Diyarbakır Büyükşehir belediye başkanlığı döneminde terörist cenazelerine katılan, Türkiye Cumhuriyeti devletine hakaret eden HDP Şanlıurfa vekili Osman Baydemir, yine bölücü bir açıklama yaparak TBMM kürsüsünde Kürdistan vekili olduğunu söyledi ve bu sözü yüzünden meclisten iki günlüğüne uzaklaştırıldı.
Eski Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in çok meşhur bir sözü vardır. “Dün dündür, bugün bugündür.”
Bana göre Türkiye’deki siyaseti tek cümleyle özetleyen bir söz. Çünkü bu ülkede siyasetin günü gününe tutmuyor.
Osman Baydemir, bugün söylediği Kürdistan kelimesini 4-5 yıl önce açılım sürecinde söyleseydi meclisten uzaklaştırma cezası alır mıydı? Kesinlikle HAYIR!
Ceza almasını geçtim. Barış elçisi bile ilan edilirdi. Yandaş kanallarda havuz medyasının yazarları, Osman Baydemir’in TBMM kürsüsünde Kürdistan gerçeğini söyleyerek bir devrim yaptığını, artık Kürdistan gerçeğiyle yüzleşmemiz gerektiğini uzun uzun anlatırlardı.
Çünkü dün AKP nin izlediği politika farklıydı. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bile mecliste Kürdistan diyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanları Apo’nun barış yolunda yol gösterici olduğunu söylüyorlardı.
Dönemin Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, “Kürt olsam ben de dağa çıkardım” diyerek PKK lı teröristlere hak verip terörü meşrulaştırıyordu.
PKK paçavrasını taşımak suç olmaktan çıkarıldığında demokratikleşme yolunda çok önemli bir adım atıldığı söyleniyordu.
Dün Kürdistan kelimesini kullanmak tarihle yüzleşmekti, barışı sembol eden bir kelimeydi. Bugün ise meclisten uzaklaştırma nedeni sayılacak bir suç.
Dün Sayın Cumhurbaşkanı mecliste Kürdistan dediğinde alkışlayan AKP li vekiller, bugün Osman Baydemir’i Kürdistan dediği için meclisten uzaklaştırdılar.
Bunun adı ikiyüzlülüktür. Milletin milli duygularını sömürmektir.
Dün HDP ile kol kola girip “Megri Megri” türküsünü söyleyenler, bugün MHP ile kol kola girip Ölürüm “Türkiye’m” türküsünü söylüyorlar. Yarın kimle kol kola girip, kimin türküsünü söyleyecekler belli değil…
AKP nin dün başka bugün başka konuşması Osman Baydemir’in Kürdistan kelimesini kullanmasını haklı gösterir mi? Tabii ki HAYIR!
Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre Kürdistan diye bir yer yoktur ve Osman Baydemir, Kürdistan vekili değil Şanlıurfa vekilidir.
TBMM kürsüsü bölücülük yapılacak yer değildir. Milletin oyuyla seçilen ve her ay 15 asgari ücretlinin maaşını alan vekillerin milletin meclisinde Anayasa’da olmayan sıfatları kullanmaya hakkı yoktur.
Bunu sadece Osman Baydemir için söylemiyorum. Milletvekili sıfatı taşıyan her vekil, ağzından çıkan her cümlede yasalara uymak zorundadır. Çünkü Cumhurbaşkanı dâhil devleti yöneten her makam sahibi meşruiyetini Anayasadan almaktadır.
Türkiye Cumhuriyetinin rejimi Cumhuriyet olduğu için Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı
Demokratik, laik hukuk devleti ilkesi olduğu için halkın hür iradesiyle oy verdiği seçimler var.
Seçimler olduğu için siyasi partiler ve Milletvekilleri var.
Osman Baydemir de milletin oyuyla seçilmiş vekillerden biridir fakat milletin oyuyla seçilmiş olması istediği her şeyi yapma hakkı vermez. Hukuk, seçimden üstündür. Hukuk olduğu için seçim var. Seçim olduğu için hukuk değil… Hukuk olmazsa seçim de olmaz.
Olayın hukuki boyutunun dışında bir de tarihi boyutu var. Tarihte Kürdistan diye bir devlet hiçbir zaman olmadı.
Kürdistan, tarih boyunca “Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafi bölge” olmaktan öteye geçmedi. Lazistan, Rumeli gibi coğrafi deyimden başka bir şey değildir.
Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet öncesi 1. Meclis zabıtlarında doğu bölgesinden seçilen vekillerin Kürdistan mebusu olarak geçtiği ve Kürdistan kelimesinin kullanıldığı doğrudur fakat o dönemki meclis zabıtlarında geçen Kürdistan kelimesi bir coğrafi deyimdir. Ne Osmanlı döneminde ne de Kurtuluş Savaşı sırasında Kürdistan diye bir devlet olmamıştır.
O günün koşullarında coğrafi bölgeleri etnik kimliklerle isimlendirmek normaldi. Çünkü imparatorluk dönemiydi. Cumhuriyet yoktu.
Bugün ise Türkiye Cumhuriyeti bir imparatorluk değil Cumhuriyet rejimiyle yönetilen bir ulus devlettir. Ne Osmanlı gibi çok ulusludur, ne de Osmanlı dönemindeki gibi milyonlarca kilometrekarelik toprakları vardır. Bu yüzden Osmanlı döneminden kalma coğrafi deyimleri bugün kullanmanın bir geçerliliği yoktur.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti 7 coğrafi bölgeden meydana gelmektedir ve hiçbiri ırk üzerinden isimlendirilmemiştir.
Şu çelişkiye bakar mısınız?
Coğrafi bölgeleri ırklara göre isimlendirenler bu ülkede yıllarca hümanist gibi gösterilirken bizler bu ayrımı reddettiğimiz için faşist ilan edildik.
Etnik milliyetçilik, halkların kardeşliği diye kabul ettirilmeye çalışılırken bizler, etnik milliyetçiliğe karşı çıktığımız için kan emici olarak gösterildik.
Bizler dün ne yaşadığımızı unutmadık. Bugün Osman Baydemir, Kürdistan diyebiliyorsa, dün mecliste Kürdistan diyenler yüzündendir.
Osman Baydemir’in bölücülüğünü eleştirirken CHP vekillerine de bir iki söz söylemeden geçemeyeceğim.
Osman Baydemir’in Kürdistan demesini fikir özgürlüğü olarak değerlendiren CHP vekilleri, hangi partinin vekili olduğunuzun farkına varın.
Sizler, sıradan bir siyasi partinin vekilleri değilsiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün kurduğu partinin vekillerisiniz ve parti ambleminizde Atatürk’ün 6 ilkesini temsilen 6 ok var.
Bu 6 oktan biri milliyetçiliktir. Ulus devleti savunmaktır. Atatürk’ün Milliyetçilik ilkesine göre Kürdistan demek fikir özgürlüğü değil bölücülüktür.
Milliyetçiliği, Türk Kürt ayırt etmeden “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” cümlesiyle özetleyen Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından sonra 1 kez bile Kürdistan dememiştir. Kürtçülük yapanlarla mücadele etmiştir.
Eğer Atatürk bugün yaşasaydı sizlerin fikir özgürlüğü diyerek sahip çıktığınız Osman Baydemir, bir daha meclise giremezdi.
Artık şu AKP ile yan yana gözükmemek için AKP’ye karşı olan herkesi savunmaktan vazgeçin.
Bugün sahip çıktığınız Osman Baydemir’in dinci yobazlardan bir farkı yoktur. Osman Baydemir de tıpkı dinci yobazlar gibi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıdır. Atatürk’ün kurduğu ulus devleti bölmek istemektedir.
Dinci yobazlara karşı gösterdiğiniz tepkiyi Kürtçü bölücülere göstermediğiniz sürece Türk milleti için hiçbir zaman iktidar alternatifi olamayacaksınız. Daha da önemlisi hiçbir zaman Atatürk’ün yolunda olmayacaksınız.
Şu an gittiğiniz yol Atatürk’ün yolu değildir. AKP nin yıllar önce gittiği açılım süreci yoludur.
AKP de yıllar önce Kürtçülüğü fikir özgürlüğü olarak kabul etti. Osman Baydemir gibileri şımarttı. Sonuç ise binlerce şehit, kan, gözyaşı oldu. Sözde analar ağlamayacaktı ama bu siyaset yüzünden binlerce ana ağladı.
Eğer bir vekil Atatürk’ün kurduğu mecliste Kürdistan diyorsa ona verilecek cevap şudur:
“Kürdistan dediğin yer neresi ise git orada vekillik yap. Burası Türkiye Cumhuriyeti, Kürdistan değil…”