulamazlar.
Peygambere atılan iftiralar:
Nahl s.101.ayet: Biz bir ayetin yerine başka bir ayeti getirip değiştirdiğimizde- Ki Allah indirdiği şeyi çok iyi bilmektedir- dediler ki: ‘’Sen ancak bir müfterisin!’’ Hayır, onların çoğu bilmiyor.
Furkan s. 4. ayet: İnkâr edenler dediler ki: Bu Kur’an ancak başkalarının de yardımıyla onun uydurduğu bir düzmecedir. İnkarcılara Nahl s. 103. Ayetle cevap verilmiştir. ‘’Ant olsun ki Biz onların: ‘Onu Ona bir insan öğretiyor’ dediklerini de biliyoruz. Oysa işaret ettikleri kişinin dili yabancıdır, bunun ki ise apaçık Arapça’dır. Müşrikler: ‘’Bu okuduklarını Muhammed’in kendisi uyduruyor’’ dediler. Fakat O’nun hayatında okul görmemiş, okuma yazma bilmeyen, hiç kimseden ders almamış, ümmi biri olduklarını da bildikleri için; ilim erbaplarının bile yazamayacağı böyle belagati kuvvetli bir kelamı kendisinin vücuda getireceğine inanmıyorlardı. O dönemde bu işi Amir İbn Hadrami’nin kölesi Cebr’inin yazdırdığı düşüncesindeydiler. Oysa Cebr, Romalı bir Hristiyan’dı. Peygamberimiz onun yanına gider ondan gerekli bilgileri alır çevresine anlatırmış. Kureyşli’lerin bu yakıştırmaları da tutması mümkün değildi. Cebr’in ana dili Arapça değildi. Meramını zor anlatan bir Arapça ’ya sahipti. Kur’an gibi edebi ve mucize bir kelamı düşünmesi yazması imkansızdı. Bu iftira da atıldığı ile kaldı.
Kişilere İftira:
Bir ülkenin seçilmiş en büyüğü, (CB) yine seçilmiş ikinci ve üçüncü kişilerine söyledikleri:
Kemal Kılıçdaroğlu’na "cibilliyetsiz, yüz karası, seviyesiz, bahtsız, bedevi, kirli dudak, Pensilvanya maşası, Kandil ortağı, katil Eset’in arkadaşı, Dhkp-c avukatı, terör örgütüne üye olduğunu görürseniz şaşmayın, eli kanlı darbeci, cani ruhlu, soysuz, tinerci, çapsız, sığ, şizofren tip, ahlak yoksunu, namussuz, siyasi sapık, cüce, cahil, fırıldak, etrafa zehir saçıyor, yaradana karşı küstah, haysiyetsiz" dedi.
Devlet Bahçeli’ye "Vampir, kan emici, ırkçı, kafatasçı, şehit sömürücüsü, ağzından salyalar akıyor, köksüz, alçak, adi, cahil, çirkin, bilinçsiz, hasta kafa, Pensilvanya ortağı, eşkıya, bostan korkuluğu, zihni ile dili arasında kayış koptu, evladı yok bunun, aile nedir bilmez, çoluk çocuk nedir bilmez, marjinal sol örgütlerin maymunu, harcırahlarımı sadaka olarak sana vereyim, alçak, zehirli dil, çakal, senin etrafındakiler insan suretindeki ahlaksız, senin etrafındakiler esfel-i safilin, uçma özürlü, iki yüzlü, namert" dedi. (Yılmaz Özdil. Sözcü gazetesi 13 Ocak 2021 SÖZDE)
Ben yazarken utandım, kızardım. Yorum bile yapmaya ihtiyaç duymuyorum. Allah’a havale ettim. Bu iftiraların kendine fazlasıyla döneceğine inanıyorum.
Nur s.11. ayet: O iftirayı atanlar, sizin içinizde bir topluluktur. Siz bunu, kendiniz için bir kötülük sanmayın; aksine o sizin için bir hayırdır. İftirayı atanların her birisi, işlediği günahın cezasını çekecektir; içlerinden günahın en büyüğünü yüklenen kimseye ise, büyük bir azap vardır!
Bu ayette geçen ‘’Siz bunu, kendiniz için bir kötülük sanmayın; aksine o sizin için bir hayırdır’’ ifadesi, (Bakara 216, Kehf 65-82) ‘’Belki hoşlanmadığınız bir şey, sizin için hayır; hoşlandığınız şey şer olabilir! Zira Allah bilir siz bilemezsiniz.’’ Şeklinde geçmektedir. Onun için bize atılan iftiraları her zaman kötüye yormamalıyız. Belki de dolaylı olarak bize bir ikaz da olabilir, yanlış yapmamaya daha çok dikkat ederiz.
Nisa s. 112. Ayet: Kim bir hata yapar ya da bilerek günah işler, sonra da onu suçsuz birinin üzerine atarsa, o hem iftira etmiş hem de apaçık bir günah işlemiş olur. Hiç kimse başkasını işlediği günahtan sorumlu değildir. Günah işleyen kendi aleyhine işler. İftira attığı kişiler suçlanamaz.
Kadınlara atılan iftiralar:
Kur’an’da Allah’ atılan iftiralardan sonra en çok ayet kadınlara yapılan iftiralarla ilgilidir. Birkaç ayetle özetlemek gerekirse…
Nur s. 4. Ayet: İffetli mümin kadınlara zina suçu isnat edip de dört şahit getirmeyenlere seksen celde (sopa) vurun, onların şahitliklerini ebediyen kabul etmeyin; artık onlar fasıktırlar. Burada iftira atan kişi veya kişiler (kocada olabilir) kendisinden başka dört şahit gösteremezse iftira düşer ve iftira atana 80 sopa vurulur.
Nur s.15. ayet: Siz, yapılan iftirayı dilden dile taşıyor; hakkında bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylüyor ve bunu basit bir şey sanıyordunuz! Halbuki o, Allah katında büyük bir suçtur.
Nur s.23. ayet: İffetli olup fuhşu asla aklından geçirmeyen mümin kadınlara zina suçu atanlar, dünyada da ahirette de lanetlenmişlerdir; onlar için, ayrıca büyük bir azap vardır.
Ayetler gayet açık, tefsire bile ihtiyaç yok. Allah, iftira atmaktan ve iftira atılan olmaktan bizleri korusun.