Değerli okuyucular, ekonomi hayatın ta kendisidir, sosyal bir davranış biçimidir.
Sosyal bir bilim olan EKONOMİ, insan davranışlarının ihtiyaçlar ve tüketim tercihi boyutunu TALEP, insan ihtiyaçlarını karşılamak için yaratılan üretim boyutunu da ARZ olarak tanımlar.
“ARZ ve TALEP” davranışının birlikte kesişip oluşturduğu ortak bölge, insanların yeme-içme, dini, kültürel, sosyal, dinlenme gibi tüm ihtiyaçlarını karşılayan, büyük bir pazar alanıdır.
İnsanlar ihtiyaçlarını bu pazardan karşılarken, aynı ürün grubundan her üretileni aynı çoklukta ve aynı fiyata satın almazlar.
Herhangibir ürünün marka değeri yüksek olan üretici lideri kim ise; piyasayı o belirler.
Lider üreticinin “Marka Değeri” diğer rakiplerine oranla katmadeğeri arttıran unsur olduğu gibi, ürünü kullanıldığı yere ve zamana göre en üst düzeyde geliştirmek, ürünün kullanımında kolaylık sağlayan teknolojik bir değişim yaratmak, pazar payındaki liderlik savaşında en önemli kriterlerdendir.
Bu dev büyüklükteki insan ihtiyaçları pazarında, her üretilen ürünün lider markaları vardır.
“Lider Marka” oluşumunda, markanın geçmişinden dolayı duyulan GÜVEN ve markanın diğer markalar arasındaki rekabette kendini geliştirip sürekli ürün kalitesini ve teknolojisini arttırması en önemli unsurlardır.
“ARZ ve TALEP” varsa bunun piyasada mutlaka bir pazarı oluşur.
Bu pazardan pay kapmak ve liderlik için, bir çok marka rekabet haline girecektir.
Fiyat ve kalite rekabeti, tüketicilerin talepteki tercihlerini de etkileyecektir.
Marka oluşumundan önce, insan ihtiyaçlarına yönelik bir nihai ürünün icadı en önemli meseledir.
Doğa ve evrenin tamamı HAMMADDE olarak düşünülebilir.
Özellikle sanayi devriminden sonra, son 200 yılda bulunan ve bilinenler dışında, doğa ve evren hakkında tümüyle yeterli bilgi sahibi bile değiliz,insanlık tarihinin daha öğreneceği çok şey var !
Güneş enerjisi -yeni keşfedilen bir kaynak olmasa da- bunu yeterli ve kullanılabilir enerjiye dönüştürecek teknoloji geliştikçe, gelecekteki en önemli ve en ucuz kaynak olarak gözüküyor.
Öyleyse asıl mesele alışılagelmiş herkes tarafından bilinen hammadde kaynakları değil, enerji yaratacak yeni bir kaynak ya da yeni bir “Nihai Ürün” icat etmek meselesidir.
Meselenin özü; doğada bulunan her hammaddeyi insan ihtiyaçlarını karşılayacak nihai ürüne dönüştürecek bilgi ve teknolojiyi bulmak meselesidir.
Sanayileşmenin en başında, sanayide en önemli enerji kaynağı “KÖMÜR” iken,artık modern dünyada en önemli enerji kaynağı ve yakıt olarak kömür tercih bile edilmiyor.
Teknolojik buluşlar, henüz bilinmeyen yeni hammaddeleri bulmayı da kapsıyor.
“Demir Cevheri” tüm diğer metaller gibi ham olarak doğadan yani topraktan elde ediliyor.
Demiri daha değerli kılan HAM olması değil, ihtiyaçları karşılayan dayanıklı ürünlere dönüşmesidir.
İşte ekonomide KATMADEĞER dediğimiz şey, hammaddeyi değerli kılacak bilgi ve teknolojiye sahip olmak demektir.
Demiri yüksek ısıyla eritip su katarak tekrar soğuttuğunuzda, yeni bir madde olan “ÇELİK” elde edersiniz, çelik olunca ham demirden daha değerli hale gelir.
Türkiye’de hurda demirin kilogramı yaklaşık 1.5 TL’dir.
Dolayısıyla 5 kilogram hurda demir 7.5 TL ise; uluslararası para birimi bazında fiyatı yaklaşık olarak 1 DOLAR olur.
Siz bu 1 Dolar eden 5 kilogram hurda demiri çok ilkel olan eski bir methodla ısıtarak, eğip, büküp, basitçe işleyip “NAL” yapar “2 Dolar”a satarsanız, elinizdeki hurda demire 2 katı kadar değer katmış olursunuz.
İşte bu en basit örnekle “KATMADEĞER” kuramı devreye girmiş oldu.
Siz bu 1 dolar eden 5 kilogram hurda demiri eğer daha gelişmiş teknoloji ile işlemden geçirerek “TOPLU İĞNE” üretirseniz, 5 kilogramını yaklaşık ”50 Dolar”a satarsınız.
Bakın elimizdeki hurda demir neydi ne oldu, 50 katı kadar değerlenmiş oldu.
Siz 5 kilogramı 1 Dolar eden bu hurda demiri,ortalama 130 gramlık “KOL SAATİ” haline getirecek teknolojik işlemden geçirip MARKA DEĞERİ olan 38 adet kol saati yapar ve bunu “5 bin dolar”a satarsanız, 1 dolar olan hurda demirden 5 bin kat “KATMADEĞER” elde etmiş olursunuz.
Katmadeğer ve Marka konusunda örnekler çoğaltılabilir, hammaddesi ve ana maliyeti Demir elementi olan 5 kilogram girdi bir nihai ürüne dönüşürken, 1 Dolarlık hammadde girdisinin geçirdiği teknolojik işleme göre 2 Dolardan, 5 bin dolara kadar katmadeğer yaratabileceğini açıklamış olduk.
Teknolojik bilgimizi kullanarak bunu nihai ürüne, ardından ünlü bir markaya çevirdik ve 1 koyup 5 bin almış olduk.
İşte "marka ve katmadeğer" yaratmak kısaca bu demektir.
Türkiye’nin dünya çapında "marka ve katmadeğer" üretecek bir teknolojik bilgiye sahip olması için, öncelikle kalifiye İNSAN yetiştirmesi gerekiyor.
Türkiye’de “Sermayemiz yok, hammaddemiz yok” yalanı ile siyaset kurumunun insanlarımızı kandırmasına izin vermeyelim.
Çünkü gerçek bilgiye ve teknolojiye erişmek donanımlı insan kalitemizi yükselterek mümkündür.
Sadece faiz çıkarı için gelen yabancı sermaye ve işlenmemiş hammadde ile bu asla mümkün değildir.