"Yeni bir Gemerek dosyasıyla karşı karşıya kaldık." diyen Akşener sözlerine şöyle devam etti:
"Mahkemeye verilen Çağrı Heyeti değil Genel Merkezmiş. Yani sayın Genel Başkan ve Genel Merkez yöneticileri tarafından yok hükmünde kabul edilen olağanüstü kurultayımızın muhattabı Genel Merkezmiş. Böyle bir tiyatroyla karşı karşıya kaldık. Sonuçta hakim bir karar verdi ve tedbir kararı aldı.Tedbir kararı şu: Bu kurultayla ilgili yapılan şikayet dilekçisiyle ilgili olarak taraflara eksik gedik ne varsa evrak tamamlamaya yönelik çağrıda bulundu. O evrak tamamlama süresinde de kurultayı askıya aldı. İki konu üzerinden bu konuya bakmış. Biri, "niye Akyurt'ta yapıldı?" diğeri de "niye 3’te 2 delege sayısı tamamlanmadı?" Ben bu konu üzerinde çok şey söyleyebilirim ama yargının kamuoyundaki güvenirliği yüzde 24’e düşmüş durumda. Buna; hakimlerimizin, savcılarımızın, hukuk adamlarımızın çok üzüldüğüne inanıyorum ve dolayısıyla bu yüzde 24’ü daha aşağı düşürmemek için başka yorumda bulunmuyorum.Eski bir üniversite hocası olarak, geçtiğimiz cuma günene kadar bekledik. Birçok hukuk adamından mütalalar alarak dosyamıza koyduk ve hakim beyin dosyayı okumasını sağlamaya çalıştık. Avukatımızın kendisiyle yaptığı resmi görüşmede, sayın hakimin verdiği cevap “ben okumayacağım, dosyanıza bakmayacağım, evraklarınıza bakmayacağım, benim yerime gelen hakim baksın” oldu. Türkiye’nin hukukta geldiği nokta maalesef budur. Genel Merkezin aldığı kararla 10 Temmuz’da kongre yapılacaktıTüm arkadaşlarımız bu kongrenin yapılacağına inandı ve ona göre girişimlerde bulundu. Şimdi sayın Bahçeli'nin yapacağını söylediği 10 Temmuz Kongresi, Çankaya seçim kurulu bu talebi reddetti. Biz diğer adaylarla Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) müracaat ettik. YSK tam o ara bu kararı iptal edecekken, yani hukuken çağrının yapılmasını karara bağlayacakken, YSK'dan yapılan bir uyarıyla 10 dakika kala '10 Temmuz dilekçesinin geriye çekildiği' kararıyla başbaşa kaldık.Mücadeleyi sonuna kadar vereceğimTedbir kararı alındı. Bu kararla ilgili mahkemenin peşini bırakmayacağız. Sonucu bana neye mal olursa olsun, kişisel olarak hem hukuki hem de siyasi mücadeleyi sonuna kadar vereceğim. MHP, içinden bir başkabakan çıkaracak ve bu ülkeyi yönetecek inşallah.Biz bu yola çıkarken MHP’nin iç işi olan bu kurultay talebinin sadece bize bırakılmayacak kadar önemli olduğunu biliyorduk. 30 Kasım'da yaptığım açıklamada ana hatlarıyla şunu demiştim: MHP, partilerden bir parti değildir. Bu yola çıkarken hangi güç odaklarıyla karşılacağımızı biliyorduk. Ama partilerden bir parti olmayan MHP, siyasi geleneklerinin birbirine benzeyenlerinden olmayan Ülkücü hareket mücadeleyi sonuna kadar sürdürecektir.Her adımda bu engellerle karşılaştık. Yıldık mı? Hayır. Vazgeçtik mi? Hayır. Vazgeçecek miyiz? Hayır. Buradan AKP ve sayın Cumhurbaşkanına seslenmek istiyorum: Hatırladınız mı? 2007’de Cumhurbaşkanı seçimi için 3’te 2 şartı var olduğu iddiasıyla sayın Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin önüne geçilmişti. Bunun üzerine halkın seçtiği cumhurbaşkanı sistemi ihya edilmişti. Bugün de kurultayın 3’te 2 olması gerektiği iddiasıyla karşı karşıyayız.Ülkücüler sözünün eri olarak tanınırAllah’ın izniyle milli irade harekete geçmiştir. Bir başka şey, Genel Merkeze sesleniyorum. 10 Temmuz'da kurultay yapacağınızı söylediniz. Bu ülkede Ülkücüler sözünün eri olarak tanınır. İmza verene de güveniyoruz, vermeyene de güveniyoruz. Ben ve arkadaşlarım, demokrasinin ve millet iradesinin en önemli mihenk taşı olduğuna inanıyoruz. Noter tasdikli 656 kişi gerekli. Şimdi bu kardeşlerimizin iradesinin ortadan kalktığını mı sanıyorsunuz. Gelin kaçmayın. Gelin kurultayımızı büyük bir kardeşlik içinde yapalım ve Genel Başkanımızı seçelim.Çekin ellerinizi üzerimizden!AKP’ye buradan sesleniyorum: Çekin ellerimizi üzerimizden!And olsun, şart olsun, sarayı AKP’nin arka bahçesi yapmanıza MHP olarak engel olacağız! Engel olacağız! Engel olacağız! Yapamayacaksınız! Her türlü kumpasa, her türlü nezaketsizliğe rağmen saygımızı ortadan kaldırmadan medeniyet diline duyduğumuz saygıyı devam ettirerek yolumuzu devam ettireceğiz. En büyük güç millet iradesidir, en büyük güç Ülkücü iradedir. Onlara saygıda kusur etmeyeceğiz. Başaracağız! Başaracağız! Başaracağız!"Dedikten sonra partililerle bayramlaşmaya geçti.